Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde kendisini taciz ettiği iddiasıyla tartıştığı üvey babasını bıçaklayarak öldüren 3 çocuk annesi Şerife Arıoğlu, yargılandığı davada üvey babasının kendisine yaptıklarının aynısını çocuklarına da yapacağını söylemesi üzerine bıçakladığını söyledi.
Olay 15 Ekim 2018 günü Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde Şehitler Mahallesi Atatürk Bulvarı 171’inci Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgilere göre 3 çocuk annesi Şerife Arıoğlu(33), bilinmeyen bir nedenle tartıştığı üvey babası Yaşar Kanık’ı evinin önünde bıçakla yaraladı. Yaralanan Kanık, aldığı bıçak darbesiyle yere yığılırken, Arıoğlu ise olay yerinden kaçtı. Üvey baba Kanık, kaldırıldığı hastanede 8 günlük yaşam mücadelesinin ardından hayatını kaybetti. Polis ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alınan Şerife Arıoğlu, tutuklanarak cezaevine gönderildi.
13 yaşında cinsel tacize uğradığını iddia etti
Kocaeli 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan davanın ilk duruşmasında tutuklu sanık Şerife Arıoğlu, ölen üvey babanın oğlu ve yakınları katıldı. Kasten öldürme suçundan yargılandığı davada savunma yapan Arığolu, üvey babasının kendisine cinsel tacizde bulunduğunu iddia etti. Kanık’ın kendisine 13-14 yaşlarındayken tacize başladığını ifade eden Arıoğlu, "Yaşar Kanık benim annem ile 20 yıldan beri resmi nikah olmaksızın evlilik hayatı yaşıyordu. Annem ile babam ayrıldıktan sonra ben 4-5 yıl yurtta kaldım. Daha sonra annem ve Kanık’ın yaşadığı eve gittim. O dönemde Yaşar Kanık bana karşı cinsel saldırıda bulundu. Yanlış hatırlamıyorsam 13-14 yaşlarındaydım. Olay adli makamlara yansıdı ve Kanık yaklaşık 6 ay kadar tutuklu kaldı. Daha sonra tahliye oldu ve delil yetersizliğinden beraat etti. Bunun üzerine ben tekrar evden ayrılarak sokaklarda yaşamaya başladım" dedi.
"Annem beni kandırdı"
Sokakta yaşadığı dönemlerde başkalarının tacizine uğradığını da anlatan Arıoğlu, "Bu dönemde birden fazla kişinin cinsel saldırısına uğradım. Bunlardan birinde hamile kaldım ve kızım A.A. doğdu. A.A.’nın vasisi erkek kardeşim Mümin oldu. Kızım A.A. 9 yaşına kadar annemlerin yanında büyüdü. Bu dönemde ben tekrar bir evlilik yaptım ancak eşim daha sonra öldü. Eşim öldükten sonra annem benim yanıma gelerek Yaşar Kanık’tan ayrıldığını söyledi. Ben ona inanarak annemin yaşadığı eve geri döndüm. Ancak annemin beni kandırdığını ve ayrılmadıklarını öğrendim. Bunun üzerine kızım 2 yaşındayken evden tekrar evden ayrılarak gayri resmi bir evlilik yaptım. Bu evlilikten 2 çocuğum oldu. Bu dönemde annem Yaşar Kanık ile bir kavga yaşamış ve kızımı da alarak Kastamonu’ya gitmiş. Bu dönemde ben de eşimle ayrıldım ve 2 çocuğumla birlikte Kastamonu’ya onların yanına gittim. Daha sonra annem Yaşar K. ile barışarak İzmit’e döndü. Ancak kızımın vasisi olan kardeşim, çocuğumu onlarla birlikte göndermedi. Ben de aynı dönemde ayrıldığım eşimle sorunlar yaşadığım için 2 çocuğumu yuvaya vermek zorunda kaldım. En büyük çocuğum olan A.A.’da kardeşlerinin başında olmak istediğini söyleyerek onlarla birlikte yuvaya gitti. Daha sonra İzmit’e döndüm. Kendime yeni bir hayat kurarak iş buldum ve çocuklarımı almak için yuvaya başvuru yaptım. Talebim kabul edildi" diye konuştu.
"’Sana yaptıklarımın aynısını kızına da yapacağım’ diyerek beyzbol sopası ile vurdu"
Çocuklarını bahane eden Yaşar Kanık’ın sürekli kendisi ile irtibat kurmaya çalıştığını söyleyen Arıoğlu, "Bana ulaşamadığında kızım A.A.’yı arıyordu. Beni akşam saatlerinde dışarıda görmeye dayanamıyordu. Zaman zaman evlerine gittiğimde annemle cinsel birliktelik yaşamadığını ve benimle birlikte olmak istediğini söylüyordu. Bunları anneme anlattığımda ise annem bana inanmıyordu. Bu olaylar ölüm olayına kadar devam etti. Olay günü kızım annemin evine gitti. Bir süre sonra annem beni arayarak kızımın kendisine benim kızımın bursunu elinden alarak yediğim yönünde şikayet ettiğini ve bunu resmi makamlara bildireceğini söyledi. İkisini telefonda yüzleştirdim. Daha sonra Yaşar Kanık telefonu alarak, beni eskisinden daha beter yapacağını, evimi basacağını söyledi. Bunun etkisi ile sinirlenerek evden çıktım ve annemin evine doğru gitmeye başladım. Yolda bir marketten bıçak aldım. Oraya gittiğimde ilk olarak annemle karşılaştım. Annem direk benim üzerime saldırdı. Ben onunla bir sorunum olmadığını söyleyerek annemi ittim. Bu sırada Yaşar Kanık elinde beyzbol sopası ile dışarı çıktı. ‘Sana yaptıklarımın aynısını kızına da yapacağım’ diyerek beni tehdit etti ve beyzbol sopası ile vurmaya başladı. Ben o arada bir kolumu yüzüme ve kafama siper etmeye çalıştım. Daha sonra kendimi korumak amacıyla Yaşar Kanık’a bıçakla bir kez vurdum. Devamında oradan ayrılarak eve gittim” şeklinde konuştu.
