Erzurum Sağlık Müdürlüğü Bulaşıcı Hastalıklar Şube Müdürü Dr. Mustafa Bulğan, "Halkımız çok sık olarak grip ve soğuk algınlığını karıştırmaktadır. Oysa ikisi tamamen farklı hastalıklardır. Grip influenza adı verilen bir virüs tarafından oluşturulan ani olarak 39 derece üzerinde ateş, şiddetli kas ve eklem ağrıları, halsizlik, bitkinlik, titreme, baş ağrısı ve kuru öksürük gibi belirtilerle başlayan bir enfeksiyon hastalığıdır.Daha sonra hastalık tablosuna boğaz ağrısı, burun akıntısı, hapşırma, gözlerin akması ve kanlanma gibi belirtiler eklenir ve bazı vakalarda da karın ağrısı, bulantı, kusma görülebilir. Ateşin 39 derecenin üzerinde olması, şiddetli kas ağrıları ve halsizlik nedeniyle hastalığı ayakta geçirmek olanaksızlaşmakta ve hastaları mutlaka 3-7 gün yatağa mahkum etmektedir. Yaklaşık bir hafta içinde belirtiler kaybolmakta, ancak halsizlik belirtilerinin kaybolmasından sonra da devam etmekte, hatta iki hafta kadar sürebilmektedir. Özellikle çocuklarda, yaşlılarda ve kalp hastalığı, akciğer hastalığı, böbrek, şeker hastalığı gibi kronik hastalığı olan kişilerde çok daha ağır seyretmekte ve ölüme kadar varabilen ciddi sonuçlara yol açabilmektedir. Grip özellikle çocuklarda ve yaşlılarda ikincil enfeksiyonlara zemin hazırlamakta ve orta kulak iltihabı, zatürree, beyin zarı ve beyin dokusu enfeksiyonları gibi komplikasyonlara neden olmaktadır. Bu kadar ciddi tablolara yol açabilen grip halk arasında çok sık olarak soğuk algınlığı ile karıştırılmaktadır" dedi.
Soğuk algınlığının ise ateş yükselmeden hafif kırgınlık, burun akıntısı, hapşırma gibi belirtilerle kendini gösteren, halsizliğe yol açmadığı için yatak istirahatı gerektirmeyen bir hastalık olduğunu ifade eden Dr. Mustafa Bulğan, "Soğuk algınlığının belirtileri ateştir, baş ağrısı nadir rastlanır. Grip olan hastalarda ise 38-39 dereceye kadar çıkar. Genel ağrı ve sızı az rastlanırken, griplilerde genellikle görülür. Yorgunluk griplilerde 2-3 hafta görülürken, soğuk algınlığı olanlarda çok hafif ve kısa sürelidir. Soğuk algınlığı olan hastalarda tıkalı burun, hapşırma, boğaz ağrısı genellikle görülür, griplilerde ise bazen görülür. Griplilerde genellikle öksürük, soğuk algınlığında ise çok nadir görülür. Soğuk algınlığı komplikasyonları sinüzüt ve kulak ağrısı, gribin komplikasyonları bronşit, zatürreedir. Grip, aşı ve antiviral ilaçlarla tedavi yapılabilir. Soğuk algınlığında ise hiçbir şey yapılmaz. Grip belirtileri görülmeye başlandıktan sonraki ilk 48 saatte antiviral tedaviye başlanması ve belirtileri
gidermeye yönelik tedavi yapılması gerekir" diye konuştu.
Bulğan, soğuk algınlığı tedavisiyle ilgili olarak da şu bilgileri verdi:"Soğuk algınlığında belirtiler giderilerek hasta rahatlatılır. Bazı ilaçlar birden fazla etken içermektedir. Bu maddelerin ne olduklarını bilip, sadece ihtiyaç duyulan etken maddeleri içeren ilaçları kullanmak gerekir. Ateşi düşürmek ve ağrıyı azaltmak için antipiretik ve anajezikler yani ağrı kesici ve ateş düşürücüler kullanılmaktadır. Hapşırık ve kaşıntı semptonlarını azaltmak için antihistaminikler kullanılmaktadır. Burun tıkanıklığının giderilmesi ve üst solunum yollarındaki konjesyonu (tıkanıklığı) azaltmak için de konjestanlar kullanılmalıdır."
Grip aşısına da değinen Dr. Mustafa Bulğan, "Grip aşısı ile vücudumuza grip virüsünün insan savunması tarafından tanınan, özellikle dış düzeyindeki ve çekirdek yapısındaki antijen olarak adlandırılan bazı protein yapıdaki parçacıklarını vermekteyiz. Böylece, bu cansız parçacıklar savunma mekanizmalarımızı harekete geçirmekte ve virüse karşı savunma elemanları oluşarak aynı zamanda savunma hafızasına alınmaktadır. Sonrasında gerçek virüs ile karşılaşıldığında, çok hızlı bir şekilde virüs daha hücrelerimize ulaşmadan yok edilebilmektedir" şeklinde konuştu.
Bulğan, gereksiz antibiyotik kullanımının ek bir hastalığa neden olabileceği konusunda da vatandaşları uyardı.
(İHA)