İzmir'de geçtiğimiz cuma günü yaşanan depremin ardından Seferihisar'da yaşanan tsunamiden sonra denize kıyısı olan şehirlerde yaşayan vatandaşlar tedirgin oldu. Özellikle beklenen İstanbul depremi tsunamiye neden olur mu merak ediliyor. Marmara Denizi'nde son günlerde küçük depremler meydana gelmesi vatandaşları korkuttu. Peki Marmara Denizi'nde deprem olursa tsunami olur mu? Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü'nde görevli Doç. Dr. Ergin Ulutaş'tan İstanbul'da olası Marmara depremine ilişkin tsunami uyarısı yaptı. Ulutaş, yaptığı açıklamada Marmara Denizi'nde meydana gelecek büyük bir depremin ardından tsunami olabileceğini aktararak, depremle birlikte dalgaların yaklaşık 200 metre içeri girebileceğini ifade etti.
Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü'nde görevli Doç. Dr. Ergin Ulutaş, yaptığı açıklamada İzmir depreminde yaşanan tsunami felaketinin İstanbul'da da yaşanabileceğini açıkladı. Doç. Dr. Ergin Ulutaş, olası büyük Marmara depreminin ardından tsunami olabileceğini açıklayarak, suların yükselerek 200 metre kadar içeri girebileceğini ifade etti.
30 Ekim Cuma günü İzmir Seferihisar bölgesinde meydana gelen depremde tsunami oluştuktan sonra ekibiyle birlikte tsunaminin oluştuğu bölgeye giderek araştırma yaptıklarını söyleyen Doç. Dr. Ergin Ulutaş, tsunaminin 350 metreye kadar içeriye girdiğini açıklayarak şöyle devam etti; "İlk gittiğimiz yerlerden biri Akarca civarıydı. Çünkü ilk başta telefon görüşmelerimizde orada tsunaminin daha etkili olduğunu duyduk. Burada tsunaminin yaklaşık 300- 350 metrelere kadar içeriye girdiği alanları gördük. Ancak bu bizim ilksel gözlem ve ölçümlerimizdi. Tüm hat detaylı incelendiğinde tabii bu rakamın biraz daha üst değerlere çıkacağını düşünüyorum. Ben 300 metre içeriye su girdiğini, su basması yaşandığını gördüm. Yani dalga küçük dahi olsa, oraya kadar ulaştığını söyleyebilirim" dedi.
Doç. Dr. Ergin Ulutaş, su basan bir evde su yüksekliği seviyesinin 1.90 olduğunu vurgulayarak, kıyıya en yakın evde ölçümlerin bu şekilde olduğunu, içeriye birdikçe bir metre su yüksekliği ölçtüklerini açıkladı. Ulutaş; " Bu oldukça yüksek bir değer binalara zarar verebilmek için. Her kırık sonrasında tsunamiler oluşabilir deniz tabanında ama bunların boyutları farklıdır. Biz bunu 3 parçaya ayırıyoruz. Normal faydalanmalı depremler diyoruz. Yani bloklardan biri düşüyor. Bu Sisam Adası'nda olan ve bizi de etkileyen depremin türü de böyle bir tür. Bu depremin oluş mekanizması normal faylanma yani bloklardan biri düştü, düşen kısma su geldi. Bu geri çekilme de zaten kıyıda görülüyor. Geri çekildikten sonra tekrar dalgalar geliyor ve su basması şeklinde içeri doğru giriyor." dedi.
Uzmanların büyük deprem beklediği İstanbul'da, Marmara Denizi açıklarında yaşanılacak büyük bir depremin ardından tsunamiye neden olacağını açıklayan Doç. Dr. Ulutaş, su seviyesinin yaklaşık 200 metre kadar içeri girebileceğini belirtti. Ulutaş Marmara Denizi depreminde tsunami beklentisini şöyle açıkladı;
"Bu tür simülasyonlar zaten Marmara üzerinde birçok araştırmacı tarafından yapıldı. Marmara'da Kuzey Anadolu fayının etkisi var ve bu doğrultu atımlı bir faylanma. Yani diğer faylanma türüne göre biraz daha dalga etkisi düşük. Ancak Marmara içerisinde deniz içi heyelan olma ihtimalleri var. Dolayısıyla bu depremin ardından tetiklemelerle birlikte heyelanlar oluşması durumunda Marmara içerisinde de ciddi tsunami etkisi olacaktır. Burada Marmara'yı etkileyecek tsunami etkisinde şunu düşünmemiz lazım. Çok büyük boyutlu dalgalar yerine dalgayla beraber su ne kadar içeri girer bunu düşünmek lazım.
Özellikle Marmara sanayi kuruluşlarının bol olduğu, limanların ve işletmelerin olduğu bir yer. Böyle bir yerde eğer dalgalar içeri girecek olursa örneğin 200 metre kadar girme ihtimali olası, çünkü düz alanlarımız da çok. Biz buna tırmanma yüksekliği diyoruz. Daha düşük eğimli yerlerde dalga daha uzak yerlere gidebiliyor. Dolayısıyla sanayi kuruluşlarının bu durumdan etkilenme olasılığı yüksek olacaktır bu açıdan önlemlerimizi almamız lazım."
Deniz tabanında ya da okyanusda meydana gelen gök taşı düşmesi, nükleer patlamalar ve volkan patlaması gibi daha çok doğa olaylarına bağlı olarak zemin kaymaları ve tabanların çökmesi ile oluşan tektonik olayların ardından denize geçen enerji sebebiyle ortaya çıkan uzun periyotlu deniz dalgasını temsil eder. Tsunamilerin %80'i Pasifik Okyanusu'nda gerçekleşmektedir. Kasırgalar da tsunamiye sebep olur. Tsunami nasıl ortaya çıkar, tsunami nasıl oluşur?
Yunan tarihçi Tukididis, tsunamileri denizaltı depreminden ortaya çıktığını Peleponnes Savaşı'nın Tarihi adlı kitabında ifade etti. Tukididis'in, bu teoriyi öngören ilk kişi olarak tarihte yerini almasına rağmen tsunaminin oluşumu detayları hakkında 20. yüzyıla kadar bilinen pek bir şey yoktu. Tsunami konusu hala araştırılmaya devam ediyor. İlk coğrafik, jeolojik ve oşinografik makaleler, tsunamileri "sismik deniz dalgaları" olarak isimlendirilmiştir.
Tropikal kasırga gibi bazı meteorolojik şartlar, büyük alçak basınç alanlarını oluşturarak İngilizce storm surge denilen fırtınalarda denizin fazla yükselmesi olgusuyla meteotsunamilere sebep olur.
Meteotsunamiler de deniz seviyesini gelgit normalin birkaç metre üstünde çıkartabilir. Bu değişim, alçak basınç alanındaki düşük atmosfer basıncından kaynaklanır. Bu storm surgeler kıyıya erişince etrafı suya boğarak tsunamiye benzetilebilirler. Tsunami dalgaları normal denizaltı akımlarına veya deniz dalgalarına benzemez, çünkü dalga boyları çok daha uzundur. Bir tsunami, başlangıçta hızla yükselen bir gelgite benzeyebilir. Bu nedenle gelgit dalgası olarak adlandırılır, her ne kadar bu kullanım bilim toplulukları tarafından tercih edilmese de, gelgitler ve tsunamiler arasındaki nedensel ilişkinin yanlış anlaşılmasına sebebiyet verebilir.
Tsunamiler genel olarak dalga treni olarak adlandırılan dakikalar ve saatler arasında değişen periyotlardan oluşan bir dizi dalgadan oluşur. Büyük olaylarla onlarca metrelik dalga yükseklikleri meydana gelebilir. Tsunamilerin etkisi kıyı alanlarıyla sınırlı olsa da, yıkıcı güçleri muazzam olabilir ve tüm okyanus havzalarını etkileyebilir. 2004 Hint Okyanusu tsunamisi, insanlık tarihinin en ölümcül doğal felaketleri arasındaydı ve Hint Okyanusunu sınırlayan 14 ülkede en az 230.000 kişi öldü veya kayboldu.Eski Yunan tarihçisi Thucydides M.Ö. 5. yüzyılda Tsunamilerin denizaltı depremleri ile ilgili olduğunu öne sürdü. Ancak tsunami anlayışı 20.yüzyıla kadar zayıf kaldı ve pek çok şey bilinmiyordu.