HABER

Usame bin Ladin nasıl öldürüldü?

El Kaide lideri Usame Bin Ladin'in Pakistan'da saklandığı bir evde öldürüldüğü operasyonun tüm detayları gün yüzüne çıktı.

Usame bin Ladin nasıl öldürüldü?

Operasyonu düzenleyen Deniz Komandoları 6. Takımı'nın eski komutanlarından olan Chuck Pfarrer'in, Amerika'da bu haftasonu yayımlanacak olan 'Komando Hedefi Geronimo' ("Seal Target Geronimo") isimli kitabında, operasyona katılan askerlerle yaptığı röportajlara yer verdi. Askerlerin anlattıklarına göre, Bin Ladin uzun bir silahlı çatışmadan sonra değil, Birleşik Devletler Deniz Komandoları'nın eve inişlerinin 90'ıncı saniyesinde öldürüldü. Ayrıca operasyonda sadece 12 kurşunun kullanıldığını belirten komandolar, politikacıların operasyonla ilgili açıklamalarından da rahatsız... Politikacıların anlattıklarının, onları öldürme misyonuna sahip, soğukkanlı katiller gibi resmettiğini düşünüyorlar. Ayrıca, Başkan Barack Obama'nın Bin Ladin'in ölümünü, topladıkları istihbaratın büyük bir kısmını geçersiz kılma pahasına aynı akşam televizyonda duyurmasına da çok şaşırmışlar.

YERİ NASIL TESPİT EDİLDİ?

Kitapta yer alan bilgilere göre, Bin Ladin operasyonuyla ilgili ilk ipucu Ocak ayında ortaya çıktı. ABD Deniz Komandoları 6. Takımı'nın komutanı, Birleşik Müşterek Özel Kuvvetler'in karargahında bir toplantıya çağırıldı. Toplantı, Amiral William McRaven ve bir CIA yetkilisi ile, yerin 3 kat altında ses geçirmez bir sığınakta yapılmıştı. Takımın komutanına, Pakistan'da, duvarlarla çevrili bir yerleşkenin birkaç haftadır izlendiğini söylediler. Başkan'a bir plan sunmaları gerekiyordu. Yerleşkedeki kişi önemli biri olmalıydı. "Pekala şimdi bu Bernt mü yoksa Ernie mi?" diye sordu komutan. Komandoların, Bin Ladin ve onun yardımcısı Ayman al-Zawahiri için taktığı bu isimler, Susam Sokağı'ndaki iki kuklaya referans verilerek takılmıştı. Biri ince ve uzun, diğeriyse kısa ve toplu."Elimizde bir ses kaydı var" dedi CIA yetkilisi, "ve yüzde 60-70 oranında bizim adamımız olduğuna eminiz". Ayrıca McRaven, bir keşif uydusunun, hedefin gölgesini ölçtüğünü de söyledi. Uzunluğu 1.90 metre kadardı. McRaven, Ghost Hawk helikopterlerini kullanacaklarını söylediğinde, takım liderinin hiç şüphesi kalmamıştı. Bunlar geliştirilmiş en gizli ve sofistike helikopterlerdi.

BİN LADİN: YÜRÜYÜŞÇÜ

Birkaç ay içerisinde bir plan şekillenmişti. Tall Pines'da, doğu Amerika'da bir yerdeki ulusal bir ormanın içindeki bir askeri tesiste, yerleşkenin bir modeli yapılmıştı. Yerleşkenin üzerinde yörüngeye yerleştirilen 4 adet keşif uydusu araya girip video ve haberleşmelerden dinleme yapıyordu. Volta atan uzun boylu bir figüre "yürüyüşçü" adı takılmıştı. Obama talimat verdiğinde, "Jedi" adı verilen Komando Takımı 6, Afganistan'a gönderildi. Beyaz Saray jet uçaklarıyla destek verme fikrinden, Pakistan'la ilişkileri bozabileceği gerekçesiyle vazgeçmişti. Ghost Hawk helikopterlerini hava desteği olmadan göndermek çok riskliydi. Bu yüzden komandoların daha eski bir model olan Stealth Hawks helikopterlerini kullanması gerekti. USS Carl Vinson uçak gemisinden kalkan bir prowler elektronik savaş uçağı Pakistan radarının sinyallerini bozmak ve sahte hedefler yaratmak için kullanıldı.

