Uzmanlar, yurt genelinde sıcaklıkların artmasıyla birlikte başta çocuklar, yaşlılar, hamileler ve kronik hastalığı olanların sıcak çarpmalarına karşı daha dikkatli olmaları konusunda uyarılarda bunuyor.
Bitlis’in Özel Tatvan Can Hastanesi Dahiliye Uzmanı M. Hanifi Kılıçaslan, sıcak çarpmasının, sıcak ve nemli havada, genellikle yeterli sıvı almadan yapılan egzersiz sonrası oluştuğunu söyledi. Sıcak çarpması riskinin bireysel durum, sıcağa maruz kalma düzeyi ve sıcak havaya adaptasyon yeteneğine göre değiştiğini vurgulayan Dr. Kılıçaslan, ''Sıcak çarpmasıyla birlikte vücudun ısı ayar sistemi bozulur, aşırı su ve tuz kaybı meydana gelir. Yüksek ateş, tansiyon düşüklüğü, nabızda hızlanma, aşırı yorgunluk, bitkinlik, ağrılı kramp, kalpte ritim bozukluğu, baş ağrısı, kusma-ishal, huzursuzluk, havale, bilinç bulanıklığı yaşanır. Zamanında müdahale edilmemesi halinde, sıcak çarpması ölümle sonuçlanabilir. Sıcakta veya güneşte olan birinde ateş, aşırı halsizlik, bayılma veya ciltte aşırı kuruma olduğu fark edilirse hemen serin ve hava akımı olan bir yere alınmalı, giysileri çıkarılmalı, düz yatırılmalı, bacakları yukarı kaldırılmalı ve ciltten buharlaşma sağlayacak şekilde soğutulmalıdır'' dedi.
Şuur bulanıklığı, havale geçirme gibi belirtiler görülmesi durumunda hastanın vakit geçirilmeden hastaneye götürülmesi gerektiğine dikkat çeken Kılıçaslan, ''Ayrıca kas krampları serin bir yerde dinlenme ve bol sıvı almaya rağmen bir saatten uzun sürerse yine doktora başvurmalıdır. Hastanın soğutulması ve yeterli sıvının verilmesi önemlidir. Ateş düşürücülerin faydası yok, hatta verilmesi sakıncalı olabilir. Sıcak havalarda sıvı kaybı fazla oluyor. Bu nedenle kaybedilen su ve tuzun yerine koyacak tarzda bol sıvı alınması, susamayı beklemeden günde en az 2-2,5 litre sıvı tüketmeye özen gösterilmesi gerekiyor” diye konuştu.
Yüksek nem oranının, sıcağın etkisini artırdığını ifade eden M. Hanifi Kılıçaslan, ''Sıcak havalarda vücut terleme yoluyla serinler. Artan vücut sıcaklığının atılması için deri damarları genişler, yüzeysel kan akımı artar ve terleme meydana gelir. Ter buharlaşırken gereken ısı vücuttan alınır ve bu şekilde vücut sıcaklığı düşer. Yüksek nem, terleme yoluyla ısı kaybını güçleştirir. Isı çarpması olayları daha sık görülür. Sıcak özellikle yaşlıları, kronik hastalığı olanlar ile bebek ve çocukları tehdit ediyor. Astım, hipertansiyon, kronik bronşit ve kalp hastaları sıcaktan ilk etkilenen kişilerdir. Aşırı sıcağa maruz kalan kişilerde kol ve bacaklarda kramplar görülebilir. Sıvı ve mineral kaybına bağlı olarak bitkinlik ve şok gelişebilir ve daha kötüsü güneş ve sıcak çarpması denilen acil ve yoğun tedavi gerektiren ölümcül bir duruma ilerleyebilir. Sıcak ve nemli ortamda kalan, ağır efor sarf eden kişilerde halsizlik, bitkinlik, baygınlık, aşırı terleme, bulantı ve baş ağrısı gibi belirtiler görülür. Tansiyon düşmesi ve şok gelişebilir. Sadece güneş altında kalanların değil, gölgede olsa bile iyi havalanmayan kapalı ortamlarda kalan kişilerin de sıcak çarpması riski altındadır. Anne-babanın alışverişe giderken kısa süreli arabada bıraktığı bebekler, evlerinde yalnız yaşayan yaşlılar, depo gibi yeterli hava akımı olmayan mekanlarda ağır efor gerektirecek şekilde çalışanlar sıcak çarpmasının en sıklıkla görüldüğü kişilerdir. Bunlarda terleme de olmaz. Bilinç kaybı ortaya çıkar ve vücut ısıları çok yükselir. Sıcak çarpması fark edilir edilmez kişinin hemen serin ve olabildiğince soğuk bir ortama taşınıp üzeri ıslak havlu veya çarşafla örtülüp, vantilatör karşısına konmalı ve varsa klima maksimum soğuklukta ve hızda çalıştırılmalıdır. Buzlu su banyosu yapılabilir. Hasta acilen hastaneye nakledilmelidir” dedi.
