Gece boyunca apnelerin ataklar şeklinde devam etmesi saatte ortalama 5 defadan daha fazla tekrarlaması anormal olarak değerlendirilir.
ENT Tıp Merkezi’nden Nöroloji Uzmanı Hülya Altıntaş ciddi hastalıklara hatta ölümlere neden olabilen uyku apnesini ve tedavi yöntemlerini anlatıyor. Uyku süresince meydana gelen apne sayısı arttıkça, vücudun daha çok süre oksijensiz kalmasına neden olur. Bu durum tüm organlarda, özellikle yaşam için önemli olan beyin, kalp ve kan dolaşımı sisteminde önemli hasarlara yol açar.
Uykudan dinlenmemiş, yorgun kalkma ve bunlara bağlı olarak baş ağrısı, sinirlilik, kişilik değişikliği, huysuzluk, çabuk yorulma, genel isteksizlik hali ortaya çıkar. Gündüz aşırı uyku eğilimi, hastalığın şiddeti ile doğru orantılı olarak artar.
Cinsel sorunlara da neden olabiliyor
Uyku apne sendromu başta olmak üzere bazı uyku hastalıkları erkeklerde ve kadınlarda cinsel istek azalmasına neden olmaktadır. Horlama ve uyku apne hastalarının bir kısmı hekime cinsel yetersizlik sorununu araştırırken ulaşırlar. Uyku apne sendromu tanı ve tedavisini takiben de cinsel sorunları çoğunlukla ek bir tedavi gerekmeksizin kendiliğinden düzelir.
Uyku Apne sendromunun neden olabileceği hastalıklar
• Uykuda ani ölüm
• Beyin damar tıkanıklıkları ve inme
• Uykuda kalp krizi ve kalp damar hastalıkları
• Kalp yetersizliği
• Hipertansiyon
• Kalp ritim bozukluğu
• Kalpten akciğere giden damarın hipertansiyonu (pulmoner hipertansiyon)
• Şeker hastalığı
• Akciğerde bronş hassasiyeti artışı ve astım
• Reflü
• Cinsel istekte azalma ve iktidarsızlık
Genellikle hasta durumdan haberdar değildir ve en belirgin bulgu horlamadır.
Solunum problemleri uykuda oluştuğu için hastanın kendisi durumdan haberdar değildir. Durumu genellikle hastanın eşi veya yakınları fark eder. En belirgin bulgu horlamadır. Hastaların hemen tamamı çok şiddetli biçimde horlarlar. Hasta düzenli şekilde horlarken aniden sesi kesilir. Hastanın yakınları, önce bu durumun farkına varırlar. Bir noktadan sonra hasta öncekinden daha şiddetli bir ses çıkararak, tekrar solumaya başlar. Bu esnada hastanın hatırlayamayacağı kısa bir uyanıklık olur.(bu uyanıklık elektrofizyolojik düzeyde olup ancak uyku laboratuarında beyinden alınan kayıtlardan anlaşılır)
Uyku devam ettiğinde, bir kısır döngü halinde gece boyunca uyku-solunumun durması-tekrar başlaması-kısa uyanıklık-uykuya dalma şeklinde onlarca hatta yüzlerce kez yinelenerek devam eder. Solunum durmalarının uzun sürmesi bazen hasta yakınlarını telaşlandırarak onu uyandırmaya zorlar. Çok ileri hastalık halinde bazen hasta boğulma hissiyle uyanabilir.
Hastalığın en belirgin bulgusu gündüz aşırı uykululuk halidir.
Hastalığın ilk ve en belirgin bulgusu gündüz aşırı uykululuk halidir. Hastanın, gece boyu sık olarak tekrarlanan solunum durmaları yüzünden, çok sayıda kısa uyanıklıklarla bölünmüş ve bir türlü derinleşemeyen, dolayısıyla dinlendirici olmayan kalitesiz bir uykusu vardır. Hasta hatırlamadığından ve gece olup bitenlerden habersiz olduğundan, deliksiz uyuduğunu sanır. Ancak durum böyle değildir.
Şiddetli horlamayla birlikte sabah yorgun uyanma, gündüz aşırı uykululuk hali, en dikkat çekici ve önemli bulgudur.
• Sabah şiddetli ağız kuruluğu ile uyanma
• Sabah yorgunluğu ve baş ağrıları
• Eskiye oranla daha sinirli ve daha tahammülsüz olma
• Anksiyete
• Konsantrasyonu sürdürmede güçlük
• Çocuklarda okul başarısının düşmesi
• Unutkanlık
• Eskiden olmadığı halde gece bir veya daha fazla kez tuvalete kalkma
• Yine eskiye oranla belirginleşen ve iklim şartlarıyla açıklanamayan gece terlemeler
• Cinsel istekte azalma, (erkekte) iktidarsızlık.
Belirtilerinden bir ya da birkaçı varsa mutlaka bir uyku kliniğine başvurulmalıdır.
Kesin tanı için, hastanın uyku laboratuarında Polisomnografi denilen tüm gece uyku incelemesinin yapılması gerekir.
Hastanın uyumadan önce takacağı CPAP adı verilen maske tedavi seçenekleri arasında ilk sırada ilk sırada yer alıyor.
CPAP aleti, bu maskeye hava gelmesini sağlayan hortum ve devamlı pozitif basınç üreten bir tür hava kompresöründen oluşur.
CPAP aleti, ağız içinde sürekli bir pozitif basınç yaratıp dokuların gevşemesini ve hava yolunu daraltmasını engelleyerek etkisini gösterir. Uyku apnesi hastalarının %70’i bu tedaviye uyum sağlamakta ve aletlerini düzenli kullanmaktadır. CPAP tedavisi, düzenli kullanıldığı sürece bugün için en etkili tedavi yöntemidir.
Kilo verme ve cerrahi yöntemler de tedavi seçenekleri arasındadır.
Kilo vermenin yanı sıra bazı hafif olgularda, alt çenenin biraz öne çekilerek solunumun rahatlamasını sağlayan ağız içi apereyler kullanılması da yararlı olmaktadır.
Küçük dil ve yumuşak damak başta olmak üzere üst solunum yolundaki yumuşak dokuların fazlalıklarını azaltma ve dokuları gerginleştirme amacına yönelik yapılan ameliyatlar da diğer bir tedavi yöntemidir.