HABER

Uyku apnesi, trafik kazası riskini 2-7 kat artırıyor

SBÜ Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Uyku Kliniği Eğitim Sorumlusu Doç. Dr. Saime Füsun Domaç: - "Uyku apnesi olan hastaların trafik kazası yapma oranı normal kişilere göre 2-7 kat daha yüksektir. Çalışmalarda ticari araç sürücülerinde uyku apne sendromu daha fazla oranda saptanmış olup ticari araç sürücüleri küçük araç sürücülerine göre daha büyük kazalara neden olmaktadır" - "Uyku düzeni bozuk ya da yorgun olan sürücülerde, uzun süre mola vermeden araç kullananlarda, sıcak ve sessiz ortamda, tek başına ve sık yolculuk yapanlarda, uzun yol sürücülerinde uyku ile ilişkili kaza yapma oranları yüksektir" - "Ülkemizde önde gelen ölüm sebepleri arasında olan trafik kazalarının en önemli nedenlerinden birisi başta uyku apne sendromu olmak üzere, uyku bozukluklarıdır"

İSTANBUL (AA) - HATİCE ŞENSES - Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Uyku Kliniği Eğitim Sorumlusu Doç. Dr. Saime Füsun Domaç, uyku apnesi olan hastaların trafik kazası yapma oranının normal kişilere göre 2-7 kat daha yüksek olduğunu belirtti.

Doç. Dr. Domaç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 9 günlük bayram tatili dolayısıyla araçlarıyla uzun yola çıkacak vatandaşlara uyarılarda bulundu.

Araç kullanmanın bilişsel, algısal, motor ve karar verme yeteneği yanı sıra göz-el koordinasyonu gerektiren kompleks bir süreç olduğunu dile getiren Domaç, sürücünün güvenli şekilde araç kullanabilmesi için sürekli değişen yol koşullarına, diğer araçlara ve trafik işaretlerine dikkat ederek uygun hızda ve şeridinde gitmesi gerektiğini söyledi.

Domaç, bunu sağlayabilmesi için sürücünün uyanık olması ya da uykululuk halinin olmaması gerektiğini belirterek, "Uykululuk hali kaza riskini belirgin artırmakta olup özellikle otoyollardaki trafik kazalarının yüzde 15-20'sinin meydana gelmesinde etkendir." dedi.

Uyku kalitesini bozan tüm uyku hastalıklarının gün içinde aşırı uykululuk meydana gelmesine neden olduğuna işaret eden Domaç, şu bilgileri verdi:

"Ülkemizde önde gelen ölüm nedenleri arasında olan trafik kazalarının en önemli nedenlerinden birisi başta uyku apne sendromu olmak üzere uyku bozukluklarıdır. Uyku apne sendromunda gece boyunca uyku sırasında yineleyen üst solunum yolundaki en az 10 saniye süren solunum duraklamaları uykudan sık uyanmalara, uykunun bölünmesine, uyku kalitesinin düşmesine ve gün içi aşırı uykululuğa neden olmaktadır. Uyku apne sendromu ile sık birliktelik gösteren obezite, kalp ve damar hastalıkları, beyin ve damar hastalıkları, diyabet gibi metabolik hastalıklar da gün içinde uykululuk ve yorgunluğu artırmaktadır.

Uyku apne sendromu olan kişilerde bilişsel fonksiyonlarda ve konsantrasyonda azalmayla sürüş kabiliyetinde bozulma ortaya çıkabilmektedir. Uyku apnesi olan hastaların trafik kazası yapma oranı normal kişilere göre 2-7 kat daha yüksektir. Yapılan çalışmalarda ticari araç sürücülerinde uyku apne sendromu daha fazla oranda saptanmış olup ticari araç sürücüleri küçük araç sürücülerine göre daha büyük kazalara neden olmaktadırlar. Uyku apnesinin ciddiyeti ile trafik kazası meydana gelmesi arasında da ilişki bulunmaktadır. Uyku apnesinin şiddeti arttıkça kaza riskinin arttığı bazı çalışmalarda gösterilmiştir. Uyku apne sendromunun etkin şekilde tedavisi ile kaza yapma riski belirgin olarak azalmaktadır."

- "Uykusuzluk da trafik kazaları için önemli risk faktörü"

Doç. Dr. Saime Füsun Domaç, uykusuzluğun da trafik kazaları için önemli bir risk faktörü olduğunu aktararak, insan beyninin uyku için en hazır olduğu saatler olan 02.00-06.00 arasında yapılan yolculuklarda uyuklama ve kaza yapma riskinin arttığını vurguladı.

Uyku düzeni bozuk ya da yorgun olan sürücülerde, uzun süre mola vermeden araç kullananlarda, sıcak ve sessiz ortamda, tek başına ve sık yolculuk yapanlarda, uzun yol sürücülerinde uyku ile ilişkili kaza yapma oranlarının yüksek olduğunu belirten Domaç, şunları kaydetti:

"Birkaç saniye süren uyku atakları esnasında sürücü diğer araçları ve trafik işaretlerini fark edemez, şeridinden çıkabilir, önündeki veya karşıdan gelen veya duran araca çarpabilir. Sürücülerin yaklaşık yüzde 25-50'si en az bir kere direksiyon başında uyuduklarını bildirmiştir.

Araç kullanırken boyunda veya sırtta ağrı, esneme, gözleri odaklamakta ve açık tutmakta güçlük çekme, başını tutmakta zorluk, trafik işaretlerinin fark edilmemesi, son birkaç kilometrenin hatırlanmaması, aracın şeridinden çıkması veya ani durup kalkışların olması uykululuğun belirtileridir. Tatlı, bol karbonhidratlı veya yağlı yiyecekler yeme, alkol alma gibi yolculuk sırasında yenilip içilenler de uyku bozukluğu olmasa bile fizyolojik olarak uykuya eğilimi artırmaktadır. Bu nedenle yolculuk sırasında ve öncesinde ağır yemeklerden kaçınmak ve alkol almamak uyku ataklarının engellenmesi açısından önemlidir.

Sürücülerin yola çıkmadan önce yeterli sürede ve kaliteli bir gece uykusunu uyuması, uzun yola yalnız çıkılmaması, yolculuk sırasında yorgunluk veya uykululuk belirtileri ortaya çıkarsa aracın sırayla kullanılması, kısa süreli uyanıklık için kafeinli içeceklerin içilmesi, aralıklarla araç penceresinin açılması, radyo dinlenmesi, iki saatte bir düzenli mola verilmesi, gerekirse trafikten uzak ve güvenli bir ortamda 30-45 dakika uyunması trafik kazası gelişme riskini azaltacaktır."

En Çok Aranan Haberler