HABER

Uyuşturucuların en tehlikelisi

İnsanın akıl, zihin ve vücut sağlığının en büyük düşmanı olan uyuşturucu, kişiyi ailesinden, işinden, toplumdan uzaklaştırıp, yalnızlığa, bunalıma ve ölüme götürüyor.

Uyuşturucuların en tehlikelisi

Uyuşturuculardan eroinin bir gramı bile, beyindeki bir milyon hücreyi öldürürken, ileri derecede kokain kullananlarda da psikolojik bozukluklar meydana geliyor. Esrar, 'eroinmanların ilk atlama taşı' olurken, çok miktarda ve birden alınan afyon ise, içen kimseyi komaya sokup ölümüne sebebiyet verebiliyor.

İHA muhabirinin, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün internet sitesinden edindiği bilgilere göre, kişinin beyin, sinir, sindirim ve solunum sistemlerini, ciğer ve böbreklerini, gözlerini olumsuz etkileyen başlıca uyuşturucular şunlar: "Eroin, kokain, esrar, afyon, ecstasy ve LSD. Uzmanlara göre, vücuda giren bir gram eroin, beyindeki bir milyon hücreyi öldürüyor. Eroin, uyuşturucu maddeler arasında en etkilisi, dolayısıyla da en tehlikelisi olup, morfinden iki ila on defa daha kuvvetli. Eroinin, en çabuk bağımlılık oluşturan uyuşturucu madde olduğunu belirten uzmanlar, bir-iki denemenin, kişiyi eroin kurbanları arasına almaya kafi geldiğini bildiriyor.
Eroinin beyaz, gri, koyu gri, fildişi ve kahverengi tonlarda, küçük kristaller halinde veya un gibi toz halinde bulunabildiğini ifade eden uzmanlar, saf halde iken beyaz olan eroindeki bu renk farklılaşmasının, içerisine konulan katkı maddelerinin miktarına göre değiştiğini kaydediyor.

ŞIRINGA VE ÖLÜM Eroinin burna her çekilişinde damarlarda çatlama olabileceğini vurgulayan uzmanlar, kurtulma şansının çok az olup ölümün çabuk gerçekleşebileceğini söylüyor. Uzmanlar, eroinin damara şırınga ile enjekte edilen şeklinin ise en tehlikeli ve ölüme en yakın olduğunu belirtiyor.

Narkotik maddeleri uzun süre kullananların beyin hücrelerinin dumura uğradığı, içinde boşluklar ve yağlanmalar oluştuğunun tespit edildiğini bildiren uzmanlar, bu görünüme ek olarak göz ve beyin kabuğunda ve beyni kaplayan zarlarda şişme, kanlanma ve küçük kanama odakları, damarlarda daralma, incelme ve yağlanmanın dikkat çektiğini ifade ediyor. Uzmanlar, bu tür maddelerden zehirlenerek ölenlerin beyinlerinde şişme, bol kanama odakları ve hücrelerde yozlaşmanın, önemli bulgular arasında yer aldığını kaydediyor.

EROİNMAN: 'YAŞAYAN ÖLÜ' Uzmanlar, eroin kullananlardaki belirtilerle ilgili olarak şunları bildiriyor: "Kalpte çarpıntı başlar, vücudu kırgınlaşır, diz, bel ve başında şiddetli ağrılar oluşur, iştahı kapanır, çalışma gücünü kaybeder. Büyük üzüntü yaşar ve buna bağlı olarak toplumla olan ilişkisini sıfıra indirir. Gözlerindeki canlılık belirtileri kaybolur, sürekli olarak dalgın halde bulunup dünya ile ilgili alakası kalmaz. Yaşayan bir ölüden farksızdır ve tüm bu olumsuzluklardan kurtulabilmek için tek kurtuluşunun eroin olduğunu düşünür".

KOKAİN: KUVVETLİ UYARICI Kokainin renginin beyaz olduğunu vurgulayan uzmanlar, genellikle asit borik veya sodyum bikarbonat gibi beyaz toz maddelerle karıştırılarak saflığının bozulduğunu belirtiyor. Uzmanlar, genel olarak kokainin, burundan çekilerek ve nargile aracılığı ile kullanıldığını, kuvvetli uyarıcı olduğu için sinir sistemi üzerinde anında etki yaptığını söylüyor. Uzmanlar, zehir tacirlerinin, sattıkları kokaini çoğaltmak için, içine diş macunu, bebek maması, floresan lambasının tozu, yemek sodası vb. çeşitli maddeler koyduklarını da bildiriyor.

BURUN ÇEKME 'TİK'İ
Kokainin, burundan çekildikten kısa süre sonra merkezi sinir sistemini uyardığını ifade eden uzmanlar, şunları kaydediyor: "Kalp vurum sayısı, kan basıncı ve solunum artar. Hareket çoğalır. Kaslarda gerilme ve kasılmalar olabilir. Bir süre sonra kokainin, merkezi sinir sistemi üzerinde uyuşturucu etkisi olur. Kokain alanlarda bulantı ve kusma görülür. Uzun süre burundan kokain kullananlarda, burun çekme biçiminde bir tik yerleşir. Ayrıca sürekli burun sıkıntısı ve nezle durumu görülür. Kimi bağımlılarda burun deliklerini ayıran bölme delinir. Uzun süre kokain kullananlarda iştahsızlık, zayıflama, uykusuzluk, mide bağırsak bozuklukları ve cinsel gücün azalması gibi belirtiler ortaya çıkar. Bedensel çöküntü olur".

'MARAZİ NEŞE'
Az miktarda alınan kokainin coşku, taşkınlık ve marazi neşe verdiğini ifade eden uzmanlar, miktar çoğalırsa, çeşitli algı yanılmaları görüldüğünü ve özellikle dokunma halüsinasyonlarının çok sık olduğunu vurguluyor ve şunları ekliyor: "Kokain kullananlar, vücutlarının üzerinde, derilerinin altında kurtlar yürüdüğünden söz ederler. Kimi kez sinema şeridi gibi geçen renkli, hareketli görme halüsinasyonları olur. Bilinç bulanıklığı görülebilir. Kişilik ve karakter değişmeleri ortaya çıkar. Toplum ve ahlak dışı davranışlar görülür".

'BEYAZ SAPLANTISI' İleri derecede kokain kullananlarda, 'trip hali' denilen garip haller ve psikolojik bozukluklar meydana geldiğini anlatan uzmanlar, "Mesela, kullandığı maddenin suç olduğunu bildiği için, devamlı suretle takip edildiğini, evinin kapısında polisler olduğunu düşünür ve hatta gördüğünü sanır. Eğer kokaini biterse yoksunluk belirtileri başlar, maddenin rengi beyaz olduğu için, gördüğü her beyaz noktaya elini dokundurarak ağzına veya burnuna götürür. Hatta bu yaptığı dokunma işini daha da abartabilir, 'ben buraya daha önce kokain koymuştum' deyip, kapı kolunu dahi söküp içine bakar, bu ve buna benzer akla-hayale gelmeyecek bir çok trip hali vardır" diyorlar.

'ZEKA ZEHRİ' ESRAR
Uzmanlar, başka bir uyuşturucu olan esrarın ise, 'eroinmanların ilk atlama taşı' olduğunu belirterek, bu maddenin, bilhassa zekaya etki etmesi sebebiyle, 'zeka zehri' olarak da adlandırıldığını bildiriyor. Uzmanlar, esrar kullanıldığında ağzın kuruduğunu, boğazda yanma, öksürük, bulantı, kusma ve ishal görülebildiğini, gözbebeklerin genişlediğini, gözün kanlandığını, yüzün kızardığını, kalp vurumu ve nabız sayısının arttığını, kan basıncının yükseldiğini kaydediyor.

'KÖTÜ YOLCULUK'
Esrar alındıktan sonra, önce, elemle haz arasında duygu durumu değişikliği ortaya çıktığını ifade eden uzmanlar, kimi kez bunlara algı ve düşünce değişikliklerinin de eklendiğini vurguluyor. Esrar alındıktan sonra kısa süren hafif bir canlılık ve uyanıklık olduğunu, bunu kaygı, sıkıntı ve tedirginlik döneminin izlediğini belirten uzmanlar, bu dönem geçtikten sonra duygulanma ve coşkuda haz yönüne doğru artma olabildiğini bildiriyor. Uzmanlar, diğer belirtileri ise şöyle sıralıyor: "Aşırı neşe ile birlikte konuşma ve hareketin artması, çağrışım ve düşünce akışının hızlanması, algılama ve tasarım gücünün canlanması ve çevreyle ilişkinin artması".
Esrar kullananların 'iyi yolculuk' adını verdiği, 'kendini mutlu görme' durumunun her insanda ve her zaman ortaya çıkmadığını ifade eden uzmanlar, çoğu kez bulantı, kusma, endişe, kaygı, sıkıntı ve tedirginlik belirtilerinin ön planda olduğu 'kötü yolculuk' yaşandığını kaydediyor.

CİNSEL SAPKINLIK
Neşe dönemini, algı ve düşünce bozukluklarının bulunduğu dönemin izleyebileceğini vurgulayan uzmanlar, görme halüsinasyonları olduğunu, zaman ve mekan algısı bozulduğunu, iradenin zayıfladığını, cinsel sapmalarla ilgili davranışlara rastlandığını belirtiyor. Uzmanlar, 'İçinde kimyasal madde olmadığı ve bitki olduğu' düşüncesi ile masum gösterilmeye çalışılan esrar maddesinin, diğer uyuşturuculara her zaman basamak teşkil ettiğinin unutulmaması gerektiğinin de altını çiziyor.

AFYONKEŞLERİN 'BALAYI'SI Afyonun da hangi şekilde kullanılırsa kullanılsın aynı tesiri gösterdiğini söyleyen uzmanlar, başlangıçta varsa ağrıları azalttığını, üzüntülerin kaybolduğunu, sıkıntıların geçtiğini ve afyonkeşlerin 'balayı' dediği, geçici bir keyif hali başladığını bildiriyor. Fakat bu keyif halinin çok kısa sürdüğünü ifade eden uzmanlar, ardından mide bulantısı, baş dönmesi, renk solması, kalp ve solunum yavaşlaması ile birlikte zehirlenme halinin baş gösterdiğini kaydediyor.

FİZYOLOJİK DEĞİŞİMLER
Afyon çok miktarda ve birden alınmışsa, içen kimseyi komaya soktuğunu ve ölüm tehlikesi belirdiğini vurgulayan uzmanlar, afyon grubu narkotikler, tedavide kullanılan miktarların sınırı içinde verildiklerinde, etkilerinin ya hemen ortaya çıktığını veya kısa süre sonra görülen fizyolojik değişmelere sebep olduğunu belirtiyor.
Uzmanlar, bu değişiklikleri şöyle sıralıyor: "Dolaşımda yavaşlama, kalp vurum sayısı ve solunum sayısında azalma, kan basıncında düşme, öksürük reflekslerinde duyarsızlık, göz bebeklerinde daralma, görme keskinliğinin kaybolması, derideki yüzeysel damarlarda genişleme, mide bağırsak hareketlerinde yavaşlama, bulantı ve kusma, ağızda kuruluk, hareketlerde ağırlık, halsizlik ve yorgunluk".
Afyon narkotiklerinin birden fazla miktarda kullanılması sonucu zehirlenme tablosu ortaya çıktığını bildiren uzmanlar, "Bilinç kısa sürede kaybolur. Derin uykudan derin komaya kadar değişen bilinç bozuklukları görülür. Dolaşım ve solunum yavaşlar. Kan basıncının birdenbire düşmesi şok tablosuna ve ani ölüme yol açar" uyarısında bulunuyor.

