Üre, kandaki oranın yükselmesi ile insan sağlığında tehlikeyi artırıyor. Bu tehlike ile birçok organ etkilenirken vücut üzeri çalışma dengesi bozuluyor. Peki üre nedir ve nasıl oluşur? Gelin hep birlikte bakalım.
İnsan vücudu üzerinde gündelik olarak alınan gıdalarda bulunan proteinler, ince bağırsak ve mide sayesinde sindirime uğrar. Sindirim sonrasında kan aracılığı ile karaciğere iletilen protein, amonyak maddesi ile parçalanarak atık bir maddeye dönüştürülür. Amonyak maddesi karaciğere giren karbondioksit gazını tutarak üre haline getirmektedir. Dönüştürülen üre, amonyak gazına göre daha az zararlı olup böbrek içinde süzülerek idrar ile dışarı atılması sağlanır. Bunun sonucunda böbrekler görevini düzgün bir şekilde yerine getiremediğinden vücutta toksin etkiye sahip olan üre birikimlerinin oluşmasına sebep olur. Üre ne demek diye merak ediyorsanız; memeli canlılar sınıfına dahil olan ve bu canlıların vücut dengesi üzerinde meydana gelen üreyi kısaca, azotlu besinlerin vücutta yanmasıyla oluşan, erimiş bir durumda idrar ile dışarı atılan azotlu madde olarak tanımlayabiliriz.
İnsan vücudu için gerekli olan proteinden fazlası alındığında üre yüksekliğinin fazla olduğu tanısı ortaya konulur. Üre yüksekliği, böbrek sorunları gibi rahatsızlıklar sebebiyle ürenin verimli bir şekilde vücut dışına atılamadığı anlamına gelebilir. Üre yüksekliği olan insanlarda kalp krizi, kalp yetmezliği gibi hastalıkların olma riski yüksektir. Bazı diyet programlarının içeriği ağır protein ağırlıklı olabilmektedir. Kandaki üre seviyenin yükselmesine sebep olan bu protein alımı sebebiyle bağışıklık sistemi yavaşlar ve hastanın enfeksiyon kapma riski her zamankinden daha fazla olur.
Hastalıklar genel olarak birbiriyle benzerlik göstermektedir. Üre yüksekliğinin sebepleri; ateşli hastalık, enfeksiyon, susuzluk, iç kanama, stres, kan dolaşımı bozuklukları, tiroid hormonu bozuklukları, vücudun susuz kalması, bazı ilaçların yan etkileri, idrar yollarında tıkanıklık, gut kanaması, kortizon ilacının kullanımı, böbrek yetmezliği de olabilmektedir.
Vücuttaki üre düşüklüğü genellikle ciddi bir problem değildir. Bu durum çoğunlukla insan vücudunun ihtiyacından fazla su tüketmesi sonucu ortaya çıkar ya da besleyiciliği az ve protein bakımından hafif olan diyetler de kimi zaman üre düşüklüğüne sebep olabilmektedir. Ancak nadiren de olsa karaciğer rahatsızlığına bağlı olarak ya da bazı emilim sorunları nedeniyle de üre düşüklüğü görülebilmektedir. Bir diğer nadir görülen üre düşüklüğü sebebi ise; siroz, şeker hastalığı, pankreas kanseri, bağırsak rahatsızlıkları vb. gibi rahatsızlıklardan kaynaklı olabilmektedir.
Üre düşüklüğü radyasyon, ishal, kısa bağırsak sendromu, tüberküloz, giyardiyaz, Whipple hastalığı, ankilostomiyaz veya stongiloidiyaz gibi bazı bulaşıcı hastalıklar; crohn hastalığı, safra salgılarında oluşan düzensizlik, kronik pankreas iltihabı, şeker hastalığı, pankreas kanseri vb. gibi hastalıklar sonucu meydana gelebilir.
Kan üzerinde biriken bu azotlu maddenin, en önemli ve tehlike arz eden yanı böbreklerin süzme işlevini düzgün yapmamasıdır. Bazı araştırmalar sonucu böbreklere iyi gelen yiyeceklerin kandaki üre miktarını azaltmaya yardımcı olduğu görülmüştür. İşte bu besinler şunlardır:
Lahana yaprağı suyu, aynı safa otu, maydanoz suyu, enginar yaprağı, sarısabır otu ile damla sakızı karışımı, ardıç tohumu suyu, salatalık ve taze sıkılmış salatalık suyu, ayrık otu, nohut suyu, rezene, karahindiba, çuha çiçeği kandaki fazla olan üre miktarının düşürülmesine yardımcı olan besinlerdir.