OPERASYON BAŞLIYOR

'Neptün'ün Mızrağı' operasyonu aslında 30 Nisan için planlanmıştı ancak kötü hava şartları 1 Mayıs'a, aysız bir geceye ertelenmesine neden oldu. Jilet 1 ve 2 (Razor 1 ve 2) kod adlı iki Stealth Hawk helikopteriyle uçan komandoları beş dakika farkla, "Komutan Kuş" ve "silah platformu" olarak bilinen 2 Chinook takip ediyordu. İçeride, her komando vücut zırhı kuşanmış ve gece görüş gözlüğü takmıştı. Ucu kesik lazerli M-4 tüfekleri vardı. Bin Ladin, 3 eşi, 2 oğlu Khalid ve Hamza, kuryesi Abu Ahmed al-Kuwaiti, 4 koruması ve çocukları dahil olmak üzere evde 30 kişi olmasını bekliyorlardı.

Gece yarısını 56 dakika geçe yerleşke göründü ve "Palmiye Sahili" (Palm Beach) kodu inişe 3 dakika kala 3 kez sinyal edildi. Bin ladin'in en üst katında yaşadığı 3 katlı ana binanın üzerinde Razor 1 duraksadı. 12 komando, 5-6 feet yükseklikten iple atlayarak verandaya indi ve camlardan içeri girdi. Karşılaştıkları ilk kişi, Bin ladin'in üçüncü karısı olan Khaira, korkarak hole kaçtı. Üzerine tuttukları çakarlı beyaz bir ışıktan köre dönen kadın tökezlediğinde onu kolundan yakalayıp yere fırlattılar. Ladin'in yatak odası holün sonundaydı. Kapı açıldı, başını çıkardı ve sonra kapıyı sertçe kapadı. Bir komando telsizden, "Geronime, Geronimo, Geronimo" diye, "hedefi gördük" anlamına gelen sinyali verdi. Bu sırada alt katın ışıkları yandı ve Bin Ladin'in oğlu Khalid merdivenlerden, komandolara doğru, koşarak çıktı. Vurularak öldü.

BİN LADİN SİLAHINA DAVRANDI AMA...

İki komando Bin Ladin'in kapısını tekmeleyerek indirdi. Oda, daha sonradan anlattıklarına göre "eski kıyafet, büyükannenin evindeki bir misafir odası gibi kokuyordu". İçeride El-Kaide'nin lideri ve onu önüne çekerken çığlık atan en genç karısı Amal vardı. "Hayır, hayır bunu yapma" diye bağırdı Bin Ladin iki kişilik yataktaki AK-47 saldırı tüfeğine uzanırken. Komandolar anında tepki verdiler, aynı saniye içerisinde ateş ettiler. İlk atış döşeğe isabet etti. Bin Ladin'in kafasına hedef alan diğeri Amal'ın baldırını sıyırdı. Eliyle silaha uzandığında birer kez daha ateş ettiler; bir atış göğüs kemiğini vurdu, diğeri de kafatasına denk geldi ve kafasının arkasından patlayıp çıkarak onu anında öldürdü.

Bu sırada Razor 2, Bin ladin'in kuryesi Kuwaiti ve kardeşinin yaşadığı alçak, kutu gibi misafirhaneye yönelmişti. Helikopter yaklaştığında bir kapı açıldı ve iki figür belirdi, birinin elinde bir AK-47 vardı. Bu Kuwaiti'ydi. Aysız gecede hiçbir şey göremiyordu ve tüfeğini kaldırarak kontrolsüzce kurşun saçmaya başladı. Stealth Hawk'u görmedi. Helikopterde biri "Ensele onu!" diye haykırdı ve bir keskin nişancı iki el ateş etti. Kuwaiti öldürülmüştü, arkasındaki, sonradan karısı olduğu anlaşılan kadın da.

