Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Gizem Samlı, hamilelik döneminde anne adayının yeterli iyot alamamasının bebeklerde düşük doğum ağırlığından zeka geriliğine, hatta ölüme yol açabileceğine dikkat çekerek, “Yenidoğanda, erken bebek ölümü, fiziksel bozukluk, gelişme geriliği ve sağırlık da gelişebiliyor. Çocukluk döneminde iyot eksikliğine bağlı zeka geriliği, eğitim hayatında başarısızlık ve büyümede yavaşlık da olabiliyor. Vücudumuzun üretemediği bu elementin sofra tuzu başta olmak üzere deniz ürünleri, et, süt ve yumurta gibi besinlerden karşılanabilir. Tuzun yemek piştikten sonra eklenmesi gerekiyor” dedi.
İyotun tüm vücut hücrelerinde bulunan tiroit hormonlarının sentezi için gereken, bağışıklık sistemini güçlendirme, enfeksiyonlardan korunma ve kanser gelişimini önlemede etkin bir element olduğunu vurgulayan Dr. Samlı, şöyle devam etti:
“İyot eksikliği ile tiroit bezinin büyümesi (guatr) arasında doğrudan bir bağlantı vardır. İyot eksikliği hafif ise ergenlik ve gebelik gibi hormon gereksiniminin arttığı durumlar dışında guatr gözle görülür hale gelmez. Orta derecedeki iyot eksikliğinde dokulardaki serbest iyot, tiroit bezine dönerek normalden daha fazla miktarda tiroit hormonu sentezlenir. Bu artmış aktivite, tiroit hormonunun dokulardaki gereksinimini karşılayacak olan tiroit bezinin büyümesi (guatr) ile sağlanır.”
Deniz suyunun iyot açısından zengin olduğundan sahil bölgelerinde yaşayanlarda bu hastalığın daha nadir olduğunu ifade eden Dr. Gizem Samlı, “Dünya Sağlık Örgütü’nün iyot eksikliği olarak tanımladığı bölgede dünya nüfusunun üçte biri yaşıyor. Ülkemiz, orta derecede iyot eksikliği bölgesi olarak tanımlanıyor, guatr görülme sıklığı ise yüzde 30 civarında” diye konuştu.
Vücudun, iyot elementini üretemediğinin altını çizen Samlı, “Bu nedenle iyot açısından zengin besinleri sofradan eksik etmemek gerekiyor. Kabuklu deniz ürünleri, tuzlu su balıkları, ton balığı, mezgit, ıspanak, soya fasulyesi, şalgam, pazı, kabak, kuru fasulye, sarımsak gibi sebzeler, çilek, peynir, süt ve süt ürünleri çok önemli kaynaklar. Kullanılan sofra tuzunun da muhakkak iyotlu olması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Günlük önerilen iyot miktarının, yaşamın ilk beş yılı için 90 mikrogram, 6-12 yaş dönemi için 120 mikrogram, 12 yaşından büyük çocuklar ve yetişkinler için de 150 mikrogram düzeyinde olduğunu ancak hamilelerin ve emziren kadınların daha fazla iyota ihtiyaç duyduğuna dikkat çeken Dr. Gizem Samlı, onlar için gereken miktarın günlük 225 mikrogram olduğunu kaydetti.
Çocuklarda özellikle ilk üç yılda merkezi sinir sisteminin gelişiminde tiroit hormonlarının büyük rolü olduğunu ifade eden Dr. Gizem Samlı, şunları kaydetti:
“İyot eksikliğine bağlı yetersiz tiroit hormon sentezi zeka geriliği, gelişme geriliği, sağırlık ve konuşma bozuklukları yapıyor. Önlenebilir zeka geriliği nedeni olarak bilinen iyot eksikliği, IQ düzeyinde (zeka seviyesi) 12-13 puan azalmaya neden oluyor. İyot eksikliği; küçük ve okul çağı çocuklarda guatr, ders başarısında düşme, hafızada ve konsantrasyonda bozulma, dikkat eksikliği sendromu, anksiyete, depresyon, boy kısalığı ya da ebeveyne göre boyda gerilik, kabızlık, kilo artışı, kolesterol, trigliserit artışı, dirençli demir eksikliği anemisi, saç dökülmesi, tırnaklarda kolay kırılma, sık enfeksiyon geçirmeye yol açabilir. Daha büyük çocuk ve erişkinlerde guatr, hipotiroidi, kısırlık, meme kanseri, gebelikte ölü doğum, düşük, doğumsal anomaliye neden olabiliyor.”
Dr. Gizem Samlı, sadece sebze tüketilen vegan-vejetaryen beslenme biçiminde brokoli, karnabahar, Brüksel lahanası ve soya gibi besinlerin çiğ olarak fazlaca tüketilmesi, sigara ve flor elementine aşırı maruziyetin iyot emilimini bozarak iyot eksikliğine yol açtığını söyledi.
Türkiye’de sofra tuzlarının iyotlu olmasının zorunlu olduğunu belirten Dr. Gizem Samlı, “Bir gram sofra tuzu 70 mikrogram iyot içerir. Ancak iyotlu tuz yemekler piştikten sonra eklenmelidir. Çünkü pişirme sırasında kullanılırsa iyot bozuluyor” dedi.
Kaynak: İHA