Afrika ve Asya gibi ülkelerde uzun yıllardır kilo ve bağırsak hareketlerinin kontrolü için kullanılan açlık otu, hızlı kilo vermek isteyenler tarafından tercih ediliyor. Türkiye’de erkek sinameki ve deve gözü gibi isimlerle anılan bu bitki için Esenler Medipol Üniversitesi Hastanesi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Öznur Akgöz’den uyarı geldi. Bitkinin bilinçsiz kullanılmasının birçok yan etkisi olabileceğini ifade eden Akgöz, “Yapılan çalışmalar bu bitkinin yağların sindirilip emilmeden dışkıyla atıldığı ve bu şekilde de kilo kontrolü sağladığını ortaya koymuş. Bitkinin antioksidan etkisi olduğu ve kan şekerinin düzenlenmesinde etkisi olduğu biliniyor ancak kanıtlar çok yeterli değil. Zayıflamak için böyle otlar yerine sağlıklı ve dengeli beslenme yapılmalı ve bunun yanında da bazı bitki çaylarından takviye alınmalıdır. Biz genelde yeşil çay, beyaz çay, kiraz sapı, rezene ve papatya gibi çayları tavsiye ediyoruz. Bunun yanında sinameki, açlık otu gibi çayların tüketilmemesi, tüketilecekse günde 1-2 fincandan daha fazla tüketilmesini tavsiye etmiyoruz” diye konuştu.
Açlık otunun kaşıntı, ürtiker, spazm, karın ağrısı gibi birçok yan etkisi olabileceğini belirten Akgöz, “Müsil etkisi bağırsakların bir anda boşalmasına neden olmakta ve bununla birlikte sıvı kaybı gelişebilir. Yetersiz beslenme görülebilir. Hızlı kilo vermek çok sağlıklı değil ancak yeterli ve dengeli beslenmenin yanında isteyenler tarafından tüketilebilir” ifadelerini kullandı.
Açlık otunun 1 haftadan fazla kullanılmaması gerektiğine dikkat çeken Akgöz, “1 hafta içerisinde de her gün değil 2 ya da 3 kez kullanılmalıdır. Bu tarz çayları günde 2 fincandan daha fazla tüketmemek gerekir. Tüketecek olan grup günde 1 fincan kaynamış suyun içerisine 5-6 adet bu ottan ilave edip, 5 dakika demledikten sonra tüketebilir” dedi.
Özellikle 12 yaş altındaki kişilerin, gebelerin ve emzirme dönemindeki kadınların bu bitkiyi kullanmaması gerektiğini vurgulayan Akgöz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Karaciğer ve böbrek yetmezliği olan hastalar, düşük tansiyonu olanlar yada hipoglisemiye neden olabileceği için şeker hastaları tarafından kullanılmamalıdır. Kullanacaksa da çok dikkat edilmelidir. Ülseratif kolitgibi iltihabi bağırsak hastalığı olan, apandisiti olan ve diğer bağırsak hastalıkları olan kişiler tarafından da tüketilmemelidir.”
Kaynak: İHA