BEYAZ SARAY 20. DAKİKADA ÖLÜM HABERİNİ ALDI

Razor 2'deki komandolar misafir evini 2 dakika içersinde kadın ve çocukları çıkartarak boşaltmışlardı. Daha sonra koşarak ana eve girdiler ve ilk kattan içeri girerek odaları kontrol etmeye başladılar. Bin Ladin'in korumalarından biri içeride AK-47'siyle bekliyordu. Komandolar onu iki defa vurdular ve devrildi. Operasyonun 5. dakikasında Chinook, komutan subayı ve daha fazla adam boşaltarak yerleşkenin dışına iniş yaptı. Komutan, bin Ladin'in yüzüstü yatmakta olduğu 3. kata çıktı. Fotoğraflar çekildi ve komutan uydu telefonuyla karargahı arayarak 'Bin Ladin; düşman görev esnasında öldürüldü' dedi.

"Beyaz Saray onun öldüğünü ilk bu sırada duydu, büyük ihtimalle baskının başından beri 20 dakika geçmişti." diyor Pfarrer. Bin Ladin'den bir DNA örneği alındı ve cesedi torbaya koyuldu. Silahını sakladılar.

ABD HELİKOPTERİ NEDEN DÜŞTÜ?

Bu noktada işler ters gitmeye başladı. Razor 1 havalandı, fakat çok gizli, elektronikleri kontrol eden "yeşil ünite" arızalandı. Araç bir spin atarak kuyruğundan yerleşkeye çakıldı. Komandolar, uçağın vurularak düşürüldüğünü sanarak alarm moduna geçti ve birkaçı enkaza koştular. Ekip sarsılmış ancak zarar görmemiş bir biçimde dışarı çıktı. Komutan subay onlara Razor 2'yi yok etmelerini, yeşil üniteyi çıkarmalarını ve uçağın elektronik sistemini ezmelerini emretti. Bunun üzerine patlayıcıları yerleştirdiler. Bin Ladin'in cesedini, toplayıp plastik poşetlere yerleştirdikleri istihbarat malzemeleri ile birlikte Chinook'a yüklediler ve USS Carl Vinson'a yöneldiler. Uçarak giderken, Razor 2'yi havaya uçurdular. Tüm operasyon 38 dakika sürmüştü.

Ertesi sabah Beyaz Saray yetkilileri, helikopterin geldiği gibi çakılarak, komandoların çatıdan girme planlarından vazgeçmelerine yol açtığını söyledi. Durum odası fotoğrafı, eli ağzına gitmiş şok içindeki Hillary Clinton'ı gösteriyordu. Niye bu kadar yanlış anlamışlardı. İzledikleri şey, 20.000 feet yüksekten görüntü alan uzaktan kumandalı bir uçağın, Beyaz Saray'a ve Langley'deki CIA yöneticisi Leon Panetta'ya yaptığı canlı video yayınıydı. Komandoların başlık kameraları yoktu ve Beyaz Saray'dakilerin evin içerisinde ne olduğuna dair hiçbir fikri yoktu. "Terminolojimizi anlamıyorlar, bu yüzden birisi 'araya girme helikopteri çakıldı' deyince, giriş esnasında olduğunu sandılar" diyor Pfarrer.

KOMANDOLAR KIZGIN

Komandoları öfkelendiren şey, Pfarrer'a göre, baskının bir "öldürme misyonu" olarak tanımlanmasıydı. "30 yıldır bir komandoyum ve hiçbir zaman 'öldürme misyonu' sözlerini duymadım," dedi. "Bu bir Beltway [Washington'ın iç yüzünü bilenlerin] fantazi dünyası. Eğer bir öldürme görevi olsaydı Komando Takımı 6'ya değil, bir kutu el bombasına ihtiyaç duyardın." ( - Beltway, Amerika'nın politik sistetminin gerçek veya hayal edilen kısımlarını tabir etmek için kullanılan popüler bir terim, bu isim Washington D.C.'nin etrafını çevreleyen çevre yoluna referansla verilmiş)

En Çok Aranan Haberler