HABER

Uzmanlar Tunus yerel seçimlerini değerlendirdi

Seçimlere bağımsız gözlemci olarak katılan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Kurşun: - "Tunus siyasetindeki güvensizliği ortadan kaldırma yönünde önemli bir adım" - Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Dr. Uysal: - "Süreç ve düşük katılım, var olan partileri yeniden düşünmeye, kendilerini güncellemeye, yeni söylemler ve yöntemler bulmaya sevk edecektir" - Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfından İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yıldırım: - "Tunus’ta laik seçmenin en yoğun olduğu başkentte seçim kazanmak, Nahda için büyük bir başarıdır"

AHMET FURKAN MERCAN - Tunus’ta dün yapılan yerel seçimlerin etkileri sürerken Tunus siyaseti uzmanları, seçim sonuçlarını değerlendirdi.

Tunus’taki seçimlere bağımsız gözlemci olarak katılan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Zekeriya Kurşun, seçime katılımın yüzde 33,7'de kalmasına ilişkin, adayların toplumun sorunlarına çözüm üretecek fikirlerinin olmadığı yorumunda bulundu.

Bir taraftan Avrupa Birliği (AB) ve Fransa’nın Tunus demokrasisinin gelişmesi için vurgu yaptığını kaydeden Prof. Dr. Kurşun, “Diğer taraftan da seçimlerin yapılmaması konusunda özellikle kültürlü kesimlere göz kırpılıyordu.” diye konuştu.

Kurşun şöyle devam etti:

“Hatta engel olmak için bir hayli çalıştı. Genellikle genel seçimlere veya cumhurbaşkanlığı seçimlerine gözlemci gönderme adetleri olmasına rağmen bu seçimlere de gözlemci göndermişlerdir. Tunus, seçimlere alışamadığı gibi bu dış etkiler yüzünden de katılım az olmuştur fakat bence önemli bir sonuçtur."

Katılımın azlığının Nahda’ya yaradığının varsayılabileceğini belirten Kurşun, sonucun bütün muhalefete ve kısmen Batı'ya rağmen alındığını söyledi.

“Fakat sonuç Nahda için bir zafer değildir” ifadesini kullanan Kurşun, Nahda’nın henüz partileşme sürecini tamamlayamadığını belirtti.

- “Cumhurbaşkanlığı seçimleri daha çekişmeli geçecektir”

Nahda’nın bu sonuçları kullanarak önündeki süreci cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar kendi lehinde geliştirmesi gerektiğini söyleyen Kurşun, Nahda’nın Tunus’ta daha bağımsız hareket edebilme imkanına kavuştuğunu dile getirdi.

Kurşun, ertelenmesine rağmen seçimlerin yapılmasının Tunus için “bir umut” olduğunu, taraflar arasında “tıkanmış” diyaloğun açılacağını kaydederek şöyle konuştu:

“Tunus siyasetinde var olan güvensizliği ortadan kaldırma yönünde önemli bir adım olacaktır. Bütün tarafların kendilerini eleştirerek yeni seçimlere hazırlanacaklarında kuşku yoktur. Tabii olarak bu durum Tunus'ta siyasetin nabzını yükseltecek ve Nahda'nın işini daha da zorlaştıracaktır. Diğer taraftan Gannuşi, seçim öncesinde Sibsi karşısında aday olmayacağını söylemişti. Bu sonuçlardan sonra bu açıklamanın da bir kere daha gözden geçirilme ihtimali yüksektir. En azından seçmen baskısı doğacaktır. Kısaca bu sonuçlar Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin daha çekişmeli geçeceğinin ancak Tunus'ta katılaşmış taraflar arasında da diyaloğun gelişeceğini göstermektedir.”

- Genç nüfus sandıktan uzak durdu"

Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uysal, seçime katılımın yüzde 33,7’de kaldığına dikkati çekerek genç nüfusun sandıktan uzak durduğunu kaydetti.

Katılım oranının “çok düşük” olduğu yorumunu yapan Uysal, devrimlerin sembol ülkesi olarak nitelediği Tunus’ta 2011’den bu yana demokratik süreçlerin işlediğini ancak “devrime” yol açan sebeplerin ortadan kaybolmadığını söyledi.

Tunus'un en büyük sorunlarının yoksulluk ve işsizlik olduğunu belirten Uysal, hizmet eksikliklerine karşı etkili çözümler geliştirilemediğini ifade ederek “Özellikle bu durum gençleri çok etkilediği için hayal kırıklığına uğrayan ve var olan partilerde gelecek göremeyen genç nüfusun, sandıktan uzak durduğu görülüyor.” dedi.

