Uyuşturucu Davalarında Emsal Karar

Adana’da, bir uyuşturucu davasında mahkeme, ’önleme araması’ ile yapılan arama ile uyuşturucu madde ele geçirilmesini hukuka uygun bulup, sanığı, ’Uyuşturucu madde ticareti’ suçundan hapse mahkum etti. Yargıtay tarafından da onanan kararda, mahkeme, uyuşturucunun topluma verdiği zararın, sanığa ait hakların ihlal edilmesinden doğan kişisel zarardan daha fazla olduğuna vurgu yaptı.Adana’da Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 19 Ekim 2014’te E.A.’nın, Diyarbakır’dan temin ettiği uyuşturucu maddeyi plakası verilen bir araçla Adana ve batı illerine sevk edeceği yönünde istihbarat aldı. Ancak verilen bilgilere rağmen güvenlik güçleri, ’adli arama kararı’ almayıp Adana 5. Sulh Ceza Mahkemesi’nden önleme arama kararı alarak otoyol organize sanayi çıkışında kontrol noktası oluşturdu. Önleme arama kararına istinaden durdurulan E.A.’nın kullandığı araçta yapılan aramada, 92 ayrı pakette 453,7 kilo kubar esrar ile 11,7 kilo toz esrar maddesi ele geçirildi. Tutuklanan şüpheli ile ona öncülük yaptığı belirlenen A.G. hakkında 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ’Uyuşturucu madde ticareti yapmak’ suçundan dava açıldı. Sanık E.A. suçlamayı kabul ederken, A.G. ise suçsuz olduğunu söyledi. Yapılan yargılamada, sanık A.G. 15 yıl hapis ve 16 bin 660 lira adli para cezasına, E.A. ise 7 yıl 6 ay hapis ve 8 bin 320 lira adli para cezasına çarptırıldı.“Uyuşturucunun topluma vereceği zarar daha fazla”Mahkeme, gerekçeli kararında; hakim tarafından ’ölçülülük’ ilkesi göz önünde tutularak ’kamu yararı’ bakımından bir değerlendirme yapılması gerektiği belirtilerek, şu görüşlere yer verdi:"Elde edilen delillerin basit hukuka aykırılıklar nedeniyle değerlendirme dışında tutulması, haksız beraat kararlarının verilmesine ve yargılamanın kilitlenmesine neden olabilecektir. Sanıklarda ele geçirilen uyuşturucunun miktarı ve niteliğiyle oluşan suçun topluma verdiği zarar ile adli arama kararı almadan ancak mevcut önleme aramasına dayanarak araçta arama yapan devlet görevlilerinin sanığa ait hakları ihlal etmelerinden doğan kişisel zarar karşılaştırıldığında, sanığın topluma verdiği zarar daha fazla olduğu, sanığın haklarının ihlal edilmediği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu nedenle beraat kararı verilemez."Sanıkların uyuşturucu ticareti yaptığını kaydeden mahkeme, ’hakların dengelenmesi ilkesi’ doğrultusunda, önleme araması sonucu elde edilen uyuşturucu maddenin yargılamada delil olarak kullanılabileceğini vurguladı.Mahkemeler direndi, Yargıtay onadıİtiraz üzerine dosyayı görüşen 20. Yargıtay Ceza Dairesi de, temyiz incelemesinde yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığını ve eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı kaydederek mahkemenin kararını onadı. Yine aynı şekilde Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin de, mahkumiyet kararını ’önleme araması’ ile ele geçirilen uyuşturucu maddenin ’delil sayılamayacağı’ gerekçesiyle bozan Yargıtay’ın kararına direndiği belirtildi. Mahkemenin direnme kararında, "Ele geçirilen uyuşturucu madde olan 39 kilo eroinin yok sayılıp görmezden gelinmesinin, toplumun adalet duygusunu tatmin edemeyeceği, hukuki istikrarı zedeleyeceği, bu kadar fazla uyuşturucunun kullanılması ve satılması halinde gerek birey gerekse kamu bakımından tehlikenin ağırlığı hep birlikte dikkate alınmalıdır" denildi.Önleme araması ile ilgili Adana mahkemelerinin Yargıtay’ın bozma kararlarına direnmesi ve bazı mahkemelerce verilen beraat kararlarını da Adana Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz etmesinin, Yargıtay’ın bu onama kararında etkili olduğu kaydedildi. Daha önce aynı şekilde gerçekleşen olaylarda, sanıklar üzerinde ele geçirilen uyuşturucu maddelere rağmen, ’suç delilinin hukuka aykırı olarak elde edildiği’ gerekçesiyle, davaların beraat ile sonuçlandığı öğrenildi.