Diş gıcırdatma rahatsızlığı bu nedenlerden dolayı ağız ve diş sağlığını doğrudan etkileyen ve tedavi edilmesi gereken bir problemdir.
Beyin uyku aracılığı ile bütün gün yorulan kas ve sinir sisteminizi bakım altına alır. Fiziksel bazı etkenlerin üzerine, psikolojik faktörlerin eklenmesi kaliteli bir uyku uyuyabilme şansınızı elinizden alır. Bunun sonucunda da bir sonraki güne hazırlanamazsınız ve giderek daha yorgun bir bünye ile yaşantınızı sürdürmeniz söz konusu olur. Bruksizm kişilik yapınız ile de yakından ilgilidir ve ana etkenleri psikolojiktir.
Çocukların uykuda diş gıcırdatması daha çok süt dişleri çıkarken başlar ve normal bir süreç olarak kabul edilir. Ayrıca dikkat eksikliği olan çocuklarda da sık sık uyku bozukluğu ve diş gıcırdatmaya bir arada rastlanabilir. Hiperaktivite için ilaç kullanan çocukların santral sinir sisteminde oluşan etkilerin bruksizme neden olduğu düşünülmektedir. Eğer böyle bir ilaç kullanılmıyorsa, yedi ile onbir yaş arası çocuğunuzun daimi dişlerinin çıkıp yerleşimini tamamlamasıyla birlikte rahatsızlık da kendiliğinden sona erecektir. Bunun yanında bağırsak paraziti ve diğer bazı sistemsel etkenler de çocukların diş gıcırdatmasına neden olabilir.
Sabah uykudan uyandığınızda çene kaslarınızda ağrı hissetmek, kendi kendinize fark edebileceğiniz ilk belirtidir. Bunun yanında baş ağrıları, kulak ağrısı ve çınlaması, ağzınızı açıp kaparken zorlanma veya çene ekleminden ses gelmesi ve çenede kayma gibi belirtiler de varsa görmezden gelmemek gerekir. Pek çok kişi bu gibi semptomları yorumlamadan senelerce diş gıcırdatır ve rahatsızlık akut bir evreye girmeden doktora başvurmaz. Belirtileri gözden kaçırmamak gerekmekle birlikte, ilk kez karşılaşılan tüm durumlarda olduğu gibi üzerinde durulmaz. O zamana kadar da **diş gıcırdatmanın dişlere verdiği zararlar, dişlerin kesici kenarlarının aşınarak diş boylarının kısalmasına, mine dokusunun incelmesine ve soğuk ve sıcağa karşı hassasiyetin oluşmasına ve hatta diş yüzeyinde ince çatlaklara kadar ulaşır.
**
Birden şiddetli diş ağrısı ile doktora gidenlerin pek çoğunda, yakın zamanda ekonomik veya ailevi kayıplar, boşanma, iş kaybı, iflas gibi ani stres ve üzüntüler yaşamış olmaları ortak noktalar olarak gözlemlenmektedir. Bu beklenmedik sıkıntı ve streslerin sonrası yaşanan gerginlik, bütün vücut kaslarını olduğu gibi, çene kaslarını da etkisi altına alır. Bu yüzden aşağıdaki belirtilerden üç tanesinden fazlasını kendinizde yakalamanız veya bir yakınınızın uyarması durumunda, hiç vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmak gerekir.
Diş gıcırdatma ile başlayan rahatsızlıklar dizisinin hangi doktorun konusuna girdiği akılları karıştırır. Diş hekiminden, Kulak Burun Boğaz uzmanına, çene cerrahından, nöroloji uzmanına varan bir yelpazede başvuru yapıldığı izlenmektedir. Hatta önceki dönemlerde hastalar psikiyatristlere yönlendirilmiş, sakinleştirici veya kas gevşetici ilaçlarla tedavi edilmeye çalışılmıştır. Ancak artık bilinmektedir ki, izlenmesi gereken rota, kesinlikle diş hekiminden başlamaktır. Normal şartlarda 6 ayda bir yaptırılan rutin diş muayeneleri, sadece bu konuda değil, genel ağız ve diş sağlığınızla ilgili her türlü sorunun erken teşhisi için önemlidir. Diş hekiminiz parmak uçlarıyla çene, yüz ve boyun kaslarının uyumlu çalışıp çalışmadığını kontrol eder, ağzınızın ne kadar açılabildiğinden, ortopedik bir bozukluğa kadar her türlü incelemeyle bu konudaki teşhisi rahatlıkla koyabilecek kişidir. Hekiminizin muayenesinin sonucuna göre, ileri düzey çene eklemi hastalığı varsa, eklem uzmanı olan bir diş hekimine yönlendirilmeniz söz konusudur.
Eğer tespit edilen sorun, alışkanlığa bağlı bir diş sıkmasından kaynaklanıyorsa, gece boyu dişlerinizi koruyacak olan plaklar hazırlanır ve gerekli bir durum olduğuna kanaat getirilirse psikolojik sorunlar için yine bir uzmandan yardım almanız tavsiye edilebilir. Plakların ilk kullanılmaya başlandığı zamanlarda yumuşak bir materyalden üretilen apareyler, sadece dişlere gelecek zararları önlemeyi amaçlıyordu. Fakat artık daha sert materyallerden üretilerek, bir yandan dişleri korurken diğer yandan düzenli kullanım ile alışkanlığın terk edilmesi de amaçlanmaktadır.