Uysal, oyların yüzde 27,5’ini alarak seçimden birinci çıkan Nahda Hareketi Partisi ile ilgili bir soruya, “Ama toplumun büyük bir kesiminin desteğini aldığını söylemek de zor.” yanıtını verdi.

- “Nahda’nın tek başına iktidarı zor görünüyor”

Hem ülke içinde hem ülke dışında Nahda’nın üzerinde ciddi bir baskı bulunduğunu, aldığı oy oranının “başarı” olarak da değerlendirilebileceğini kaydeden Uysal, şunları söyledi:

“Var olan partiler içinde birinci parti çıkması, başarı olarak değerlendirilebilir. Ancak toplumun büyük bir kesiminin desteğini aldığını söylemek de zor. Nahda, Tunus siyasetinde etkili olmaya devam edecektir. Ama benzer tablonun parlamento seçimlerinde de çıkması durumunda tek başına iktidarı göğüslemesi zor görünüyor.”

Ülkede ortaya çıkan siyasi atmosferde “değişime vurgu yapan alternatif hareketlere” dikkati çeken Uysal, sandığa katılımın düşük olmasının, mevcut siyasi partileri kendilerini güncellemeye sevk edeceğini kaydederek halihazırdaki siyasi tabloyu “hoşnutsuz” olarak niteledi.

Uysal, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Süreç ve düşük katılım, var olan partileri yeniden düşünmeye, kendilerini güncellemeye, yeni söylemler ve yöntemler bulmaya sevk edecektir. Ayrıca var olan siyasi tablodan hoşnutsuzluğun çok yüksek olduğu ortamda yenilik, değişime vurgu yapan alternatif hareketlerin ortaya çıkmasını kolaylaştıracaktır.”

- “Halk seçim yorgunu oldu”

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfından (SETAV) İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ramazan Yıldırım da yerel seçimler hakkında “Arap baharından sonra Tunus’ta halk seçim yorgunu oldu.” değerlendirmesinde bulundu.

Yıldırım, Arap dünyasında seçimlere katılımın genellikle düşük olduğunu belirterek devrimden sonraki Tunus’ta yerel seçimlerin ilk kez yapılmasının düşük katılıma sebep olabileceğini kaydetti.

Seçim öncesi süreçte halkı sandığa teşvik edecek bir söylem ortaya atılamadığını söyleyen Yıldırım, devrim sürecinde dile getirilen özgürlük, adalet ve onur taleplerinin yerini “kısır ideolojik tartışmaların” aldığını vurguladı.

Yıldırım, halkın iradesinin sandığa yansımasının halk nezdinde “mucizevi” etki meydana getireceği algısının oluştuğunu ancak bunun sandık sonucunda ortaya çıkmadığını ifade etti.

Önceki parlamento seçimlerinde Nahda'nın Nida Tunus Partisini geride bıraktığını anımsatan Yıldırım, başkentteki seçim sonuçları için şu değerlendirmeyi yaptı:

“Nahda, başkent Tunus belediyesini yüzde 34 ile kazanmış. Sembolik bir anlamı olduğu gibi büyük bir başarı da sayılır. Tunus’taki laik ve Batıcı seçmenin en yoğun olduğu başkentte seçim kazanmak Nahda için büyük bir başarıdır.”

Arap baharından sonra Tunus’un yeni bir anayasa kabul ettiğini, devlet kurumlarını sosyal mutabakata dayalı olarak değişime tabi tuttuğunu belirten Yıldırım, bu bağlamda yerel yönetimler yasasının elden geçirildiğini söyledi.

- “Nahda’nın örgütlü oluşu seçimleri erteletti”

Yıldırım, değişen yasayla yerel yönetimlerin yetkileri ve sorumluluklarının artırıldığını ifade ederek şunları kaydetti:

“Tunus’taki mevcut sorunların yarısına yakınının belediyecilik sorunu olduğu kabul ediliyor. Mevcut belediye yönetimleri, eski bürokratik oligarşiyi temsil ediyor ve değişime direniyor. Diğer siyasi partiler de Nahda’nın örgütlü oluşunu görüyor ve seçimlerde kesin başarı elde edeceğini düşünüyor. Bu iki temel faktör, bugüne kadar seçimleri erteletti.”

Partilerin siyasi kariyerinde belediyeciliğin önemli bir aşama olduğunu bu yerel seçimlerin göstereceğini vurgulayan Yıldırım, Nahda’nın yerel yönetimlerde kendisini ispatlamak ve ürettiği hizmet başarılarıyla iktidara hazırlanmak istediğini sözlerine ekledi.

En Çok Aranan Haberler