Kış aylarında ise soğukların oluşması ile hava şartları daha da sertleşir. Ülkemizin 4 mevsimi birden yaşaması bizim de vücut olarak buna adapte olmamızı sağlar. Fakat gün içinde değişen hava, sezonuna uygun giyinmeme veya bünye zayıflığından dolayı zaman zaman hastalıklar meydana gelir. Gribal enfeksiyonlar, nezle, öksürük gibi hastalıkların beraberinde görülebilen üşütme, vücudun farklı bölgelerinde meydana gelen bir rahatsızlıktır.
Kış aylarında soğukların bastırması ile bazı kişilerin vücudu değişen ısıya karşı direnç gösterebilirken; yaşlılar, hastalar ve çocuklar bu dönemlerde sıkça hasta olurlar. Vücudun soğuğa karşı hassas olması, farklı bölgelerde hastalık meydana gelmesine sebep olur. Çünkü insan vücudunun farklı yerlerinde birçok sensör bulunur. Bu sensörler ısı değişimini algılayarak vücut ısısını ona göre dengeler. Fakat soğuk aylarda vücut kendi ısısını korumak amacı ile fazla çalışır. Bu dönemde yorulan bağışıklık, aynı zamanda kışın ortaya çıkan hastalık yapıcı virüs ve bakterilerin tehdidi altına girer.
Eğer kişinin bağışıklığı zayıflayıp da virüs vücuda girerse çeşitli hastalıklara sebep olur. Bu sorunlardan dolayı üşüten kişiler diğer kış hastalıkları için de tehlike altındadırlar. Her ne kadar üşütme bulaşıcı olmasa da, tedavi edilmediğinde ciddi rahatsızlıklara neden olur. Üşüten kişilerde bu sorun zatürre, menenjit, öksürük, boğaz ağrısı, kulak enfeksiyonu, nezle, bronşit gibi hastalıklara dönüşebilir.
Dengeli ve sağlıklı beslenme ile vücut dirençli bir forma girer. Bu formu yaz kış korumak kişinin elindedir. Fakat değişen hava ve çevre koşulları ile ortaya çıkan zararlı organizmalar bazı durumlarda vücudu tehdit eder. Vücut, stres, uykusuzluk veya başka nedenlerden zaman zaman zayıflayabilir. Bağışıklık sistemi de bizim vücudumuzu dış etkenlere karşı koruyan bir bariyer gibidir. Bu bariyerler zaman zaman dış etkenlerle aşılır ve bu etkenler tarafından ele geçirilir. İşte bu tür zamanlarda hastalıklar ortaya çıkar. Bağışıklık sistemi çok güçlü olmayan hastalar, yaşlı, bebek ve çocuklar bu dönemlerde çok kolay üşütürler. Bu duruma bağlı olarak da bazı hastalıkların oluşmasına zemin hazırlanır.
Değişen çevre koşulları veya mevsimsel farklılıklar her dönem bambaşka virüs ve bakterilerin doğmasına neden olur. Bir önceki yıl grip olup o virüse bağışıklık kazanırken bir süre sonra başka bir virüs yüzünden yine grip olabilirsiniz. Keza üşüten insanlara baktığımızda farklı organizmaların etkisi ile rahatsızlanmış kişilerdir. Bu durumun üzerinde soğuk ve dirençli havanın da etkisi vardır. Vücut bir yandan soğuğa karşı savaş verirken bir yandan da vücuda girmeye çalışan organizmalara karşı savaş verir. Savaşın kaybedilmesi sonucunda rahatsızlıklar meydana gelir.
Hastalık etkeni taşıyan organizmaların etkisi ile vücudun farklı bölgeleri üşütülebilir. Bu bölgelerden biri de ciğerlerdir. Akciğerler virüs ve bakterilerin zararlı faaliyetleri ile iltihaplanarak zarar görür. Ciğerlerin zarar görmesi aslında soğuk algınlığı ile aynı etkilere sahiptir. Soğuk aylarda bölgesel olarak etkilendiğimiz için akciğerlerimiz de risk altındadır. Bu durumda ciğer içi iltihaplanır ve hava kanalları tıkanır.
Mide sindirim sisteminin önemli elemanlarından biridir. Aşırı soğuk içecek ve yiyecekler tüketmek midenin florasına zarar verebilir. Bunun yanında iyi temizlenmemiş gıdalar tüketmek ya da mikrop kapmak midede sorun yaratır. Midesinden üşüten kişiler bağışıklığın düşmesi ile daha kolay hastalanırlar. Bu hastalığın sonucunda halsizlik, mide bulantısı görülür. İştahsızlık ve yediklerini kusma da sıkça rastlanır. Karın ve mide bölgesinde şiddetli ağrılar oluşurken bu durumdan bağırsaklar da etkilenir. Sık dışkılama ve ishal görülür. Mideye giren kramplar, aynı zamanda ağızda kötü koku da bu hastalığın en sık gözlenen belirtileridir. Hastalığın ciddiyetine göre yüksek ateş de görülebilir.
Üşütme başlı başına kötü etkileri olan bir rahatsızlık değildir. Bu rahatsızlığa bağlı olarak vücutta değişimler gözlenir. Mikropların zayıflamış bağışıklık sisteminin bariyerlerini aşarak vücuda girmesi ile ortaya çıkar. Bu mikroplar vücutta ilerledikçe kişide rahatsızlanma başlar. Yüksek ateş, kusma ve şiddetli karın ve eklem ağrıları hastayı ayağa kalkamaz hale getirir. Bazı kişilerde şiddetli öksürük ve ishal de görülür. Bu tür durumlarda hemen hastaneye gidilmelidir. Hastanede sorunun kaynağına göre tedavi yapılır.
Üşüten kişiler rahatsızlık dolayısı ile hastaneye başvurduklarında muayene ve tetkiklerden sonra konu ile ilgili tedaviye başlanır. Eğer bakteri kaynaklı bir rahatsızlık oluşmuş ise, hastaya antibiyotik tedavisi uygulanır. Hastanın yüksek ateşi varsa çeşitli ateş düşürücü ilaçlar verilir. Bunun yanında ciğerlerinden üşüten kişilere ise öksürük şurupları verilerek rahatlanması sağlanır. Bu ilaçların düzenli kullanımı ile hastalıktan kurtulmak mümkündür. İlaç tedavisin yanında destek tedavisi de uygulanması gerekebilir.
İlaç tedavisi ile hastalıktan kurtulmak tek başına yeterli değildir. Hastalık süresince düşen bünyeyi de kuvvetlendirmek gerekir. Mineral ve vitamin kaybını tersine çevirmek amacı ile çeşitli kapsül ve pastiller alınması gerekir. Bunun yanında tavuk çorbası ve nane limon gibi gıdaları da sık tüketmek gerekir. Sarımsak, zencefil, limon, bal gibi besinlerin de üşüten kişilere iyi geldiği bilinir. Bunların haricinde üşütmeye ne iyi gelir denildiğinde: