HABER

Uzayda yaşanabilecek ve yaşam bulunabilecek gezegenlere 100 kadar daha eklendi

NASA, Kepler teleskopunun 100'den fazla Dünya boyutlarında yeni gezegen keşfettiğini duyurdu. NASA, bu keşiflerin Güneş sistemi dışındaki yeni gezegenlere ilişkin en büyük gelişme olduğunu söyledi.

Uzayda yaşanabilecek ve yaşam bulunabilecek gezegenlere 100 kadar daha eklendi

İnsanoğlu gökyüzüne baktığı ilk anlardan itibaren onu keşfetmek için birçok yöntem uyguladı. Bir dönem tanrıların gökyüzünün efendileri olduğuna inandık. Cennetin yukarılarda bir yerlerde bizi beklediğini düşündük. İnsanın gökyüzünü inceleme araçları ve yöntemleri geliştikçe, yani bilimsel düşünce dogmaların yerini almaya başladıkça bile gökyüzünün gerçek yüzü biz insanları büyülemeye devam etti. Yine de değişmeyen bir şey vardı. Öteki ya da bu dünyadan sonraki yaşam gökyüzündeydi. Bu dünyadan sonraki yaşam umudu hem mecazi, hem de gerçek anlamda gökyüzünde bizi bekliyordu. Bir zamanlar cennet şeklinde tahayyül ettiğimiz gökyüzü şimdi ise yeni bir ev arayışımızın, yeni bir başlangıcın umudu oldu desek, çok da abartmayız herhalde.

Paul Rincon / Bilim Editörü, BBC News


_Güneş sistemi dışında yaşama elverişli olabilecek gezegenler böyle resmediliyor.

_

Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Kepler uzay teleskopunun 100'den fazla Dünya boyutlarında yeni gezegen keşfettiğini duyurdu.

Teleskop aynı zamanda, uzayın yaşama elverişli koşullara sahip bölgeleri olarak bilinen alanda dokuz küçük gezegen de tespit etti. Bu alanlardaki koşulların, sıvı suyun varlığına ve yaşamaya elverişli olabileceğine inanılıyor.

Yeni bulgular, Kepler tarafından keşfedilen 1284 yeni gezegenin bulunduğu katalogda yer alıyor.

Nasa, bu keşiflerin Güneş sistemi dışındaki yeni gezegenlere ilişkin en büyük gelişme olduğunu söyledi.

Dünya 2.0'ın Dünya'dan farkı ne?
Merkür, Dünya ile Güneş arasından geçti
Dinleyin: Yıldızlar nasıl ses çıkarır?

NASA'da görevli bilim insanları yeni bulguları 10 Nisan 2016'da düzenledikleri telekonferansla açıkladı.

Kepler'in istatistiksel analizleri, gök bilimcilere Dünya'ya benzer gezegenlerin nasıl olabileceğine dair veriler sunuyor.

Kepler teleskobunun göreviyle ilgili çalışan NASA'nın California'daki _Ames Araştırma Merkezi'_nde görevli bilim insanı Dr Natalie Batalhya, hesapların Samanyolu'nda _10 milyardan fazla yaşamaya elverişli gezegen

_ olabileceğini söyledi.

En yakın yaşanabilir gezegen 11 ışık yılı uzaklıkta
Dr Batalha, "Yıldızların yaklaşık %24'ü, Dünya'nın boyutlarından ortalama 1.6 kat daha küçük olan yaşama elverişli gezegen barındırıyor. Bu bizim hoşumuza giden bir rakam çünkü bu boyutların altındaki gezegenlerin kayalıklardan oluştuğunu tahmin ediyoruz" dedi.

Dr Batalha, "Eğer yaşanabilir en yakın gezegen neresi olabilir diye soruyorsanız, bu yaklaşık 11 ışık yılı uzaklıkta, aslında çok yakın bir mesafe" diye ekledi.

James Webb Uzay Teleskobu gibi diğer gözlemciler de Güneş sistemi dışındaki gezegenlerin atmosferinden geçen yıldız ışıklarını inceliyor. Bu da olası biyolojik verileri sağlıyor.


_Nasa'nın paylaştığı grafiklerde kahverengi bar, yeni doğrulanan 1284 gezegen sayısını gösteriyor. Açık mavi bar, Kepler'in daha önceki keşiflerini koyu mavi de Kepler dışındaki keşifleri gösteriyor.

_

NASA'da astrofizik bölümü müdürü Paul Hertz şu açıklamayı yapıyor:

"Araştırmamızın nihai amacı, Güneş sistemi dışındaki gezegenlerden gelen ışıkları tespit etmek ve bu ışıkları, su buharı, oksijen, metan ve karbon dioksit gibi gazlar için analiz etmek. Bu gazlar, biyolojik ekosistemin varlığına işaret edebilir."

Dünya'ya en çok benzeyen gezegen keşfedildi
DERGİ - Ay'da ilk adımı hangi ülkeye borçluyuz?

Kepler teleskobunun şimdiye kadar keşfettiği Kepler-186f ve Kepler-452b gezegenleri, boyutları, yörüngesinde dolaştığı yıldız ve yıldızından aldığı enerjiye bakıldığında Dünya'ya en yakın gezegenler olarak biliniyor.

Dr Batalha, yeni keşfedilen gezegenler Kepler 1638b ve Kepler-1229b için, yaşama elverişli gezegen arayışında ilgi çekici keşifler olduğunu söylüyor.

NASA Ames Araştırma Merkezi'nde görevli Dr Batalha, Kepler'in görevinin 'Dünya'nın dışında yaşam olup olmadığına dair kanıt bulmak, evrende yalnız olup olmadığımızı ve galakside nasıl yer aldığını, yarattığı farklılığı anlamak için yapılan daha geniş çaplı stratejik araştırmaların bir parçası' olduğunu ifade etti.

Dr Batalha, "Bir ışık noktasına bakıp 'Bu yıldızın yörüngesinde yaşanabilir bir dünya var' diyebilmek… Sanırım bunlar çok derin ve bizim de neden burada olduğumuzu yanıtlayan sorular" dedi.

Yeni yöntem
New Jersey'deki Princeton Üniversitesi'nde görevli Dr Timothy Morton, Kepler tarafından bulunan Güneş sistemi dışındaki gezegenlerin büyük çoğunluğunun süper-Dünya denilen (Dünya'nın yarı çapından 1.2-1.9 kat daha büyük) gezegen ile sub-Neptün (Dünya'nın yarı çapından 1.9-3.1 kat daha büyük) gezegeni arasında kalıyor.


_Bilim insanları bu keşfin, Dünya dışında yaşanabilir yeni gezegenlerin tespiti için önemli olduğunu söylüyor.

_

Dr Morton, bu boyutlar aralığındaki gezegenlerin Güney Sistemi'mizde bilinen benzerlerinin olmadığına dikkat çekti.

Bilim insanları, Kepler'in 2015 yılı Temmuz ayında hedeflediği 4302 aday gezegenin bulunduğu katalogdan keşfedilen Güneş sistemi dışındaki ye 1284 yeni gezegeni tespit edip doğrulamak için yeni bir istatistiksel teknik kullandı.

Yeni teknik, aday gezegenlerin simülasyonlarıyla ilgili farklı bilgiler topladı ve her olası yeni dünyayla ilgili gökbilimcilere güvenilir puanlamalar verdi.

Güvenilirliği %99'dan fazla olan adaylar 'doğrulanan gezegenler' olarak belirlendi.

​Araştırma ekibi, gezegen olma ihtimaline yakın fakat %99'luk orana ulaşmayan 1327 aday daha belirledi. Bu adayların incelenmesi devam edecek.


_Bu grafikte, Kepler'in yaşama elverişli alan olarak belirlediği bölgelere denk gelen gezegenler görülüyor.

_

Kepler, diğer yıldızların yörüngesinde dolaşan gezegenleri keşfetmek için 'transit yöntemi' kullanıyor. Bu yöntem, yörüngedeki gezegenin Dünya ile yıldız arasından geçerken, yıldızın ışığının ne kadar karardığının ölçülmesiyle oluyor.

Yörüngedeki benzer gelişim, Merkür Dünya ile Güneş arasından geçtiğinde de yaşandı.

Kepler teleskobu adını, Rönesans dönemi gök bilimcisi Johannes Kepler'den aldı, teleskobun görevi 7 Mart 2009'da başladı.

Uzay aracının oryantasyonunu kontrol etmek için kullanılan dört reaksiyon çarkından ikincisi 2013 Mayıs'ında hasar gördü. Bu da, yörüngedeki gözlemci aracın savrulmadan tek bir hedefe odaklanma özelliğini bozmuş oldu.

Fakat mühendisler yaratıcı bir çözüm buldu ve uzay aracının sabitlenmesi için Güneş ışığından gelen basıncı kullandı, böylece gezegendeki avına da devam edebildi. Bu göreve de K2 adı verilmişti.

En Çok Aranan Haberler