HABER

"Üstad simsarlığına çıkanlarla aynı yekün çizgisi altında toplanmak istemedim"

Necip Fazıl Kısakürek Kültür ve Araştırma Vakfı Kurucusu Mehmed Kısakürek: - "Mayıs ayı geldiğinde elinde çantalarla 'Üstad' simsarlığına çıkan insanlarla aynı yekün çizgisi altında toplanmak istemedim. Bunu zaman içerisinde bir prensip edindim" - "Bir dekovil gibi Üstadımın arkasına takıldım, onun gösterdiği ve emrettiği yolda bugünlere kadar geldim" - "1983’te Üstad'ın masasına oturduğum zaman, kan kokusu almış köpek balıkları gibi etrafımızda fikir tüccarları, simsarları ve kitap tüccarlarının bize müthiş bir tasallutu söz konusu oldu" - "Üstad'ın şahsiyet ağırlığı, herhangi sıradan bir insan için kolay kolay tahammül edilir bir ağırlık değildir. Bir saat yanında kalır ve ona muhatap olursunuz. Sonra 'Ben neredeyim? Benim 'ben'im nerede? Ben kimim?' diye düşünmeye başlarsınız"

İSTANBUL (AA) - Fikir adamı, şair ve yazar Necip Fazıl Kısakürek'in oğlu Mehmed Kısakürek, Pozitif Fuarcılık ve Basın Yayın Birliği iş birliğiyle CNR EXPO Yeşilköy'de düzenlenen, Anadolu Ajansı'nın (AA) Global İletişim Ortağı olduğu CNR 5. Uluslararası Kitap Fuarı kapsamındaki panelde konuştu.

Necip Fazıl Kısakürek Kültür ve Araştırma Vakfı Kurucusu Mehmed Kısakürek, babasının eserlerinin noktasına-virgülüne dahi dokunmadan okuyucuyla buluşturduklarını söyledi.

Etkinliklere pek fazla katılmadığını aktaran Kısakürek, "Mayıs ayı geldiğinde elinde çantalarla 'Üstad' (Necip Fazıl Kısakürek) simsarlığına çıkan insanlarla -açık söylüyorum- aynı yekün çizgisi altında toplanmak istemedim. Bunu zaman içerisinde bir prensip edindim. Gördüğünüz gibi yaşlandım ve bugünlere geldim. Üstad'la hayatım ciltler dolusu bir eser mevzusudur. Peki bu nerede? Benim ruhumda, kalbimde mahfuz, Belki de benimle birlikte mezara gidecek." diye konuştu.

Kısakürek, Büyük Doğu Yayınlarının veraset yoluyla kendisine geçmediğini belirterek, "Büyük Doğu, Üstad'ın kendi talimatıyla benim adıma 1973 senesinde kurulmuştur. Bu suretle beni Büyük Doğu'ya bağlarken, bütün eserlerini de Büyük Doğu'ya bağlamış oldu. Hayatın direksiyonuna geçeriz bir o tarafa, bir bu tarafa, gitmek istediğimiz istikamete doğru yol aldığımızı sanırız. Halbuki hayat bizi netice itibariyle kendi istediği yere vardırır. Benim hayatta böyle bir sıkıntım olmadı. Bir dekovil gibi Üstadımın arkasına takıldım, onun gösterdiği ve emrettiği yolda bugünlere kadar geldim." ifadelerini kullandı.

- Kısakürek'in emanetleri gençlerin tasarrufuna geçecek

Hayatının en zor günlerini, Kısakürek'in vefat yılı olan 1983'te yaşadığına işaret eden Mehmed Kısakürek, şöyle devam etti:

"Bir kanepenin üzerinde adeta ana rahmindeki bir çocuk şekliyle, bunalımlar içinde geçen bir yaz ayı nihayetinde lütfu ilahi ile bir rüya gördüm, muazzam bir rüya. Bunun üzerine kalktım Büyük Doğu'ya gidecek mecali kendimde buldum, Üstadımın, üzeri bir karış toz bağlamış masasına oturdum. Masadaki takvimden bir sayfa koparttım ve bugün 'Hikayelerim'in başında yer alan 'Üstadımın emanetlerine bağlılık yemini ile' şeklindeki o kısacık notu yazdım."

Kısakürek, Büyük Doğu üzerindeki maddi ve manevi bütün haklarını kendisinden sonra gelen nesle bıraktığını vurgulayarak, "Yani bu bir bayrak yarışı gibi, benden sonra gelenlere gerçek liyakat sahiplerine. Şimdi Büyük Doğu onların elinde ve ilanihaye gidecek inşallah." dedi.

Necip Fazıl Kısakürek'in eserleri üzerinde titiz çalışmalar yapıldığının altını çizen Kısakürek, "1983’te Üstad'ın masasına oturduğum zaman, kan kokusu almış köpek balıkları gibi etrafımızda fikir tüccarları, simsarları ve kitap tüccarlarının bize müthiş bir tasallutu söz konusu oldu. Bunlarla ve korsan kitaplarla mücadele ettik. Çok şükür Üstadımızın eserlerini tam bir bütünlüğe erdirerek yarınki nesillere intikal edebilecek noktaya getirdik." değerlendirmesinde bulundu.

Mehmed Kısakürek, faydalı çalışmalar yaptıkları Necip Fazıl Kısakürek Kültür ve Araştırma Vakfı aracılığıyla da Kısakürek müzesinin kurulacağını, araştırma merkeziyle Necip Fazıl Kısakürek hakkındaki bilgi ve belgelerin bir nevi gençliğin tasarrufuna geçeceğini sözlerine ekledi.

- "Hiçbir siyasetçinin dümen suyuna girmedi"

Gençliğin Necip Fazıl Kısakürek'in hedef kitlesi olduğuna dikkati çeken Kısakürek, şunları dile getirdi:

"Bütün derdi gençlerledir. Zaman akışı içinde birçok gencin siyasi partiler tarafından istismarı söz konusudur. Bir kere siyaset deyince durup, çok ciddi olarak düşünmemiz lazım. Üstad hayatı boyunca hiçbir siyasetçinin dümen suyuna girmedi. Yani kimse Üstad'ı istihdam edemedi. Bazı siyasetçilerle zaman zaman yaklaşması sadece onları davası uğruna istihdam edebilmesi içindir. Bu inceliği de iyi kavramamız lazım."

Kısakürek, babasının ailesine çok önem verdiğini kaydederek, "Üstad'ın şahsiyet ağırlığı, herhangi sıradan bir insan için kolay kolay tahammül edilir bir ağırlık değildir. Bir saat yanında kalır ve ona muhatap olursunuz. Sonra 'Ben neredeyim? Benim 'ben'im nerede? Ben kimim?' diye düşünmeye başlarsınız. Bu psikolojik bir ukde. Üstad'ın evinden çıkmayan, mütemadiyen 'Üstadım' diyen insanların, vefatından bir süre sonra 'Necip Fazıl' diye hitap ettiğine şahit oldum. Bu, psikolojik bir durumu, ruh halini gösteriyor." şeklinde konuştu.

Mehmed Kısakürek, Necip Fazıl Kısakürek'in diğer oğlu Osman Kısakürek, torunları Necip Fazıl Kısakürek Kültür ve Araştırma Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şeyma Kısakürek ve Büyük Doğu Yayınları Genel Koordinatörü, Basın Yayın Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Emrah Kısakürek ile Büyük Doğu Yayınları Editörü Suat Ak'ın da katıldığı toplantıda dinleyicilerin sorularını cevapladı.

En Çok Aranan Haberler