60 yıldır nükleer santrale sahip olma hayalinin 2010’nun Mayısında 2 ülke arasında anlaşmayla hayat bulduğuna dikkat çeken Üzel şöyle konuştu: “ Mersin Akkuyu nükleer santral inşaat çalışmaları için ÇET süreci devam etmektedir. ÇET Raporuyla ilgili sıkıntılı bir durum söz konusu değildir. Bu yıl Eylül ayı içerisinde olumlu raporu alarak sonlandırmayı planlıyoruz. Çet bittikten sonra enerji üretim lisansı ve inşaat üretim lisansı alınacak. Arkasından da 2016 yılbaşı başından itibarı inşallah ilk temeli atarak nükleer santral inşaatına başlayacağız, inşallah öyle ümit ediyoruz.”
Nükleer santralin ülke için gereğini dile getiren Üzel, örnekler vererek sözlerini şöyle sürdürdü: “ Şimdi ortada temel bir veri var. Türkiye son 5-6 yıldır dünyada yıllık büyümeyi en yüksek oranda tutan 2-3 ülkeden birisi, bu yıl itibari ile 2. Ülkeyiz bu anlamda dolasıyla bu açıdan baktığımız zaman sürekli gelişen bir endüstriler alt yapımız var. Sanayileşen bir ülkesiniz kalkınan büyüyen ve gelişen bir ülkesiniz. Bunun beraberinde tatbikî enerji ihtiyacı artmasını getiriyor. Enerji tüketimi arttıkça, bu açıyı kapatmak için yerine yeni enerji üretim kaynakları koymanız gerekiyor. Bu ihtiyacımızı fosil yakıtla kapattığımızda başta çevre sorunları olmak üzere ekonomik kayıplarda meydana gelmektedir. Ülkemiz doğal gaz petrol yönü ile fakir bir ülke, yerin altında bu imkan yok . Öte yandan Türkiye’nin bütün yenilenebilir enerji kaynakları potansiyele soksanız dâhil ülkenin ön görülen enerjinin % 40 bile karşılayamıyorsunuz gene % 60 oranda enerji üretiminde açığınız var, o zaman sonuç şu: ya bunu ithal edeceksiniz yâda bunun yerine bir enerji yöntemi koymak zorundasınız. Şimdi Türkiye için yeni bir alan bu yeni bir endüstri yeni bir sanayi yeni bir bilgi teknolojisi ve bu anlamda bir devrim olacak bu. Dolayısıyla az bilinen ve dezenformasyon çok açık bir alan yani birileri yanlış bilgileri kamuoyuna pompaladığı zaman, insanlar gerçekten memleketini seven ülkesini seven çok temiz çok kaygı duyan insanlar pompalanan yanlış bilgilerden yola çıkarak birzihin karışıklığı algısına kapılabiliyorlar. Aslında biz bunu çok doğal ve çok normal karşılıyoruz, yani bilmediği bir konuda birileri onu yanlış bilgilendirir. Örnek: Bu nükleer santralin teknolojisi güvenli değildir, turizmi bitirecektir. Vatandaş turizm bitmesin diyor, biz turizm bölgesinde olmaya adayız diyor ve o zaman bu tehlikelidir diyebiliyor. Bu grup da sıkıntımız yok, bu insanlar bizim temas kurmaya çalıştığımız insanlar zaten, temasımızı da kurmaya devam ediyoruz. Bu düşüncedeki insana siz dünyada turizm en fazla geliri olan ülkenin Fransa olduğunu ve Avrupa’da en fazla nükleer santrali Fransa’da olduğunu söylediğiniz zaman ona aktarılan bilginin yanlış olduğunu gösterebiliyorsunuz.”
Bilgilendirme merkezi önünde yapılan nükleer santral karşıtı gösteriler içinde düşüncelerini açıklayan Üzel, “Bilgisizlikten dolayı tepki gösterenleri anlayabiliyoruz. Fakat bazılarını anlamakta zorlanıyoruz; çünkü onlar dinlemek ve sorgulamak niyetinde bile değiller. Tamamen aktif bir şekilde protesto etmeye devam ediyorlar. Burada da görmüşsünüzdür merkezin girişinde yaklaşık 1 aydır 1 grup eylem yapıyor. Ben onlarla çok kez temas kurmayı denedim, konuşmayı denedim yani ikna etmek anlamında da değil, diyalog kurmayı insani bir girişimde bulundum ama hiçbir şekilde anlamak anlatmak sormak ve sorgulamak istemiyorlar. Biz şöyle bir kanata vardık: biz bu grubu yok sayıyoruz çünkü temas kurma şansınız yok. Her şeye rağmen kötü niyetli olduklarını söylemiyorum. Kesinlikle onlarda büyük olasılıkla en azından öyle umut ediyorum, ülke adından duydukları kaygıdan çıkarak bunu yapıyorlar ama bir şey çok önemli konuşmadan hiçbir sorunu halledemezsiniz ve hiçbir sonuca varamazsınız. Aslında merkezimizde çok sayıda görselimiz var bununla ilgili, vatandaşlarımızın çok temel düzeyde ortalama bir fizik bilgisine sahip vatandaşın bile çok rahatlıkla algılayabilmesini sağlayacak düzeyde somut ve görsellerle merkezimizde sergileniyor. Nükler santrallerde yaşanan kazalar insanlarımızı ürküte bilir ama Akkuyu Nükleer Santral için bu söz konusu olamaz; çünkü güvenlik önlemleri son teknolojiden yararlanarak uygulanacak. Atıklarla ilgi de bir sorun yok; çünkü ortaya çıkacak nükleer atıklar anlaşmaya bağlı olarak Rusya’ya götürülerek depolanacaktır. Konuya ilişkin daha kapsamlı bilgi edinmek isteyenleri bilgilendirme merkezimize bekliyoruz” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz