Gülben Ergen: Bir anne var 4 evladını birden toprağa veren… Yaşarken ölen anne, dört evladının mezarında anne, ciğeri yanan anne, şimdi tek evladı için yaşayacak o anne… #gaziantep
Sibel Can: Farklılıklar büyüdü,vicdanlar ve tabutlar küçüldü..Günah nedir bilmeyen katiller..
Birce Akalay: 32 yaşındayım.
Ömrümde böyle karanlık,böyle zulüm görmedim. Epey zamandır memleketimizin derdine düştüğümüzden gelişimimizi,üretimimizi,hak ve özgürlüklerimizi,sanatımızı,icraatımızı bir kenara öylece bırakıp içimizde sürekli yeniden tazelenen acıyı kanser kazıyan bir doktor gibi kazımaya törpülemeye çalışıyoruz.İçim dışım saçımın teli acı oldu artık.Hayatımda yaşamak için hiç ama hiç ihtiyacım olmayan bilgilerle (ki doğru yanlış belli değil) doldum,taştım.Komplolar,istihbarat açıkları,etnik yalancılıklar,dini sömürüler,sapıklar,tecavüzcüler,insan yakan caniler,terörizm,silahlar,askeri üsler,savaş uçakları,tanklar,intihar bombaları…Olan hep millete,analara,insanlara oldu.Bir ülkenin refah düzeyini o ülkenin sanatta,sporda,bilimde ve halkın kendini ifade edişindeki gelişimine bakınca hissedebilirsiniz ve tabii ki çocuklarına.Çocuklarımıza..
Çocuklarımıza sahip çıkmak zamanıdır dostlarım.
Onları eğitmek,öğretmek,aydınlatmaktan başka çaremiz yok,köhne muhalefetlerle,poşet poşet lanetlerle bu acı bitmeyecek bitemez.Yarını görebilmek için yeniden,tüm çocuklarımıza sahip çıkmak zorundayız.Kimden olursa olsun.Yeter ki;
Sanatçı olsun,
öğretmen olsun,
doktor olsun,
asker olsun,
polis olsun,
astronot olsun,
hakim,savcı,avukat,
balıkçı olsun,kütüphaneci olsun,keman çalsın
Resim yapsın,dans etsin,çiftçilik etsin..
yeter ki aydınlık bir güne uyansın yeniden.
Savaşmasın,üretsin..
Yoksa aklımızı yitireceğiz..