Hill, Rusların, 'Türkiye'nin Kafkaslar ve Orta Asya için kendilerine rakip olacağı' konusundaki korkularının haklı çıkmadığını belirterek, "Türkiye, Özal zamanında taahhüt ettiği gibi, bölgede büyük siyasi kuvvet olamadı. Türkiye'nin 'yumuşak' gücü, kuvvetli siyasi bir etkinlik kuracak boyutlara ulaşmadı" dedi.
Rusya'nın, dünyanın en büyük doğal gaz satıcısı olduğunu vurgulayan Hill, "Doğal gaz ihtiyacının yüzde 70'ini Rusya'dan sağlayan Türkiye, bu ülkenin en büyük müşterilerinden biri. Aslında Türkiye ile Rusya, Ortadoğu'ya kadar uzanan bir alanda çok iddialı çeşitli gaz projelerini görüşüyor. Hatta İsrail'in de katılacağı bir Ortadoğu Gaz Birliği'nden söz ediyorlar" diye konuştu.
RUSYA, TÜRKİYE'Yİ RAKİP GÖRÜYOR Türk Sanayici ve İşadamları Derneği TÜSİAD'ın davetlisi olarak geçen günlerde Türkiye'de incelemelerde bulunan Fiona Hill, Washington'da, 'Türkiye-Rusya İlişkileri' konulu konferans verdi. Amerikalı uzman, komünizm döneminde Sovyetler Birliği'nin, Türkiye'yi, 'Amerika'nın müttefiki ve Kafkas cumhuriyetlerinde karışıklık çıkartmaya hazır bir rakip' olarak gördüğünü, ayrıca iki ülkenin, 1990'lı yıllarda Balkanlar ve Çeçenistan konusunda birbirine ters düştüğünü hatırlatarak şöyle devam etti: "Rusların, Türkiye'nin Kafkaslar ve Orta Asya için kendilerine rakip olacağı konusundaki korkuları haklı çıkmadı. Aslında ne Türkiye ne de Rusya, Kafkaslar ve Orta Asya bölgesindeki ülkeler için büyük bir çekici güç haline gelemedi. Türkiye, Özal zamanında taahhüt ettiği gibi, bölgede büyük bir siyasi kuvvet olamadı. Bu bölgelerle ticaretini büyük ölçüde arttırdı, kültürel programlar geliştirip uyguladı, bölgeye mali yardım yaptı, öğrenciler Türk okullarına kabul edildi. Fakat Türkiye'nin bu 'yumuşak' gücü, kuvvetli siyasi bir etkinlik kuracak boyutlara ulaşmadı. Ne yazık ki, Türkiye beklediğimiz etkinliği gösteremedi".
Fiona Hill, bunun sebepleri arasında, Türkiye'nin Dağlık Karabağ anlaşmazlığında etkili arabulucu olarak kendini gösterememesini, ekonomik zayıflığını ve ayrıca, ilgisinin başka yönlerde, örneğin Avrupa Birliği ve Ortadoğu'da olmasını saydı. Hill, Türkiye için geçerli olan bütün bu sebeplerin, Rusya için de geçerli olduğunu savundu. Hill, "Rusya da ekonomik zorluklarla karşı karşıya geldi, bölgeyle ticareti azaldı, etnik anlaşmazlıklarda izlediği tutum şüpheye yol açtı, özellikle Kafkaslardaki ülkelerle olmak üzere, komünikasyon bağlantıları kesildi, Orta Asya'da askeri nüfuzu azaldı" dedi.
"İKİ ÜLKEYİ DOĞAL GAZ YAKLAŞTIRDI" Son zamanda ise Amerikan askerlerinin de bölgeye girdiğini kaydeden Hill, Türkiye ve Rusya'nın, bölgeyle ilişkilerini tam olarak geliştirememeleri sebebiyle Kafkaslar ve Orta Asya'da siyasi boşluk doğduğunu öne sürdü. Hill, bölgedeki konumları açısından saydığı zayıflıkları paylaşan Rusya ve Türkiye'nin birbirlerine yaklaştıklarını ve aralarındaki ilişkilerin geliştiğini bildirdi. Bundaki en büyük etkenin doğal gaz olduğunu ifade eden Fiona Hill, "1990'larda tüm dünya Hazar bölgesine yeni bir petrol kaynağı olarak baktı. Oysa bölgenin en büyük değeri doğal gazdır. Yeryüzündeki doğal gaz kaynaklarının üçte birine sahip olan Rusya, dünyanın en büyük doğal gaz satıcısı. Rusya hem doğal gaz kaynakları bakımından zengin, hem de Orta Asya gazı üzerinde kontrol sahibi. Doğal gaz ihtiyacının yüzde 70'ini Rusya'dan sağlayan Türkiye, bu ülkenin en büyük doğal gaz müşterilerinden biri. Bu alanda yeni projeler var. Aslında Türkiye ile Rusya, Ortadoğu'ya kadar uzanan bir alanda çok iddialı çeşitli gaz projelerini görüşüyor. Hatta İsrail'in de katılacağı bir Ortadoğu Gaz Birliği'nden söz ediyorlar" diye konuştu.
RUSYA'NIN AVRUPA KAYGISI Fiona Hill, doğal gaz kaynaklarını geliştirme konusunda Rusya ile Türkiye'nin paylaştığı ortak çıkarın, gelecek için ilginç imkanlar oluşturabileceğini ve konunun, iki ülkenin şubat ve mart ayındaki toplantılarında ele alındığını anlattı. Hill, iki ülke arasında 1990'lı yıllarda 12 milyar dolara ulaşan ticaretin, bugün ekonomik zorluklar yüzünden yarı yarıya düşmesine rağmen, Rusya'nın Türkiye'yi sadece bir ihracat pazarı değil, bir geçit ülke olarak görmeye başladığına işaret etti.
Rusya'nın Amerika ile ilişkilerinin düzelmekte olmasının, Türk-Rus ilişkilerini olumlu yönde etkileyeceğini belirten Fiona Hill, iki ülkenin Avrupa'yla ilişkilerinde de benzer bir durum olduğunu, ikisinin de Avrupa Birliği'yle karmaşık ve sorunlu bağlara sahip olduklarını söyledi. Avrupa'nın yeniden tanımlanmasında, Türkiye ve Rusya'nın aynı konumda olduğunu vurgulayan Hill, "Moskova'da birçok kişi bana, Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki tartışmaları çok yakından izlediklerini söylediler. Eğer Türkiye dışlanırsa, Rusya'nın da, Gümrük Birliği için bile, hiç bir umudu kalmayacak. Bu bakımdan Ruslar, Türkiye'nin Avrupa karşısındaki durumunu çok yakından ve kaygıyla izliyor" dedi.
"İLİŞKİLER GELİŞECEK" Avrupa Birliği dışında da Türkiye ile Rusya'nın pek çok ortak yanı olduğunu kaydeden Hill, iki ülkenin de Kafkaslar ve Orta Asya'da istikrar görmek istediğini bildirdi. İki ülkenin pragmatik yaklaşım içinde olduğunu ifade eden Fiona Hill, bu anlayışı, 'geleneksel düşmanlar' olan Almanya ile Fransa arasında İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra doğan yakınlaşmaya benzetti. Hill, son on yılda büyük ilerleme gösteren Türk-Rus ilişkilerinin bundan sonra da gelişmeye devam edeceği tahmininde bulundu. Amerikalı uzman, artık ortak bir sınırı paylaşmayan bu iki ülkenin, bir istikrar unsuru olarak bölgenin güvenliği ve ekonomik gelişmesine katkıda bulunacaklarını sözlerine ekledi.