Uzal-cbs 2012 Sempozyumu

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nde Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Sempozyumu düzenlendi. Sempozyumda konuşan Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Mustafa Erdoğan, toplumun gelişmesinde ‘mühendislik’ kimliği ile yaşama müdahale etmek zorunda olduklarını kaydetti.

Bülent Ecevit Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası tarafından ortaklaşa Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri (UZAL-CBS) Sempozyumu düzenlendi.

Sempozyumun açılışı Prof.Dr. Arif Amirov Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Açılışa, ZKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhlis Bağdigen, TÜBİTAK Uzay Enstitüsü Müdür Teknik Yardımcısı Emin Bank, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü Coğrafi Bilgi Dairesi Başkanı Yrd. Doç.Dr. Hüseyin Bayraktar, Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, İTÜ Prof.Dr. Derya Maktav ile çok sayıda yerli ve yabancı akademisyen katıldı.

Saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı’nın okunduğu salonda, Devlet Konservatuarı Öğretim Görevlileri tarafından müzik dinletisi gerçekleştirildi. Sempozyum Eşbaşkanı, BEÜ Mühendislik Fakültesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Topan dört gün sürecek sempozyumda 133 sunum gerçekleştirileceğini ifade etti. Açılış konuşmasını yapan Topan, “Biz, 1999 yılından bu yana fotogrametri, uzaktan algılama ve kurumsal analiz konularında laboratuvarımız alanında ve çeşitli alanlarda çalışmalar yapmaktayız. Gelinen son aşama ile biz aynı zamanda kendi yazılımlarımızı da geliştirerek, bu iki alanda bilimsel çalışmalarımızı yürütmekteyiz” dedi.

SEMPOZYUMDA ERDOĞAN DAMGASI

Türkiye’de 2012 itibariyle bulunan 168 üniversitenin 103’ünün devlet üniversitesi olduğunu hatırlatan Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Mustafa Erdoğan da şöyle konuştu: “Türkiye’de 2012 itibariyle 168 üniversite vardır. Bunlardan 103’ü devlet üniversitesi, geriye kalan 63’ü ise vakıf üniversitesidir. Bu kadar üniversite kurulurken hangi bilimsel veriler ışığında süreç işletilmektedir. Mühendis ve mimarlardan, işsizlik oranı belliyken hâla alt yapı eksikleri belliyken tartışmasız olan yeni bölümlerin açılmasının anlamı neydi? Diğer yandan eskiden kurulu ya da köklü diye adlandırılan üniversiteler özel ve demokratik yapılarda mıdır? İlim ve düşünce üniversitelerde özgür olmalıdır’ diyoruz. Üniversiteler demokratik olmalıdır’ diyoruz. Gerçekler ne ise onlarla mutlaka yüzleşmeliyiz."

Erdoğan, mühendisler olarak bu ülkenin, aydınlık, çağdaş ve yetişmiş insan gücü olarak ülkenin kalkınmasında, gelişmesinde ve toplumun gelişmesinde ‘mühendislik’ kimliği ile yaşama müdahale etmek zorunda olduklarını belirterek şöyle konuştu: "Sıkıntıları, sorunları yoğun olan bir ülkede yaşıyor olmak bizlere daha da ağır bir sorumluluk yüklemiştir. Çevremizde, bölgemizde, ülkemizde ve dünyada yaşanan ekonomik, sosyal, siyasal, toplumsal gelişmelere gözlerimizi kapatamayız. Biz meslek alanlarımızdan hareketle oluşturduğumuz politikalarla yaşama ve gelişmelere müdahale etmek durumundayız. Biliyorsunuz, devlet kurumlarında herkesin görebileceği yerlere tabela asılmıştır. Bu tabelalarda ‘Vizyonumuz ve Misyonumuz’ başlığı altında yazılmış tabelalardır. Kamu kurumlarında asılan bu tabelalarda, ‘Verdiğimiz hizmetlerde müşteri memnuniyeti esastır’ yazıyor. Dikkat edelim. Vatandaş ifadesi yerine müşteri ifadesi kullanılmaktadır. Bankalar için sözüm yok ama devlet kurumlarında vatandaşa müşteri olarak bakılması ne anlama geliyor. Müşteri parası olan demektir."

TÜRK BİLİM ADAMLARI TÜRKİYE’NİN VERİLERİNE ULAŞABİLECEK

Türk bilim adamlarının Türkiye’nin verilerine ulaşamadığına dikkat çeken Hüseyin Bayraktar da, Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü’nün kurulmasının nedenlerinden birisinin de veri paylaşımını sağlamak olduğunu söyledi.

Veriye ulaşmada herkesin büyük sıkıntılar çektiğini anlatan Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü: "En büyük amacımız burada bu veriye ulaşmada veriyi paylaşmada bu sıkıntıları ortadan kaldırabilmektir. Bir araştırmada denk gelmiştim. Türkiye’den üretilen bilimsel yayınların çok büyük bir kısmı Türkiye ile ilgili değildir. Bunun da en büyük sebebi şudur. Türkiye’nin verilerine Türkiye’nin bilim adamları kendileri de ulaşamıyor. Bizim en büyük amacımız bu konudaki engelleri kaldırabilmektir.”