"Olayı planlayarak gerçekleştirdiğine inanıyorum"
Arıoğlu’nun ardından söz alan ölen Kanık’ın oğlu A.Kanık, "Babam tecavüz iddiası ile ilgili yargılandı ve beraat etti. Eğer suçlu olsaydı ceza alırdı. Ayrıca Şerife A.’nın çocuğu A.’ya sürekli babam baktı. Şerife A.’nın bu olayı planlayarak gerçekleştirdiğine inanıyorum. Ortada bir sopa yok. Komşular bu hususu görerek beyanda bulundular. Babamın Şerife A.’nu telefonla taciz ettiği yönündeki iddiaları kabul etmiyorum” diye konuştu.
Annesi öz kızını suçladı
Son olarak söz alan ve kızının aleyhine savunma yapan anne Saliç B. ise kızını suçladı. Saliç B. savunmasında, "İlk eşimden ayrıldıktan sonra bakmakta zorlandığım için kızımı yurda verdim. Yurtta kendisi tecavüze uğramış. Bunu Yaşar Kanık’nın üzerine attı. Bunu eşimi istememesi sebebiyle yaptığını düşünüyorum. Daha sonra kızımın çocuğu oldu. O çocuğa 10 yaşına kadar biz baktık. Bu sırada kızım ise başka biriyle olmaya başladı. Hayatı bu şekilde devam etti. Kızımın benimle ve Yaşar K. ile olan temel sorunu bizim onun dağınık hayatına çeki düzen vermeye çalışmamızdır. Zira kendisi çocuklu bir insan gibi yaşamıyordu. Gece saatlerinde bir yere gidip orada kalıyordu. Bu sırada çocuklar ise evde yalnız kalıyorlardı. Bu sırada ben ve Yaşar K. ile onu sürekli uyarıyorduk. Kızımın bana Yaşar K.’nın kendisine cinsel tacizde bulunduğu yönünde hiçbir beyanı olmadı. Yaşar K.’nın onu telefonla taciz ettiği yönündeki iddiaları da kabul etmiyorum" şeklinde konuştu.
"Eşime bıçağı sapladı, kaçarken kendisini süpürge ile kovaladım"
Olay günü yaşananları anlatan anne Saliç B., "Olay günü torunum A.A. bizde kalacaktı ancak kızım onu arayarak gelmesini istedi. Annesiyle telefonda tartışması üzerine tatsızlık çıkmaması için torunuma gitmesini söyledim. A.A.’nın gitmesinden bir süre sonra kızım evimize geldi. Kızım geldiğinde kapıyı ben açtım. Bu sırada elinde kuru sıkı silah vardı ve benim göğsüme dayadı. Bu arada, ‘Bana yaptıklarını kızıma da mı yapacaksın?’ diye bağırıyordu. Yaşar Kanık dışarı çıkarak, ‘Sana ekmek verdiğim için mi beni suçluyorsun’ dedi. Bunun üzerine kızım o ana kadar görmediğimiz, montuna sakladığı bıçağı çıkararak eşime bir kez sapladı ve bıçağı döndürdü. Eşimin kızıma beyzbol sopası veya başka bir şekilde vurması söz konusu değil. Kızım daha sonra bıçağı çıkararak kaçmaya başladı. Ben kendisini süpürge ile kovaladım. Peşinden dışarı çıktığımda bana tekrar silahı doğrulttu. Bundan sonra kahveye giderek silahı abisine verdiğini ve abisinin kızıma kaçmasını söylediğini duydum. Bu konuda tanıklarım var” ifadelerini kullandı.
Dava ileri bir tarihe ertelendi
Savunmaların ardından mahkeme heyeti sanık Şerife Arıoğlu’nun tutukluluk halinin devamına, kızı A.A.’nın, tanık Saliç B.’nin ifadesinde geçen komşularının ifadelerinin alınması ve eksik belgelerin dinlenmesi kararıyla davayı ileri bir tarihe erteledi. Adliye dışında sanık Şerife A.’ya destek olmak amacıyla açıklama yapan Kocaeli Kadın Platformu üyeleri, “Şerife A. çocukluğundan beri üvey babası Yaşar K. tarafından istismara ve tecavüze uğramış, 2003 yılında üvey babadan şikayetçi olmuş, fakat Yaşar K. erkek yargının aklaması üzerine ceza almayıp beraat etmiştir. Üvey babanın tacizleri bitmemiş, Şerife’yi çocuklarına zarar vermekle, çocuklarını da taciz etmekle tehdit etmiş, hatta defalarca Şerife’nin çocuğunu kaçırmış ve bununla ilgili davalardan beraat etmiştir. 14 Ekim 2018 tarihinde Şerife yaşadığı cinsel tacizlere ve tehditlere daha fazla dayanamayarak kendi öz savunmasını gerçekleştirmiştir. Yaşadıkları şiddet, taciz olaylarının karşısında kendi yaşamlarını savunmak zorunda kalan kadınlar yalnız değiller. Yaşamını savunmak zorunda kalan tüm kadınların yanında olacağız” dediler.