AFET ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), olası Hakkari depremi için hazırlıklara başladı. Planlama kapsamında Hakkari kent merkezine ve Yüksekova ilçesine 1000'er, Şemdinli'ye 500 konteyner ile kent geneli için 10 bin çadır gönderilecek. Bu kapsamda gönderilen 200 konteyner ise Şemdinli ilçesinde belirlenen alana yerleştirildi. Hakkari'nin birinci derece deprem kuşağı üzerinde bulunduğu belirten Vali Ali Çelik, "Deprem uzmanları önlem alınması için sık sık uyarılarda bulunuyor. AFAD koordinasyonunda Hakkari merkez, Yüksekova ve Şemdinli ilçelerimizde 3 ayrı konteyner alanı oluşturuldu. Ayrıca olası deprem için polis ve jandarmadan oluşan 650 güvenlik görevlisine de deprem eğitimi verildi" dedi.
Yetkililerin ve deprem uzmanlarının uyarılarının ardından binalarda yapılan dayanım incelemelerinde Hakkari ve Yüksekova'da bazı kamu ve okul binaları boşaltılırken, AFAD da olası deprem için kent genelinde hazırlıklara başladı. Hakkari Valiliği, birinci derece deprem kuşağında yer almaları nedeniyle kent merkezi ile Yüksekova ve Şemdinli'de konteyner alanları belirleyip, şu ana kadar polis ve jandarmadan oluşan 650 kişiye de arama kurtarma eğitimi verdi.
AFAD'ın hazırlıkları kapsamında da 2 bin 800 çadır, Hakkari kent merkezi ile Yüksekova'daki depolara bırakılırken, TIR'larla getirilen ilk 200 konteyner ise Şemdinli ilçesinde vinçlerle belirlenen alana bırakıldı.
Hakkari Valisi Ali Çelik, olası deprem için yapılan hazırlıkların sürdüğünü söyledi. Vali Çelik, ülkenin deprem fayları üzerinde yer aldığını belirterek, "Deprem, ülkemizin en büyük gerçeğidir. Deprem uzmanlarının Hakkari için yaptığı uyarıları dikkate alıp, tedbirlerimizi alıyoruz. İçişleri Bakanlığımızın önderliğinde AFAD koordinasyonunda, Hakkari'de olası bir depremde yapılacak konulara ilişkin bir çalışma yürütüyoruz.
Sayın bakanımızın talimatları ile AFAD bu işi koordine ediyor. Bunun iki temel aşaması var. Birinci aşaması, olası bir deprem meydana geldikten sonraki anlık olarak arama kurtarma faaliyetlerinin yoğun ve hızlı bir şekilde ilimizin coğrafi konumu da göz önünde bulundurarak, yereldeki imkan ve kabiliyetleri geliştirmek. Bunun için de şu ana kadar 56 ekibin oluşturması planlandı. Bunlar, jandarma, polis ve öğretmenlerden oluşuyor. AFAD koordinesindeki eğitimlerimiz devam ediyor. 350 jandarma, 300 polisimizin eğitimi tamamlandı" diye konuştu.
Olası depreme karşı belirlenen alanlara konteynerle çadır depolandığını da kaydeden Vali Çelik, "Bunun için planlamalar yapıldı. Hakkari merkezde Otluca bölgesi, Yüksekova ve Şemdinli ilçelerimizde de konteyner alanları planlandı.
Hakkari merkez ve Yüksekova'da 1000'er, Şemdinli ilçesinde ise 500 konteyner alanı belirlendi. Şemdinli için planlanan konteynerlerden 200'ü geldi. Diğer konteynerler de gelmeye devam edecek. Çukurca ve Derecik ilçelerimizde konteyner ve çadır kent alanları oluşturulacak. Ayrıca Yüksekova'ya 2 bin, Hakkari merkeze 800 deprem çadırı da geldi. Çadır sayısını kent geneli için 10 bine tamamlayacağız. Bizim açımızdan önemli.
Çünkü coğrafi olarak en uç noktada olduğumuz için, barınma alanlarının şimdiden hazırlanması, olası bir depremde imkan ve kabiliyet sağlayacak. Çadır stokları devam ediyor. Temennimiz o ki kullanma gereğinde duymayalım. Hakkari merkez başta olmak üzere Yüksekova, Çukurca, Şemdinli ve Derecik ilçelerimizde lojistik depolar kurulacak. Bu konuda her talebimize AFAD üzerinden destek verdiği için İçişleri Bakanımıza şükranlarımızı sunuyoruz" dedi.
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Jeoloji Mühendisliği Bölümünden araştırmacılar Şemdinli-Yüksekova fay hattını inceledi. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Jeoloji Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Öztürk, Prof. Dr. Nurullah Hanilçi ve ekibi fay hattının geçtiği yerleşim yerlerine gitti. Ekip, araştırmaya 20 Nisan tarihinde başladı. Araştırmaya göre, bu fay hattı uzun bir süredir sessiz kalmış durumda ve geçmişte kaydedilmiş bir deprem verisi bulunmuyor.
