Karadağ, yaptığı açıklamada, uyku apnesi sendromunun, kişinin gece uykuda rahat nefes almasını engelleyen bir hastalık olduğunu söyledi. İnsan ömrünün yaklaşık üçte birinin uykuda geçtiğini belirten Karadağ, "Uyku sırasında da nefes alıp vermeye devam etmek zorundayız. Aldığımız her nefes kanımızı temizliyor." dedi.
Karadağ, uyku apnesi sendromunun, dünyada sıklığı yüzde 5 ila yüzde 15 arasında değişen oranlarda görülen bir hastalık olduğunu vurguladı.
Bu hastalığın en önemli yakınmalarından birinin horlama olduğu bilgisini veren Karadağ, şöyle devam etti:
"Horlayan kişilerin bir kısmı gece uyurken nefeslerini tutuyor. Bu nefes tutma olayı 10 saniyeden uzun sürdüğünde vücutta yeterli oksijen seviyesi olmadığı için başta kalp çarpıntıları başlayarak tüm vücut etkileniyor ve beynimizden ayağımızın parmak ucuna kadar uyku apnesi olan kişiler bu apnelerin sayıları ya da süreleri ile ilişkili olarak değişik şiddette hastalığa maruz kalıyor. Bu hastalıklar; hipertansiyon, obezite ve diyabet gibi birçok hastalığın hem sebebi hem de bunların şiddetinin artmasına neden olan bozukluklara neden oluyor."
Uyku apnesi sendromu bulunan kişilerin, birçok hastalıkla yaşadıkları için sürekli sağlık harcamalarına da maruz kaldığına değinen Karadağ, yaşam kalitelerinin bozulduğunu, trafik ve iş kazaları, evde huzursuzluk, kilo verememe gibi risklerinin arttığını dile getirdi.
Prof. Dr. Karadağ, uyku apnesi tedavi edildiğinde kişilerin bununla bağlantılı diğer sorunlarının da çözüldüğünü ve sağlık harcamalarının azaldığını anlattı.
Bu rahatsızlığın mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini kaydeden Karadağ, şöyle konuştu:
"Örneğin hipertansiyonlu hastalarda uyku apnesi sendromu varsa ve tedavi olmuyorlarsa hastayı bir gece felçli olarak bulabiliyorsunuz çünkü apneli hastada nefes durduğu anda o hipertansiyon atağı ile eğer beyninde bir anevrizması varsa ya da kanamaya yatkın bir yapı varsa ani hipertansiyon ataklarında felçli oluyorlar. Şu anda hayatını felçli olarak sürdüren hastalarımızın büyük bir kısmı, gece uyku apnesi olduğu ve tedavi edilmediği için felçli oluyor ve ömür boyu böyle yaşamak zorunda kalıyorlar. Bu hem kişi hem de ailesi açısından çok büyük bir yük."
Karadağ, dünyadaki ölüm nedenlerine bakıldığında kardiyovasküler hastalıkların birinci sırada geldiğini aktardı.
Kalp hastalığına bağlı ölümlerin çoğunun 02.00-05.00 saatlerinde gerçekleştiğine dikkati çeken Karadağ, "Bu ani ölümlerin sebebine bakıldığında artık tüm dünyada kardiyologlar bu hastaların uyku apnesi var mı ya da yok mu mutlaka bunu araştırıyor çünkü ölüm nedenlerinin büyük çoğunluğunda yine gece ani bir nefes durmasıyla kişilerin kalp ritimlerinin bozulması ve 'aritmi' dediğimiz olaylar, kalp krizlerine ve ani ölümlere sebep olabiliyor." ifadelerini kullandı.
Uyku apneli hastalarının tedavilerini düzenlemek için öncelikle hastalığın tip ve şiddetini belirlediklerini kaydeden Karadağ, bu doğrultuda hastaları şikayetlerinden kurtardıklarını sözlerine ekledi.
