Gebeliğin sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi ve sağlıklı bir bebeğin dünyaya gelmesi için hamileliğin belirli haftalarında birtakım farklı tarama testlerinin uygulanması gerektiğini söyleyen Medicana Bahçelievler Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Müge Temel, bu testlerle kan uyuşmazlığı, enfeksiyonlar, doğumsal hastalıklar ve büyüme geriliği gibi pek çok sorunun tespit edilmesi ve gerekli müdahalelerin yapılması mümkün olduğunu açıkladı.
Gebelik boyunca takibindeki hastalara çeşitli testlerin uygulandığını belirten Op. Dr. Müge Temel, testlerin başlangıcının aslında gebeliğin tespit edilmesi evresinde Beta HCG hormonu seviyesinin ölçülmesi ile yapıldığını dile getirerek bu aşamadan sonra gebelik testi pozitif çıkan anne adaylarında genel bir kan testi uygulanarak kan sayımı, böbrek ve karaciğer fonksiyon testleri, tiroid hormonu düzeyleri ve bazı vitamin seviyelerinin kontrol edilmesi önerisinde bulundu.
Op. Dr. Müge Temel, “Gebelikte 4-5. haftalarda ultrason muayenesinde gebelik kesesi olması gerektiği şekilde görüntülenebildiği takdirde kesin gebelik teşhisi konulmuş oluyor. Özellikle anne ve baba arasında Rh faktörü uyumsuzluğu söz konusu ise, yani anne Rh negatif, baba Rh pozitif ise kan uyuşmazlığı testi olarak da bilinen indirekt Coombs testi uygulanıyor. Bunların yanında perinatal enfeksiyonlar ve hem anne hem de bebeği etkileyebilen birtakım enfeksiyonlara yönelik gerekli testlerin de yapılması gerekiyor. Ardından ikinci trimesterin başlangıcı ile bebekte kromozom bozukluğu veya büyüme geriliği gibi olasılıklara ilişkin testlere geçiş yapılıyor" dedi.
İkinci trimestere başlamadan önce 11-14. haftalar arasında Down sendromunu araştırmak adına ense kalınlığı testinin uygulanması gerektiğine dikkat çeken Op. Dr. Müge Temel, “İkinci trimesterin başlangıcı ile ikili, üçlü, dörtlü tarama testleri uygulanarak Down sendromu ve diğer kromozom bozuklukları tespit edilebiliyor. Anne yaşının 35 ve üzerinde olması, daha önceden kromozom anomalisi tespit edilen gebelik geçirmiş olması veya yapılan tarama testlerinde şüpheli sonuçlara rastlanması halinde ilerleyen haftalarda amniyosentez, koryon villus biyopsisi, fetal ekokardiyografi, doppler ölçümleri gibi daha detaylı testlere başvurulması gerekiyor. Bu testler 16-20. haftalar arasında tamamlanıyor. Ayrıca 18-22. haftalar arasında detaylı ultrasonografi yapılarak bebeğin büyüme ve gelişmesi, organ gelişimi, plasentanın durumu gibi konular hakkında bilgi ediniliyor. 24-28. haftalar arasında ise gebelik şekerinin araştırılması için şeker yükleme testi uygulanması gerekiyor. Doğum öncesinde son olarak 35-37. haftalar arasında NST uygulaması ve B grubu streptokok kültür incelemesi testlerinin de mutlaka yapılması öneriliyor.” diye konuştu.
Anne adaylarının hepsinin bu testleri yaptırmasının gerekip gerekmediği konusunda konuşan Op. Dr. Temel, "Bu testlerin her gebelik için yapılması, anne ve bebek sağlığı konusunda bilgi sahibi olabilmemiz ve sonradan karşılaşılabilecek geri dönüşü olmayan sorunların önüne geçebilmemiz için çok önemli. Söz konusu testler arasında; Dış gebelik, intrauterin büyüme geriliği, düşük veya düşük riski, kromozom bozuklukları, gizli enfeksiyonlar, erken doğum riski, ölü doğum riski, kan uyuşmazlığı, gestasyonel diyabet ve plasentaya ilişkin sorunlar ve daha pek çok sorunun tespit edilebilmesi mümkün oluyor" dedi.
Bunlara doğru zamanda müdahale edilerek çoğu zaman gebeliğin sağlıklı bir şekilde devam ettirilebileceğini belirip söz konusu testlerin gerekliliği konusunda bir kez daha uyarı yapan Op. Dr. Temel, "Bu testler ne yazık ki birçok gebe tarafından ihmal edilebiliyor. Fakat hem anne hem de bebek sağlığı için gebelik takibinde hekim tarafından önerilecek testlerin zamanında yaptırılması çok büyük bir önem arz ediyor" diyerek tüm anne adayların, gebelik haftasına uygun şekilde sağlık kuruluşlarına başvurarak gerekli testleri yaptırmasını önerdi.
(DHA)