ECSTASY HAPI: BİLEŞİMİ 'MEÇHUL' Özellikle dünyada son zamanlarda adından sık sık söz ettiren uyuşturucunun, kelime olarak İngilizce'deki 'XTC' harflerinin yan yana okunmasına dayandığını söyleyen uzmanlar, Avrupa ve dünyada belli çevrelerin kullandığı bu kelimenin, toplu olarak 'Amfetamin' türevlerinden olan MDA, MDE, MDMA ve buna benzer başka maddeleri kapsadığını kaydediyor.

Uygulamada gözlemlenen ve bilimsel olan ve olmayan yayınlarda Ecstasy konusunda tartışılan en büyük sorunun, içeriğinin (bileşiminin) kolay anlaşılamaması olduğunu ifade eden uzmanlar, nitekim tüketim biçimi olan ve ele geçirilen haplardan bunu anlamanın oldukça zor olduğunu belirtiyor.
Vücut işlevlerini yoğun olarak etkileyen psikoaktif maddeler olan Amfetamin ve türevlerinin, asıl tehlikesinin, vücudun bilinç altındaki koruma mekanizmalarını etkisiz hale getirmesindeki özelliğinde yattığını vurgulayan uzmanlar, böylelikle Amfetamin ve türevlerinin sadece yorgunluk hissini değil, açlık ve susuzluk hislerini de bastırdığını ve koruma mekanizmalarında arızalar oluşturduğunu, mesela, muhtemel kas ağrısını bloke ederek insanın vücut sistemini yanılttığını bildiriyor.

ECSTASY'NİN ZARARLARI Ecstasy hapının kullanımı ile birlikte vücuda yapılan sürekli yüklemelerin (dans ve seks gibi) asıl tehlikeyi oluşturduğunu ifade eden uzmanlar, vücut ısısının, uzun süreli ve yoğun hayatın etkisiyle normalden 42 dereceye kadar yükseldiğini kaydediyor. Vücudun, su içmekle dahi tekrar düzelemeyecek kadar büyük ölçüde su kaybına uğradığını vurgulayan uzmanlar, bunun sonucunda kalp ve yüksek tansiyon sorunları, yüksek ateş ve şok etkileri, kalp ritminde bozukluklar ve merkezi krampların görüldüğünü belirtiyor.

Uzmanlar, Ecstasy hapını uzun süre kullanan bağımlılarda, sinir hücrelerinde tekrar düzelmeyen hasarlar ve kas yapılarında arızalar meydana geldiğini bildirerek, vücudun doğal salgılarının kana daha çok karışması sebebiyle karaciğer ve böbreklerin tıkanarak işlemez hale geldiğini, beyinde rahatsızlıklar, yüksek tansiyonla beyin kanaması, düşük tansiyonla bayılmalar hatta ölümler görüldüğünü kaydediyor.

LSD: ALDATICI RÜYA Etkili, bir o kadar da tehlikeli bir uyuşturucu olan LSD (Lisergic Acid Dietilamide)'nin, ilk alındığında, aldatıcı tesirini gösterip, beynin süratle çalışmasını sağladığını vurgulayan uzmanlar, "O andan itibaren insan, kendini rüya aleminde zanneder... Ne var ki bu renkli rüya alemini bir umursamazlık ve donukluk hali takip eder. Bu durum, yaklaşık 10-15 saat devam eder. Ağızdan salyalar akmaya başlar, dil peltekleşir, her şeye razı olma hali görülür. Aldatıcı halin sona ermesiyle artık rahatsızlık başlar. Baş dönmesi, göz kararması, bitkinlik, sindirim organlarında bozukluk, kusma, baş ağrısı ve uykusuzluk başlar. Beynin çalışması imkansızlaşır. Kişi bu kötü durumdan kurtulmak için tekrar LSD almak ister ve bu kısır döngü böylece devam eder, gider" diyorlar.

En Çok Aranan Haberler