Doğumdan itibaren kişinin belli bir yaşa kadar fiziksel ve beyinsel gelişiminin sürdüğü, daha sonrasında ise gerilediği düşünülüyordu. Ancak bu yaklaşımın doğru olmadığı son dönemde nöroplastisite alanında yapılan çalışmalarla ortaya konuldu. Beyin hücrelerinin yapısında bulunan maddelerin, sağlıklı beslenme ile daha kaliteli ve sağlam bir hale geldiğini belirten Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Zeynep Aydın, beyin sağlığını korumanın önemine dikkat çekti.
Aydın, “Sağlıklı bir beyin için haftada üç kez, en az 30 dakika yürüyüş veya spor yapılması gerekiyor. Eğitim düzeyi yüksek olan veya kendilerini sürekli geliştiren kişilerin de ileri yaşlarda beyin hastalıklarına yakalanma oranı daha düşük oluyor” diye konuştu.
Doğuştan itibaren beynin gelişiminin kişi tarafından desteklenmesi ve gelişmiş olan yapıların korunması için beynin devamlı çalıştırılması gerektiğini aktaran Prof. Dr. Aydın, “Nasıl ki, vücut egzersizi yapınca kaslar gelişir ancak egzersiz bırakıldığında kaslar eski haline dönerse, beyin de aynı bu şekildedir. Beyin hastalıkları oluştuktan sonra tedavi etmek oldukça zordur ve tedavi sonrası alınan sonuçlar sınırlıdır. Özellikle Alzheimer hastalığı gibi beyin hücrelerinin ölümüyle seyreden hastalıklarda, henüz bu beyin ölümünü geri çeviren bir tedavi yöntemi bulunamamıştır. Bu yüzden sağlıklı beyin yaşlanması bu hastalıklara yakalanmamakta önemlidir. Kişilerin yaşam süresi uzadıkça, sağlıklı beyin yaşlanması daha da önem kazanmaktadır. Ayrıca birçok toplumda ileri yaşta kişilerin sayısı gençlere göre daha fazladır. Bu yüzden ileri yaştaki kişilerin beyin ve fizik sağlığı toplumsal yaşamı da etkilemektedir. Tüm bu sebeplerden dolayı sağlıklı yaş almak için ve sağlıklı bir beyin önem kazanmaktadır” ifadelerini kullandı.
Sağlıklı bir beyin için haftada üç kez, en az 30 dakika yürüyüş veya spor yapılması gerektiğini aktaran Prof. Dr. Aydın, “Bedensel hareketin beyin sağlığında önemli olduğu bilinmektedir. Fiziksel egzersiz hem beyin kan akımını düzenlemekte hem de beyinde salgılanan doğal kimyasal maddelerin (nörotransmitter) dengeli salgılanmasını sağlayarak beyin sağlığına ve öğrenmeye olumlu etki etmektedir. Bunun yanı sıra beyni geliştirmek, beyin hücreleri arasında yeni bağlantılar oluşturmak, bu bağlantıların daha sağlam olmasını sağlamak ve beyinde yeni nöronlar oluşması için beyin egzersizleri yapmak önemlidir. Yapılan çalışmalar, eğitim düzeyi yüksek insanların ve farklı alanlarda kendini geliştirenlerin, ilerleyen yaşlarda daha sağlıklı bir beyne sahip olduklarını gösteriyor. Ayrıca, beyin egzersizleri yapanların hafıza problemlerinde gerileme sağlanabiliyor. Hatta demans başlangıcı veya orta derecede demans hastalarında beyin egzersizlerinin hastalığın gelişmesini ötelediği biliniyor. Beyin egzersizleri kişinin eğitimine, ilgi alanlarına göre bireysel olarak oluşturulmalıdır” diye konuştu.
