HABER

Uzayın bilinmeyenleri

Yıllardır fizikçiler Newton’un klasik fizik teorisi , Einstein’ın görecelik kuramı ve Heisenberg’ün kuantum fiziği arasındaki farkı bulmaya çalıştılar.

Uzayın bilinmeyenleri

Büyük Birleşim

Yıllardır fizikçiler Newton'un klasik fizik teorisi , Einstein'ın görecelik kuramı ve Heisenberg'ün kuantum fiziği arasındaki farkı bulmaya çalıştılar.


Bu üç fizik yasası diğerlerini önemsemeden kendi kurallarına göre aynı evreni açıklamaya çalışırlar.


Bu yüzden fizikçiler ‘Büyük BirleşimTeorisi'ni kurdular. Böylece fizik kuralları birbirlerinin eksik kalan tarafları tamamlamaya çalıştılar.


Belki gerçekte böyle bir şey yok; belki de insan benliği bunu anlayabilcek kapasitede değil. Her ne olursa olsun bu konu bilim adamlarını ortak bir paydada buluşturdu.


30 Haziran 1908 günü sabah saat yaklaşık 7:45 sularında Sibirya'nın orta kesimlerindeki Podkamennaya Tunguska Irmağı yakınlarında büyük bir gök patlaması yaşanmıştır.


Patlama 10-15 bin tonluk bir dinamit kütlesinin patlamasına eşdeğerdi. Kesin olmayan verilere göre patlamanın nedeninin, bir kuyruklu yıldız parçasının ya da meteorun yerküreye çarpması olduğu sanılmaktadır. Garip olan meteor parçasının bulunamaması.


Gizemler

Teoride madde ve anti maddenin aynı anda ve aynı olayla meydana geldiği iddia edilir.


Normal baryon parçası oluştuğunda, aynı kütlenin ters yüklüsü de oluşur. Laboratuarlarda yıllarca anti madde üretilse de doğada bunu göremiyoruz. Olması gereken antimaddelerin nereye gittiği bir soru işareti.


Davranışçılık kuramındakiler zihnin şartlanmış tepkiler olduğunu savunurlar.


Yine de kendi düşüncelerimizi yansıtabilme yeteneğimizin çok belirgin ve ilginç olduğunu inkar edemeyiz. Eğer bu beynimizin çalışmasının bir etkisiyse o zaman bilgisayarların da kendilerinin farkına varıp eşit haklar istemesi çok olası. Bilinç, onu taşıyan beyin öldüğünde kalır mı?


Gerçek bilinci, programlanmış bir dizayndan nasıl ayırt edebiliriz? Bu sorular bir robot ya da hayaletle konuşmayıncaya kadar cevapsız kalacak gibi gözüküyor.


Uzayın sırları

Günümüzdeki son evren modellerine baktığımızda bizim görebildiğimizin ötesinde evreninin adeta sonsuzluğa uzandığını görüyoruz.


Sadece evrenin yüzde 4'ünü direkt olarak algılayabiliyoruz. Geriye kalan görünmez, ne olduğunu bilmediğimiz anlamına gelen ‘karanlık madde' olarak adlandırılıyor. Karanlık maddeye eşlik eden enerjiyi de direkt olarak algılayamıyoruz.


Her olayın aynı anda olmasını ve geçmişte yaşananın ileride yaşanacak olandan ayrılmasını sağlayan bir şeydir.


Zaman

Zamanı bildiğinizi mi sanıyorsunuz? Zaman ile alakalı kelimeleri kullanmadan zamanı tanımlayabilir misiniz? Zaman zamandır işte.


Uzay gibi bir boyut mudur? Ya da dijital saatlerin satışını arttırmak için yaratılan bir ilüzyon mu? Dünyadaki en zeki insanın bile bunları düşünürken başı döner.


Bilinmeyenler

Evrenin başlangıcı nasıldı? Evrenin başlangıcı var mıydı? Eğer evren bizim bildiğimiz herşeyi içeriyorsa, zaman kavramıda dahil, o zaman başlangıçtan da öncesi mümkündür.


Günümüzdeki teoriler genellikle ‘Büyük Patlama' dan bahsediyor. Büyük patlamanın hala devam ettiği düşünülüyor. Peki patlamayı başlatan neydi? Bütün bu enerji nerden geldi? Eğer ‘Dünyayı ve bütün fiziksel kuralları Tanrı yarattı' dersek bu sorular tabi ki Hiçbir anlam ifade etmez..


Evrenin sonu?

Dünyanın elbet bir gün sona ereceğine dair görüşler herkese göre değişiyor. Bir çok ihtimal olduğu düşünülüyor. Bunlardan bir tanesi, dünyanın büyümeye devam etmesi ve en sonunda patlayarak bir toz bulutu haline geri dönmesi.


Bir başka görüş ise, yer çekiminin sona ererek bütün dünyanın tek bir noktaya geri dönmesi yani yeni bir ‘Büyük patlama' olması.


‘Çok Evrenlilik' teorisi

Günümüzün kuantum fizikçileri aynı zamanda ve boşukta başka bir evrenin mümkün olabileceğini düşünüyor.


Bu diğer evrenlerin kendilerine özel tarih, gelecek ve fizik kuralları var.


Şimdilerde bu teori rağbet görmese de gelecekte bir evrenden diğerine seyahat etmek mümkün olabilir.



En Çok Aranan Haberler