Tedavi sürecinde öncelikle dişlere binen kuvvetin eşit ve dengeli dağılmasına, çene eklem yerlerine aşırı yük binmemesi için ağız kapanışının düzgün olmasına dikkat edilir. Bunun için öncelikle ağızdaki eksik dişler tamamlanmalı, kırık ve çürük dişlerin tedavileri yapılmalıdır. Ağzınızın kapanışını engelleyen tüm faktörler giderilir. Ardından dişlerinizin ölçüsü alınarak gece yatarken takabileceğiniz koruyucu plak hazırlanır. Bu sayede dişlere taşıyabileceğinden fazla kuvvet binmesi engellenmiş olur. Bu süreci ihmal eder ve istem dışı olarak aşırı yüklenmeye sebep olursanız, uzun dönemde kalıcı çene eklemi rahatsızlıklarına neden olabilirsiniz. Diş gıcırdatmanın yaratacağı bir başka sorun ise diş kaybıdır. Kökünden zedelenen sağlam dişler zaman içerisinde dökülebilir. Üzülerek söylüyoruz ki, diş gıcırdatmanın kesin bir tedavisi yoktur. Psikolojik destek sürecinde antidepresan kullanan hastaların mesafe kaydettiği gözlemlenmekle birlikte, uykuda diş gıcırdatma nasıl önlenir sorusunun kesin bir çözümü yoktur. Yegane kesin tedavi stres faktörlerinden uzak durmanızdır. Buraya kadar anlatılan tedavinin ana amacı diş gıcırdatmanın vereceği fiziksel zararların önlenmesidir.
Diş gıcırdatmayı önleyici aparatlar hazır olarak temin edebileceğiniz ürünler değildir. Ağzınızın içindeki eksik ve fazlalıklar giderildikten sonra ölçünüz alınarak diş hekiminiz tarafından size özel hazırlanmalıdır. Bruksizim aparatı veya gece plağı adı verilen bu malzeme, sabah çıkarıldığı zaman fırça ile güzelce temizlenmeli ve temiz bir kap içerisinde korunmalıdır. Aşınmış plaklar kullanılmamalı, yeniden ölçü alınarak güncel yapınıza uygun yenisi ile değiştirilmelidir.
Bruksizmin yan etkisi olan kare çene deformasyonu, yani köşeli yüz yapısı, çiğneme kasının aşırı gelişmesi (masseter kası hipertrofisi) sonucu ortaya çıkar. Yukarıda sözünü ettiğimiz Botoks harici yöntemler, daha önce de belirttiğimiz gibi diş gıcırdatmayı sona erdirmekte kesin bir çözüm sağlayamaz. Ancak Botox tedavisi sonucunda çenedeki köşeli görünüm yumuşar, baş ağrısı, çene ağrısı semptomları hafifler ve dişlerdeki hasarda da iyileşme görülür. Aşırı kas aktivitesini düşürmek için kullanılan tedavide, Botox doğrudan çiğnemeden sorumlu masseter kasına, çok ince botox enjeksiyonları ile kasların ve dişlerin istemsiz olarak zarar vermesini önleyecek miktarda enjekte edilir. Tedavide önemli olan, doğru noktaya, doğru miktarda Botoks uygulanmasıdır. Kasın zayıflaması hedeflenirken, çiğneme gibi önemli bir kas fonksiyonunu sekteye uğratmamak gerekir. **Botox bu kasları etkin bir şekilde zayıflatırken; yemek yeme, çiğneme veya konuşma fonksiyonlarının etkilenmemesi sağlanır.
** Aşırı kasılma azalınca, dişlere, diş etlerine, çene kemiğine ve çene eklemine binen yük de azalır. Böylece diş ve çene sağlığınız korunurken, buna bağlı çene, baş ve boyun ağrısı da iyileşme yoluna girer.
Semptomları azaltarak yok eden bir uygulama olan tedavi, aynı zamanda bu durumun dişler, çene kemiği ve eklemi üzerinde yarattığı anatomik tahribatı engelleyerek kalıcı etki oluşmasını da engeller. Diş sıkma botoksu hastanın şikayetlerine ve durumuna göre üç dört ayda bir yapılır. Çoğu hastada, botoks enjeksiyonundan iki hafta kadar sonra, diş sıkma ve buna bağlı semptomların azaldığı veya yok olduğu görülmüştür. Bruksizmde Botox tedavisi dozu toplam kırk ile altmış ünite kadardır. Alt ve üst çenedeki özel noktalara ayrı ayrı, yaklaşık yirmi ila otuz ünite botoks uygulanır. Doktorunuzun muayenede belirlediği kas hacmi ve kas gücüne göre doz miktarı belirlenir. Bu tedavinin olumsuz yönü ise, etkisinin ortalama altı ay kadar sürmesidir.