80 yaş üstünde ve halen beyin olarak sağlıklı kişilerin bilim insanlarının ilgisini çektiğini ve yapılan çalışmalar sonucunda bu kişilerin yaşamları boyunca bazı ortak özellikleri olduğuna dikkat çekildiğini söyleyen Prof. Dr. Aydın, “Örneklere baktığımızda, bu kişilerin yaşamları boyunca fiziksel olarak aktif olduklarını görüyoruz. Yani bu kişiler düzenli olarak yürüyüş veya spor yapan, gün içerisinde uyanık oldukları saatlerin çoğunu hareket ederek geçiren kişiler. Ayrıca, bu kişilerin beyinlerini de aktif tuttukları gözlenmiştir. Eğitim düzeyi arttıkça kişinin ileri yaşta beyin hastalıklarına yakalanma oranının düştüğü de birçok çalışma ile gösterilmiştir. Bu durumda beyni her yaşta aktif tutmak, yeni bilgiler öğrenmek önemlidir. ‘İşleyen demir ışıldar’ atasözü bu durum için uygundur. Bu kişilerin diğer bir ortak özellikleri de pozitif karakter yapısına sahip olmaları, diğer kişilerle iletişim halinde ve sosyal olmalarıdır. En önemlisi, bu kişilerin sağlıklı beslendikleri ve kilolu olmadıkları görülmüştür. Özetle, sağlıklı yaş alma sürecinin erken yaşlarda, hatta doğumdan itibaren sağlıklı bir yaşam biçimini benimseyerek olması idealdir. Her yaştaki kişi, sağlıksız yaşam biçimine son verip bu sürece girdiğinde faydalarını mutlaka görecektir” ifadelerini kullandı.
Beynin vücudun en iyi korunan organı olduğunu belirten Prof. Dr. Aydın, beyin sağlığını korumak için bebeklikten itibaren yapılabilecekleri şöyle anlattı:
“Beyin ve sinir sisteminin oluşumu ve gelişimi anne karnında başlar. Genetik yapı ve çevresel etkenlerin katkılarıyla sinir hücreleri gelişir. Bir kişinin sağlıklı bir beyne sahip olması için anne karnından itibaren bir süreç içinde olunmalıdır. Bebek, anne karnındayken annenin sağlıksız beslenmesi, ilaç kullanması, radyasyon veya travmaya maruz kalması, enfeksiyonlar, annenin hastalıkları, annenin sigara ve alkol kullanımı, anne karnında bebeğin yerleşim anomalileri, erken doğum, doğum sırasında bebeğin oksijensiz kalması beyin gelişimine etki etmektedir. Doğumdan sonra bebeğin fiziksel ve beyinsel büyüme gelişmesini etkileyen en önemli faktör beslenmedir. Yeterli beslenmeyen veya yanlış beslenen bebeklerin beyin gelişiminin durduğu bilimsel olarak gösterilmiştir. Anne sütü, beyni en iyi geliştiren besindir. Ayrıca, bebeklerin ve çocukların beyin gelişiminde sevgi ve oyun çok önemli yer tutmaktadır. Çocukların beyin gelişimine uygun uyaranlar çok önemlidir. Bunun yanı sıra televizyon, tablet gibi çocuğun beyninde fazla hızlı ve yoğun uyaranlara maruziyet, beyin gelişimini geriye götürebilmektedir. Çocukların sakinleştirmek, yemek yedirmek veya oyalamak için uygun olmayan programlara maruz bırakılmasıyla çocuklarda ciddi iletişim, dil problemleri, sosyalleşme, öğrenme sorunları gelişebilir. Sevginin ve ilginin çocukların beyin gelişiminde önemli olduğu bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır. Sonuç olarak; bebeklerin, çocukların sağlıklı beyin gelişimi için dengeli beslenmeleri, yaşlarına uygun oyunlar oynamaları, ebeveynler ile sosyalleşmeleri, yaşıtlarıyla vakit geçirmeleri ve sevgiyle büyümeleri önemlidir.” (DHA)