KTÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İftihar Köksal, grip hastalığında antibiyotiğin hiçbir etkisinin olmadığını belirterek, “Hiçbir virüse özellikle de grip hastalarına antibiyotiklerin etkisi yoktur. Tam tersini bağışıklık sistemini olumsuz etkiler. Virüsün hasara uğratmış olduğu boğazda fırsatçı bakterilerin yerleşmesine zemin hazırlar bu çok tehlikeli” dedi.
Yurt genelinde sıcaklıkların azalmasıyla kendini göstermeye başlayan grip özellikle yaşlılarda ve kronik hastalığı olanlarda ölümcül sonuç doğurabiliyor. Önemli bir sağlık problemi olan gripten korunmak için doğru bilinen yanlış, yanlış bilinen ise doğru olabiliyor. Uzmanlar, grip hastalarını antibiyotik kullanmamaları gerektiği konusunda uyarırken, yakın temaslardan kaçınılması gerektiğini öneriyor.
KTÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İftihar Köksal, kış mevsiminin grip mevsimi olarak adlandırıldığını dile getirerek, “İklim koşullarındaki değişme hastalıklarda da zaman zaman mevsimsel kaymalara sebep olabilmektedir. Gribi özellikle Aralık ayında çok fazla görmeye başladık. İçinde bulunduğumuz ayda da aynı şekilde vakalar devam etmektedir. Artık bu hastalık mevsimsel grip haline geldi. Grip vakaları devam etmekte. Gribin aşı ile korunabilir bir hastalık olmasına rağmen hala görülüyor olması. Grip belirtileri gelen hastalara baktığımızda birçok hastanın aşısız olduğunu görmek tabi ki üzüntü verici. Aşı olupta girip olanların bu hastalığı çok hafif geçirdiğini görüyoruz. Yanlış bilinen doğruların en başında aşının yapılması gerekiyor. Aşıya karşı bir tavır olduğunu gözlemliyoruz. Bu iyi bir şey değil. Özellikle risk grubunu oluşturan kronik hastalığı, akciğer, şeker, kalp, kanser hastaları kesinlikle aşı ile korunması gereken gruplar. Grip nezleden farklı, grip alt solunum yollarına inerek akciğeri etkileyerek ölümcül zatürreye yol açabilir. Bunlar bulaşıcı hastalıklar. Kışın bu hastalığı görmemizin nedenlerin arasında toplu yaşamın daha fazla olması. Havalandırma daha az, güneşi daha az görüyoruz. Bütün bu faktörler hastalığı kolaylaştırmaktadır” dedi.
“Gripte tedavi süresi 48 saattir”
Gripte tedavi süresinin 48 saat olduğunu dile getiren Köksal, “48 saat içerisinde tedaviye başlamamız gerekir. Özellikle hastalığı ağır geçirecek olanlara ilaçları veriyoruz. Her grip hastası ilaç kullanacak diye bir şey yok. Bazı hastalara ağrı kesiciler, ateş düşürücü ilaçlar veriyoruz. Bu ilaçlar risk gruplarına göre verilir. Özellikle Uzak Doğu’da maske takıyorlar. İnanılmaz bir korucuyu önlemdir. Maske takarak diğer insanların sağlığını korumak son derece önemlidir. Riskli kişilerinde kendi sağlığını korumak için maske takmasının hiçbir mahsuru yok. Maske takmak ayıp bir şey değildir. Biraz özgüven eksikliği diye düşünüyorum. Hiçbir kimsenin başka bir kişinin sağlığını etkilemeye hakkı yok” şeklinde konuştu.
“Grip hastalarına antibiyotiklerin etkisi yoktur”
Grip hastalığının belirtilerinden bahseden Köksal, bu hastalıkta genellikle hapşırma ve gözlerde sulanmanın olmadığını kaydederek, “Bu mevsimde gelen grip hastaları değişik kategorilerde gelmektedir. En yaygın belirtisi bu hastalığın yaygın kas eklem ağrıları, yüksek ateş ve boğaz ağrısı bunlar en önemli belirtiler. Hastalarımızda genellikle hapşırma, gözlerde sulanma, burun akması gibi belirtiler yoktur. Çünkü bunlar nezle belirtileridir. Gripte bunları çok görmeyiz. Bize bitkisel ilaçlarla gelen çok oluyor. Bitkisel ilaçların virüse etkisi yoktur. Bu ilaçlar bağışıklık sistemini güçlendirebilir. Bütün mikroplar şekeri çok sever. Şekerli gıdalardan uzak durmaları gerekir. Bunun dışında bitkisel çaylar solunum yollarını açması bakımından önemlidir. Biz zaten hastaları bol sıvı almalarını söylüyoruz. Ateşle birlikte çok sıvı kaybı oluyor. Bunun dışında rastgele antibiyotik kullanmak en çok yapılan hatalardan birisi. Hiçbir virüse özellikle de grip hastalarına antibiyotiklerin etkisi yoktur. Tam tersini bağışıklık sistemini olumsuz etkiler. Virüsün hasara uğratmış olduğu boğazda fırsatçı bakterilerin yerleşmesine zemin hazırlar. Çok tehlikeli. Bunu yapmasınlar. Kesinlikle antibiyotik almalarını önermiyoruz. İlaçların doktor kontrolünde verilmesini öneriyoruz. Biz çok el yıkayan bir toplum değiliz. Bu çok önemli. Biriyle karşılaştığımız zaman sarmaş dolaş oluyoruz. Virüs direk olarak karşı kişiye geçiyor. Bu şekilde yakın temaslardan uzak durmak fayda var” ifadelerini kullandı.