Mesut MADAN/BURDUR, (DHA) - BURDUR'da, 13 Mart'ta geçirdiği kazada yaralanıp, tedaviye alındığı hastanede 1 gün sonra yaşamını yitiren üniversite öğrencisi İrem Su Akkaya'nın (19) babası Halil Akkaya, "Herkes çocuğuna sarılıp, uyurken veya severken, ben kara toprağa sarılıyorum. Bu bir trafik kazası değil, cinayettir. Buraya çocuğumu güle oynaya getirdim, cenazesini götürdüm" dedi.
Kaza, 13 Mart Çarşamba günü saat 07.00 sıralarında, MAKÜ İstiklal Yerleşkesi kavşağında meydana geldi. Süleyman Emre Kılınç yönetimindeki 42 DIP 19 plakalı otomobil ile Emre Esmer'in kullandığı 03 RF 575 plakalı otomobil çarpıştı. Kazada sürücülerle birlikte otomobillerde bulunan İrem Su Akkaya ve Beyza Din (19) yaralandı. Ağır yaralı İrem Su Akkaya, kaldırıldığı Burdur Devlet Hastanesi'ndeki ilk müdahalenin ardından Isparta'daki özel hastaneye sevk edildi. İrem Su Akkaya, kazanın ertesi günü akşam saatlerinde, doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamadı. Kazayla ilgili gözaltına alınan otomobil sürücüsü Emre Esmer'in, yapılan muayenede, 1.92 promil alkollü olduğu belirlendi. Kırmızı ışık ihlali yaptığı da öne sürülen Esmer, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Emre Esmer, çıkarıldığı sulh ceza hakimliğince 'taksirle ölüme ve yaralanmaya sebep olmak' suçundan tutuklandı.
'GÜLE OYNAYA GETİRDİM, CENAZESİNİ GÖTÜRDÜM'
MAKÜ Mühendislik Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü 1'inci sınıf öğrencisi olan İrem Su Akkaya'nın, Manisa'nın Soma ilçesinde oturan babası Halil Akkaya ve teyzesi Selda Avcı, hukuki işlemler için Burdur'a geldi. Burada cumhuriyet savcısıyla görüşen Halil Akkaya, Demirören Haber Ajansı (DHA) muhabirine açıklamalarda bulundu. Akkaya, "Herkes çocuğuna sarılıp, uyurken veya severken, ben kara toprağa sarılıyorum. Bu bir trafik kazası değil, cinayettir; ama takdir-i ilahi. Allah'tan geldik, Allah'a gideceğiz. Bu saatten sonra kimsenin yapabileceği bir şey yok. Her şey adaletin elinde. Adalete, mahkemelere güveniyoruz. İnşallah gerekli en ağır cezaları verecektir. Sözün bittiği yer. Ben çocuğumu buraya güle oynaya getirdim. Buradan cenazesini götürdüm" diye konuştu.
'HUKUKTAN ALDIĞI SÜREYİ İÇERİDE GEÇİRMESİNİ İSTİYORUZ'
Teyze Selda Avcı da "İrem Su, bizim ailemizin tek torunu. Hayatınızda tanıyabileceğiniz en uysal, en mütevazı, en hatırnaz, kalp kırmayan, 'Hayır' demeyen, güzel, tatlı bir çocuk olarak yetiştirildi. İnşaat mühendisi olmak için buraya geldiğinde o kadar mutluydu ki dersleri o kadar zorken, 'Teyze ben inşaat mühendisi olacağım' diye mutlulukla okuyordu. Alkollü bir sürücü Afyon Düzağaç'tan Antalya'ya gitmek üzere gece 4'te yola çıkıyor, sabah 7'yi çeyrek geçe burada kaza gerçekleşiyor. Bir kasap olarak eline satırını almış, neye çarpacağını bilmeden kedi, köpek, insan, çocuklar neyin olacağını öngörmeden gidiyor. Yeşil ışıkta bizim çocuklar temkinli bir şekilde yola çıktıkları halde kırmızı ışıkta geçip çarpıyor. 1.92 promil alkollü olarak şehirler arası yola çıkıyor. 19 yaşında gepegenç bir çocuğun ölümüne sebep oldu. Şu anda biz sadece hukuktan aldığı süreyi kendisinin içeride geçirmesini ve her gün sabah kalktığında gepegenç bir kız çocuğunun hayatını bitirdiğini bilmesini istiyoruz" diye konuştu.
'10 GÜN GEÇTİ, KENDİMİZE GELEMEDİK'
İrem Su Akkaya'nın yaşamını yitirdiği kavşakta çok kaza olduğunu da kaydeden Selda Avcı, "Elimizden gelirse buraya yapılacak kavşağa maddi destek olmak ya da diğer öğrencilere yardımcı olmak isteyeceğiz. Ama özellikle istediğimiz Türkiye'deki alkollü araç kullanımına ait cezaların artması ve insanların alkollüyken direksiyon başına geçmekten korkacak kadar büyük bir ceza alması. Çarpan kişinin bu kadar yüksek alkollü olması hem üzücü hem kahredici. Olayın üzerinden 10 gün geçti, biz kendimize gelemedik" dedi.
FOTOĞRAFLI