Günümüzde insan zihnini uzaktan kontrol etmek amacıyla, birçok ülkede büyük bütçeler ayrılarak çalışmalar yapılıyor.
Beş duyumuzu kontrol altında tutan, bilinçaltı dediğimiz altıncı duyumuzun gelecekte insanları zihnen yönetmek konusunda büyük fayda sağlayacağı öngörülüyor.
Hem kolay hem de daha masrafsız olan zihin savaşlarının fark ettirilmeden yazılı ve görsel medya, sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla ilerleyebileceğini, bu anlamda subliminal mesajların kullanılabileceğini belirten Reem Nöropsikiyatri Merkezi'nden Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Mehmet Yavuz, görüşlerini paylaşıyor.
Zihin kontrolünde, bilinçaltı üzerinden subliminal mesaj etkisi
Subliminal mesaj, insanın bilinciyle değil de bilinçaltıyla algılaması üzerine tasarlanmıştır.
Bilinçaltına yönelik bu mesajların, ilk çıkışı reklam sektörü sayesinde olmuştur. Bilince ulaşan algılar, birçok değer yargısıyla analizden ve süzgeçten geçirilir. İnsanları bilinçli olarak etkilemek hem zor hem de uzun zaman alan bir iştir. Bilincin kolayca etki altında kalmaması, psikolojimizin otomatik savunma mekanizması açısından önemlidir.
Bilinçaltı heyecanlarımızı, sezgilerimizi, alışkanlıklarımızı ve güdülerimizi depoladığı gibi, bunların eyleme dökülmesinden de sorumludur.
Aynı zamanda zihin, telkin ve imgeleme yoluyla iknaya müsaittir. Dolayısıyla değişik metotlarla bilinçaltı etkilenecek olursa, çok daha çabuk ve kalıcı sonuçlar alınabilir. Bu yöntemlerle insanları bir istikamet doğrultusunda, farkında olmadan yönetmek mümkün olabilmektedir.
Zihin kontrol yöntemleri
Kişinin bilinçaltına subliminal mesaj göndermek suretiyle zihinsel etkilemenin birçok yolu bulunuyor. Bunlardan en çok kullanılanları; dijital ses dosyalarına gizlenen işitsel yollar, gözle algılanamayacak kadar kısa süreyle sinema ya da televizyon görüntüsü yoluyla bilinçaltına itilen 25. kareler; reklam afişleri, logoları ve benzeri nitelikteki görsel malzemenin içine saklanmış şekil, kelime, rakam ve semboller; uydular aracılığı ile radyo dalgaları şeklinde gelen kitlesel bilinçaltı mesajlarıdır.
Subliminal Ses Mesajları: Üzerinde oynanması, işlenmesi ve yayılması daha kolay olduğundan MP3 dosyaları, gizli mesaj için çok uygundur.
İnsan kulağının duyarlı olduğundan çok daha küçük sesleri duyamasak bile bilinçaltımız ile algılayabiliriz. Bilinçli olarak hissedemediğimiz telkin mesajları yerleştirildiğinde, farkında olmadan bu telkinlere paralel bir hareket tarzı benimseyebiliriz.
Nitekim, bazı hipermarketlerde ya da lokantalarda tüketimi tetikleyen subliminal mesajların (Alışveriş yap, daha fazla al, daha fazla yemek ye vs gibi) var olduğu düşünülmektedir.
Aslına bakılırsa, bir ortamda subliminal reklam masajları varsa, bundan herkesin etkilenmesini beklememek gerekir. Çünkü mesajların bilinçaltına işlemesi için, bilinçaltının uygun ve rahat durumunda olması, kişinin o an stres, sevinç gibi duygusal aktivitelerden uzak olması gereklidir. Bu nedenle, subliminal mesajların en çok etkili olduğu zamanlar odaklanmış ve kilitlenmiş bir şekilde sinema ya da TV izlenen ortamlardır.
Görsel subliminal mesajlar: 1950'li yıllarda Amerika'da James Vicary adlı reklamcı, sinema salonlarında subliminal mesaj yöntemini denemiş ve yöntemin, patlamış mısır ve Cola satışlarında en az yüzde 20'lik bir artış sağladığını görmüştür.
Yaptığı deney, seyirciler film izlerken görüntünün içinde saliselik zaman dilimleri süresince "Patlamış mısır ye" ve "Cola iç" gibi mesajları göstermektedir. Sinema izleyicileri, film boyunca saliselik patlamış mısır ve Cola reklamlarını hiç fark etmemelerine rağmen, film arasında ve sonrasında dış salondaki büfenin cirosu, olağandışı şekilde artmıştır.
Bu deneyin subliminal reklam teknolojisini başlattığını söylenebilir. Bu sonuç, bilinçaltı mesajların insanların davranışlarını nasıl etkileyebileceğine ilişkin önemli bir delildir.
25. kare tekniği: Bilinçli görmede saniyede en çok 24 kare izlenebilir. Fotoğraf gibi durağan karelerin peş peşe hızla okutulmasıyla hareket elde edilir. Eğer saniyedeki kare sayısı 24 değil de 25 yapılırsa, son karedeki fotoğrafı bilinç algılayamaz, bu son 25. kare direkt bilinçaltına gider.
TV'de ise saniyede geçen görüntü 2'tir. Gizli reklam ya da mesajlar, 25. kare kullanılarak, maalesef bugün bile yaygın bir şekilde gizlenebilmektedir. Etik olmayan bu durum, kişiler farkında olmadan çeşitli tüketim maddelerine ya da kişinin bilinçli iken reddedeceği farklı fikirlere yönelmesine neden olabilmektedir.
Subliminal yazı, resim ya da semboller: Reklam afişleri, logoları ve benzeri nitelikteki görsel malzemenin içine saklanmış şekil, kelime veya semboller aracılığı ile bilinçaltı etkilenebilmektedir. Böyle subliminal yöntemlerle bir ürünün reklamını, bir inancın ya da görüşün propagandasını yapmak mümkündür. Bir satış stratejisi olarak ürünlerin logolarına, etiketlerine ya da ambalajlarına, reklam afişi ve posterlere, ölümü çağrıştıran sembollerin ya da seks yazılarının yazılması, doğrudan bilinçaltını etkilemeye yöneliktir ve bilinçaltının daima dikkatini çeker.
Uydulardan zihin kontrolü: Bu tekniğin bireyleri değil, toplumsal kitleleri, bir toplumun ya da ulusun tüm fertlerini etkilemek için kullanıldığı sanılmaktadır. Bir toplumu bilinçaltı etkileyerek bir düşünce ya da ideal doğrultusunda hareket etmeye sevkettiği için hiç şüphesiz daha tehlikeli zihin kontrolüdür.
Bireyleri kendi demokratik hür düşünce paralelinden farklı davranış biçimine zorladığı için oldukça ahlaksız ve etik olmayan bir eylemdir.
Radyo dalgaları ya da buna benzer bir teknikle yapıldığı tahmin edilmektedir. Her ne kadar uydulardan kitlesel zihin kontrolü ile alakalı somut deliller olmasa da, dünya üzerinde bazı gelişen kitlesel olayların sebebi olduğu konusunda yoğun şüpheler vardır. İnsan yaradılışı icabı 20 Hz'in altındaki sesleri duyamaz.
Özellikle 7 Hz ve altı sesler de direk bilinçaltına hitap eder. Hal böyle olunca teknik olarak 7 Hz ve altındaki radyo dalgaları ile bilinçaltını etkilemek mümkündür.