Yapılan çalışmalarla fay hattının yaşını belirlemeye yönelik örneklemeler gerçekleştirdi. Fayın geçtiği alanın yerleşim yerlerini de kapsayan bu çalışma, bölgedeki potansiyel riskleri anlamak adına önemli bir adım olarak nitelendiriliyor. Bu araştırmanın sonuçları ise 2 ay sonra netlik kazanacak. Prof. Dr. Hüseyin Öztürk, yaptıkları araştırmalarla bölgedeki aktif fay hattını tespit ettiklerini açıkladı. Öztürk'e göre, sismik aktivite ve yüzeydeki mineralli suların çıkışlarıyla belirlenen bu fay hattı, bölgedeki deprem riskinin boyutunu belirlemede önemli bir rol oynuyor. Bölgedeki fay hattının yaşını belirlemek için yapılan örneklemeler, olası bir deprem risk analizi için de veri sağlayacak.
Prof. Dr. Öztürk, fay hattının aktif olduğunu belirterek, "Şemdinli, Türkiye'nin en güneydoğu köşesinde yer alıyor. Şimdi oradan Yüksekova-Şemdinli fayı geçiyor. Bu fay aktif bir fay. Epey zamandır suskun depremselliğini aletsel ve dönemlerde bilmiyoruz. Yani kaydedilmiş bir aletin kaydettiği bir deprem yok burada. Tarihsel veri de yok. Yani tarihin de yazdığı bir 'şu tarihte deprem oldu' diye bir bilgi de yok burada. Ama oradan aktif fay geçtiğini biliyoruz. Nereden biliyoruz? Sismik aktiviteden biliyoruz.
Hem de o yüzeydeki sıcak sulardan, mineralli suların çıkışlarından biliyoruz bunu. Bizim bu bölgede uzun süredir yürüyen projemiz var. Şimdi biz bu çalışmamız için üniversiteden teknik kadromuzla beraber, akademisyenlerle beraber hafta sonu bu bölgede bir çalışma yaptık. Bu fayın yaşını bulmak üzere bir fay hattı üzerinde örneklemeler yaptık. Yani bu fay ne zamandan beri çalışıyor? Yaşı ne kadar? Onu bulmak üzere örneklemeler yaptık. Bunun için bölgede tam fay hattına gittik. Fayın nereden geçtiğine baktık. Fay ne yazık ki kısmen yerleşim yerinden geçiyor. Üzerinde yapılar var" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Öztürk, fay hattından çıkan sudan örnekler aldıklarını belirterek, "Şimdi biz bu çalışmamızda, yerel halkla da burada konuşma şansı bulduk. Eski fay hattından çıkan suyun ve bıraktığı çökeleklerin, -traverten diyoruz buna-, bu çökeleklerin olduğu noktalardan örnek aldık. Özetle bu fayın yaşını bulacağız. Bu bize sağ yanal yönlü fay sisteminin ne zamandan beri çalıştığını ve diğer segmentlerle beraber yaş ilişkisini ortaya koymamıza yarayacak. Burası uzun süre suskun bir nokta. Söylediğim gibi aletsel ve tarihsel deprem datası yok elimizde. Yani 500 yıl önce kırıldığını bilmiyoruz. 1000 yıl önce kırıldığını bilmiyoruz. Yaşlılarla da konuştuğumuzda burada bir depremden bahsedemiyoruz ama fayımız var. O halde uzun süredir burada deprem olmamış ve bir riskin yoğunlaştığını, enerjinin biriktiğini bu alanda söyleyebiliriz" dedi.
Prof. Dr. Öztürk, fay hattının su çıkışlarında zehirli hidrojen sülfür gazı çıktığını ifade ederek, "Şimdi biz orada tabii su çıkışlarına baktık ve o su çıkışları gerçekten de cilt hastalığı için herkesin geldiği bir su. Bu suyun olduğu yeri de kapalı almışlar ve gazla çıkıyor. Kapalı alan bu gazın orada konsantre olmasına da sebep oluyor. Kaymakamlığa da bu çerçevede bir yazı yazacağız. Buranın havalandırılması şeklinde halkın kullanımına sunulması için. Çünkü hidrojen sülfür gazı zehirli bir gaz. Böyle bir gaz çıkışının olduğu bir nokta burası. Yani 1-2 ay içinde yaşlarını alırız, gözlemlerimizi değerlendireceğiz, makaleye dönüştüreceğiz" dedi.
Prof. Dr. Öztürk, Şemdinli-Yüksekova fayının deprem üretme riskini de açıklayarak, "Şemdinli-Yüksekova fayı burada. Yüksekova düzlüğünü görüyorsunuz, burada güneyini sınırlıyor, Şemdinli'den devam ediyor, Irak'a doğru uzanan bir fay. Yaklaşık 100 kilometre boyunda bir fay. Büyük kırıldığı zaman 7'lik deprem üretme potansiyeli olan bir fay. Yalnız Şemdinli'de zemin yapısı daha iyiydi. Şemdinli sağlam zemine kurulmuş ama Yüksekova'da zemini daha sıvı. Olası bir depremde Yüksekova'nın Şemdinli'den daha fazla etkilenmesi yüksek olacak" diye konuştu. (DHA)