“SICAK ÇARPMASI BELİRTİLERİ”
Sıcak çarpmasında gerçek vücut sıcaklığının 41 dereceyi aştığını söyleyen Kılıçaslan, “Bu durumda santral sinir sistemi bozukluğu ve terleyememe görülür. Dolayısıyla, asıl sorun terleyemediğimizde başlamaktadır. Santral sinir sistemi ile ilgili bozukluk olan olgularda tutarsız ve anlamsız davranışlar, tuhaf konuşma, kasılma, nöbet geçirme, koma görülebilir” diye konuştu.
“KORUNMAK İÇİN NELER YAPILMALI?”
Dahiliye Uzmanı Kılıçaslan, sıcağın olumsuz etkilerinden korunmak için dikkat edilmesi gerekenleri de şöyle açıkladı:
''Öğle güneş ışınlarının dik açıyla geldiği ve sıcaklığın çok yükseldiği saatlerde güneş altında ve yeterli hava akımı olmayan kapalı alanlarda kalınmamalıdır. Ev, işyeri gibi kapalı alanlar devamlı havalandırılmalıdır. Yeterli hava akımı olmayan mekanlarda klima veya vantilatörler kullanılmalıdır. Sıcaklarda aşırı efor ve yorgunluk gerektiren işlerden uzak kalınmalıdır. Yavaş hareket edilmelidir. Sıcak havalarda alkol ve sigaradan uzak kalınmalıdır. Ağır, yağlı ve kızartma türü yemeklerden ve tıka basa yemekten kaçınılmalı, hafif, sebze ve meyve türü gıdalar ve bol sıvı tüketilmelidir. Sadece su içmek yeterli olmaz. Çünkü terleme sırasında vücuttan su ile beraber mineral kaybı da olmaktadır. Kaybedilen minerallerin yerine konması için özellikle tuzlu ayran ve maden suyu gibi içecekler tüketilmelidir.''
Yazın sentetik ve dar giyecekler yerine, ince, seyrek dokunmuş pamuk, ipek veya keten gibi doğal kumaşlardan yapılmış, vücudun havalanmasına izin veren bol ve rahat kıyafetlerin tercih edilmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçaslan, ultraviyoleye karşı etkili güneş gözlükleri kullanılması gerektiğini kaydetti. Kılıçaslan, “Kalp ve yüksek tansiyon hastaları ile idrar söktürücü tedavi alan hastaların çok dikkatli olması, aşırı terleme ile su ve tuz kaybederlerse, her zaman almakta oldukları tedavinin ciddi yan etkiler doğurabileceğini asla unutmamaları gerekiyor. Bu hastaların, her zaman almakta oldukları tedavilerine rağmen, yakınmalarında artma veya durumlarında bozulma olursa hekimlerine başvurmaları gerekiyor” dedi.
“İLKYARDIM”
Dr. Kılıçaslan, ilkyardım yöntemleri hakkında da bilgiler vererek, “Hastayı öncelikle sıcak ortamdan uzaklaştırın. Yatırarak veya oturtarak dinlendirin. Hasta hangi pozisyonda rahat ederse bu şekilde tutulmalıdır. Zorla yatırılması veya oturtulmaya çalışılması gerekmez. Sıcak çarpması olan hasta için derhal serinletici önlemler alınmalıdır. Öncelikle giysileri çıkarılıp, hastanın esintili ve serin bir yere alınması çok önemlidir. Bilinci yerinde değilse, yarı baygın veya nöbet geçiriyorsa kesinlikle ağzından sıvı vermeyin. Bilinci yerindeyse sıvı verin. Su, ayran en doğru seçenektir, 30 dakika içinde iyileşme görülmezse bilinci bulanıklaşırsa ve vücut ısısı düşmezse, 112 Acil Servis arayarak hastayı en kısa sürede hastaneye ulaştırın” şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz