Pendik Medipol Üniversitesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Melahat Bekır Külah “Obezite, uyku apnesinin hem nedeni hem de sonucu olarak ortaya çıkabilir. Yetersiz uyku, leptin hormonunun düşmesine neden olarak, vücudumuzun daha fazla kaloriye ihtiyacı olmadığı durumlarda bile beyne yemek yeme sinyali gönderir. O nedenle öncelikle bu döngüyü kırmak gerekiyor. Uyku apnesi etkin bir şekilde tedavi edildikten sonra kişi kilolarından kalıcı bir şekilde kurtulabilmektedir” dedi.
Uykunun, vücudun fiziksel ve ruhsal olarak dinlendiği, yenilendiği, onarıldığı, yeni bir güne hazırlandığı dönem ve sağlıklı yaşam için vazgeçilmez bir durum olduğunu belirten Külah “Yeterli uyku, beyin sağlığı için önemlidir. Çünkü uyku sırasında beyin, uyanıklıkta gün boyunca biriken ve yaşlanmakta olan beyine zarar verebilme potansiyeli olan toksinlerden kurtulur. Ayrıca uyku, beynin ağ ve bağlantılarını sağlıklı tutup en iyi şekilde çalışmasını sağlar, günün erken saatlerinde yeni şeylerin öğrenilmesi ve hatırlanmasında yardımcı olur” dedi.
Uyku ihtiyacının, kişiden kişiye ve yaşa göre değişkenlik gösterdiğine dikkat çeken Dr. Külah, “Yetişkinler için normal uyku süresi ortalama 6-8 saattir. Yaşlılıkta uyku süresi belirgin olarak azalıp uyku kalitesi bozulmaya başlar. Yaşamın yaklaşık üçte birini geçirdiğimiz bu kadar önemli bir durumun bozulması pek çok probleme yol açmaktadır. Uyku ile ilişkili yaklaşık yüze yakın bozukluk tanımlanmıştır. İnsomni, Obstruktif Uyku apnesi (uykuda solunum durması, OSAS), huzursuz bacak sendromu, uyurgezerlik uyku bozukluklarından sadece bazılarıdır. Uyku apnesi uykuda nefes tıkanıklığı, boğulma hissi ile uyanma, horlama, dinlendirici olmayan uyku, gündüz aşırı yorgunluk ve uyku hali, konsantrasyon bozukluğu gibi belirtilerle baş gösteren bir uyku bozukluğudur. Uykuda solunum bozuklukları nedeniyle doktora başvuran kişilerin yüzde 70’ini kilolu veya obez hastalar oluşturuyor. Obezite, uyku apnesinin hem nedeni hem de sonucu olarak ortaya çıkabilir. Obez kişilerde boyun ve hava yolu çevresinde yağ birikimi nedeniyle hava yolu daralır. Uyku apnesinin şiddeti arttıkça özellikle beyin olmak üzere vücudun oksijensiz kaldığını ve bireyin gece uykuya dalamadığını ifade etti. Derin uykuya dalamayan insanlarda büyüme hormonu salınımı azalıyor ve bu da vücut metabolizmasının yavaşlamasına, vücutta yağ birikmesine yol açıyor” şeklinde konuştu.
Yetersiz ve kalitesiz uykunun açlığı kontrol eden hormonları etkileyebildiğini belirten Külah, “Yetersiz uyku, doygunluk sinyalini gönderen leptin hormonu seviyesinde düşmeye neden olarak, vücudumuzun daha fazla kaloriye ihtiyacı olmadığı durumlarda bile beyne yemek yeme sinyali göndererek daha fazla yemek yemeye neden oluyor. Yetersiz uyku, iştahı artıran ghrelin açlık hormonu seviyesini ise yükseltiyor. Uykusuzluk gibi vücutta stres oluşturan bazı durumlar, kortizon hormonu seviyesini de yükselterek iştahın artmasına sebep olmaktadır. Uyku apne sendromlu hastaların leptin hormonu bozuk olduğu için kilo vermelerini beklememek gerekir. Üstelik hastalığın sonucu olarak kilo almaya da devam ederler. O nedenle öncelikle bu döngüyü kırmak gerekir. Yani önce hastalığı tedavi edip sonra kilo vermelerini sağlamak gerekir. Vücut kitle indeksi 35 ve üzeri olan kişilerde, horlama, gündüz aşırı uykululuk ve yorgunluk hali, uykuda nefes durması gibi belirtiler görülüyorsa, vakit kaybetmeden uyku hastalıkları konusunda uzman bir doktora başvurmaları gerekiyor. Polisomnografi denilen uyku testi sonucu kişide uyku apnesinin varlığı saptanırsa, öncelikle bu durumun uygun tedavi yöntemleri ile tedai edilmesi gerekmektedir. Uyku apnesi etkin bir şekilde tedavi edildikten sonra kişi kilolarından kalıcı bir şekilde kurtulabilmektedir” açıklamasında bulundu.