Gülay KUYUCU-Orhan AŞAN/VAN,(DHA)- TARİHİ Van Kalesi civarında, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erkan Konyar başkanlığında süren kazı çalışmalarında bir Urartu kadının mezarından 14 bilezik ve kazı çalışmalarında çok sayıda takı eşyası çıktı. Doç. Dr. Konyar, "Bu, Urartuda çok nadir karşılaşılan bir durum. Taşıdığı buluntular, halktan olmadığını gösteriyor. Yalnız şöyle bir sınır da çizmek gerekiyor; Urartu toplumunun büyük bir kesmi takıya çok düşkün" dedi.
Urartu Krallığı'nın başkenti Tuşpa'nın merkezi Van Kalesi, yaklaşık 3 bin yıldır bütün görkemiyle ayakta kalmaya devam ederken, çevresinde tarihin izlerini araştırma çalışmaları da sürüyor. Van Kalesi civarında Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün izniyle İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erkan Konyar başkanlığında sürdürülen kazı çalışmalarında bu yıl sona yaklaştı.
Türkiye'nin birçok üniversitesinden, alanında uzman kişilerce 'eski Van şehri, kalesi ve höyüğü' alanındaki kazı çalışmalarında bu yıl bilim insanlarını heyecanlandıran birçok gelişme yaşandı. Höyükte, dönemin kadınlarına ilişkin birçok bulguya rastlandı. Kazı Başkanı Doç. Dr. Erkan Konyar, yaptıkları kazı çalışmalarında kadınların takı modasını çok iyi takip etiklerini gözlemlediklerini söyledi.
BİR URARTULU KADINDAN 14 BİLEZİK ÇIKTI
Van'da kadının dönemin modasına karşı yaklaşımını bildiklerini belirten Doç. Dr. Erkan Konyar, "Bu tür buluntularla olayın boyutunu daha iyi gözlemleyebiliyoruz. Bu yıl sadece bir kadından 14 bilezik çıktı. Bu tabii o kadının süslenme durumu veya ailesinin ölümden sonra bıraktığı armağanlar olabilir. Biz biliyoruz ki bunlar gündelik yaşamda kullandıkları takılar, öldükten sonra da o takıları birlikte ölü armağanı olarak mezara götürüyorlar. Daha önce böyle buluntular vardı fakat, bir bireyin üstünde bu kadar fazla buluntu çok nadir karşılaşılan bir durum" dedi.
Eski Van'ın ticari noktada da potansiyelinin çok yüksek olduğunu belirten Doç. Dr. Konyar, "Urartu başkentinin hemen dibindesiniz. Dolayısıyla buranın sakinlerinin de diğer toplumlar gibi olmadığını biliyoruz. Mesela kendi evinde çivi yazılı bir tablet bulabiliyoruz. Örneğin bu yıl bir boğa başı bulduk. Muhtemelen kil topraktan yapılmış bir asa başı. Bu bize birazcık bölgedeki Teşup kültürünü de anımsattı. Fırtına Tanrısı Teşup'un halk arasındaki kültsel uygulamalarını bize gösteriyor. Urartu'nun son kadınları üzerinde bulduğumuz buluntuların büyük bir bölümü aslında bize çok şey anlatıyor" diye konuştu.
Buluntular arasında Urartulu kadınların makyajda kullandığı malzemelerle birçok takı eşyasının da yer aldığını anlatan Doç. Dr. Erkan Konyar, şunları söyledi:
"Bu da sıradan kadın olmadığını gösteriyor bize. Burada bakıyorsunuz ki hemen kendi evlerinin yanında gömülmüş insanlar söz konusu. Bunu da sıra dışı yapan şimdiye kadar geçen yıldan beri 7, bütün kazı sezonu boyunca da 10'dan fazla yerleşme içinde gömüyle karşılaştık. Bu Urartu'da çok nadir karşılaşılan bir durum. Taşıdığı buluntular, halktan olmadığını gösteriyor. Yalnız şöyle bir sınır da çizmek gerekiyor; Urartu toplumunun büyük bir kesmi takıya çok düşkün. Halktan olsun olmasın Urartulu, Doğu Anadolulu kadını günümüzden 2500-2700 yıl önceki periyotta yaşamış, Doğu Anadolu kadını süsüne, takısına, giyimine,kuşamına çok düşkün bir profil çiziyor."
FOTOĞRAFLI