Kanlı kusma olarak bilinen hematemez, birçok soruna bağlı olarak ortaya çıkıyor. Sindirim sistemindeki herhangi bir bölgede başlayan kanamaya endoskopi ve ilaçlarla müdahale edilemediğinde çok kısa sürede hayati tehlike söz konusu olabiliyor. Bunun için kanlı kusmanın neden kaynaklandığının belirlenmesi hayati önem taşıyor. Memorial Kayseri Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Mustafa Kaplan, kanlı kusma ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Hematemez, kusmayla birlikte ağızdan kan gelmesidir. Hematemez çoğu zaman üst gastroentestinal sistem yani yemek borusu, mide ve onikiparmak bağırsağından kaynaklanan kanamalara işaret etmektedir. İnce bağırsağın daha aşağısı ve kalın bağırsaktan kaynaklı kanamalar ise daha çok dışkıda kırmızı renkli kanama ile kendini belli eder. Hematemezi olan kişilerde kusmuğun rengine göre kanamanın aşaması belirlenebilmektedir. Kahve telvesi rengi, midedeki kanın hidroklorik asidin etkisi ile sindirilmesine bağlı olan ve genelde durmuş kanamayı, koyu kırmızı kusma aktif devam eden kanamayı, parlak kırmızı renkli kusma ise çok miktarda ve süratli bir kanamayı işaret etmektedir. Kanlı kusma tek başına anlamlı olmayabilir. Genellikle hematemezi yani kanlı kusması olan hastalarda melena da görülür. Melena, kanın bağırsaklarda sindirilmesi sonucu hastanın katran veya kömür gibi parlak veya bazen mat, siyah renkte ve pis kokulu dışkılamasına verilen isimdir.
Hematemez ve dolayısıyla üst gastrointestinal sistem (GİS) kanamalarının en sık sebebi peptik ülser hastalığı olabilir. Peptik ülser, en sık olarak onikiparmak bağırsağının ilk kısmında sonra daha az sıklıkla da mide ve yemek borusunda görülmektedir. Nadiren bu organlardaki zedelenmeler de hematemeze sebep olabilir. Hematemeze sebep olabilen en önemli nedenlerden biri de kanserlerdir. Mide, bağırsak ve yemek borusunun kanserleri hatta bazı durumda pankreas kanserleri de hematemeze sebep olabilir. Sirozu olan hastalarda yemek borusu ve midedeki varislerin kanaması da ciddi ve hayatı tehdit eden kanamaların nedenidir. Gebelerde ve sık-yoğun alkol alan kişilerde şiddetli kusmaya bağlı yemek borusunda yırtıklar ve buna bağlı kanlı kusma olabilir. Yapılan araştırmalarda kanamaların % 80’ini kendiliğinden durmakta, % 20’sinde ise kanama devam etmekte ya da tekrarlamaktadır.
Üst gastrointestinal ( GİS) sistemde kanama öyküsü olan hastaların % 60’ında aynı lezyondan tekrar kanama olduğu için, hastalara önceki kanamalar mutlaka sorulmalıdır. Ek olarak hastanın tıbbi geçmişi, üst GİS kanamaya yol açabilecek veya hastanın sonraki yönetimini etkileyebilecek önemli durumları belirlemek için geçmiş tıbbi öyküsü kesinlikle gözden geçirilmelidir.
Bir hastanın tıbbi özgeçmişinde hekimleri yönlendirecek potansiyel kanamanın nedenleri şunlar olabilir:
1.Karaciğer hastalığı veya alkol kullanımı öyküsü olan bir hastada varise bağlı kanama söz konusu olabilir.
2.Geçirilmiş aort yani ana kalp damarı ameliyatı olan hastalarda kanama olabilir.
3.Böbrek hastalığı ve aort darlığı gibi hastalığı olan kişilerde, mide ve bağırsakta damar belirginleşmeleri yani anjiyoektazilere bağlı kanama oluşabilir.
4.Helikobakter pylori enfeksiyonu, ağrı kesici kullanımı veya sigara kullanma öyküsü olan bir hastada peptik ülser hastalığına bağlı kanamalar görülür.
5.Sigara ve alkol kullanımı veya H. Pylori enfeksiyonu öyküsü olan hastalarda mide-yemek borusu kanserlerine bağlı kanamalar ortaya çıkabilir.
Kanlı kusma, ciddi ve acil bir duruma işaret etmektedir. Bu hastaların endoskopi ile mutlaka incelenmesi ve kanama kaynağının bulunması gerekir. Endoskopi, hem tanı hem tedavi hem de kanamanın ileride tekrarlayıp tekrarlamayacağı konusunda fikir veren önemli bir işlemdir. Kanamanın kaynağının bulunması için endoskopi çoğu zaman yeterlidir ama bazen bu hastalara tomografi ve ultrason gibi tetkikler de yapılmaktadır. Hastaların kan sayımı, böbrek değeri gibi kan değerlerine de mutlaka bakılmalı, tansiyon takibi yapılmalı ve kesinlikle EKG çekilmelidir. Kötü durumdaki hastalar mutlaka hastanede gözlem altında tutulmalıdır. Kanlı kusma ile gelen her hastaya ilk olarak mutlaka mide asidini baskılayan ilaçlardan yüksek doz verilmelidir. Gözlem altında tutulması gereken bu hastalara bu ilaçlardan yüksek dozda 3-5 gün devam edilmelidir. Bulantısı olan ve midesi dolu hastalarda hem bulantıyı kesmek hem de midenin boşalmasına sağlayacak bazı ilaçlar verilir. Varis kanaması olan hastalara ise daha özellikli ilaçlar gerekir. Kanlı kusması olan hastaların genelde tansiyon değerleri düşük olduğu için bu hastalara serum tedavisi de verilmelidir. Kanlı kusma ciddi bir durum olduğu için bu hastalar çoğu zaman hastaneye yatış yapılarak tedavi edilir.