Uzmanlar, Eylül sonuna kadar benzer iklim olaylarının süreceği görüşünde. 9 Eylül Üniversitesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, "Bu iki ayda iklim değişikliği ile en çıplak haliyle yüzleşeceğiz" dedi.
İstanbul başta olmak üzere yurdun batı bölgeleri, Ağustos'un ilk haftasında ikinci bir fırtına atlattı.Hortum görülmedi ancak şiddetli yağmur, fırtına, çakan şimşek ile düşen yıldırımlar, uzmanların "bu havaların arkası gelecek" tezini doğrular nitelikte.
Uzmanlara göre, tropikal iklimlerde gördüğümüz fırtınaların benzerleri iklim değişikliğinin sonucu... Uzmanlar, gaz 1982 ve 1993 arasındaki 5 yanardağın patlamasıyla iklim değişikliğinin belirgin hale geldiğini belirtirken, benzer fırtına ve şiddetli yağmurların önümüzdeki günlerde de devam edeceği görüşünde. Habertürk'ün haberine göre, hortumların ve yağışların şiddetleneceğini söyleyen uzmanlar, "Ağustos ve Eylül ayında iklim değişikliği ile en çıplak haliyle yüzleşeceğiz." dedi.
Uzmanların bu öngörüleri ışığında dünkü fırtınanın en şiddetlisi İstanbul'da yaşandı.
Şiddetli yağmur ve fırtına, saat 15.30'dan itibaren Büyükçekmece, Beylikdüzü ve Avcılar'da etkili olmaya başladı. Gökyüzünü kara bulutların kaplamasıyla İstanbul bir anda karanlığa büründü. Saatler 16.00'yı gösterirken, kentin büyük bölümü, adeta geceyi yaşadı. Gök gürültüsü ve şimşekler ardı ardına geldi. Avcılar'da düşen yıldırım, kameraya yansıdı.
Kentin birçok semtinde TV yayını ve internet bağlantıları kesildi. Bazı semtlere trafolardaki arıza nedeniyle bir süre elektrik verilemedi.
Twitter'da bazı kullanıcılar,hem Boğaziçi hem de Fatih köprülerinin fırtınanın şiddeti sebebiyle sallandığını paylaştı.
Şiddetli yağışın ardından su kanalları taşınca Üsküdar Meydanı göle döndü. Suyla kaplı meydanda vatandaşlar ve sürücüler ilerlemekte güçlük çekti. Yağmurdan kaçan vatandaşlar saçakların altına sığındı.
Prof. Dr. Doğan Kantarcı:
"İklim değişiyor bu çok belirgin. Bu değişikliklerin nedeni 1982 ile 1993 arasında patlayan 5 tane yanardağdır. Bu patlamalar ile yayılan gaz ve toz bulutu stratosferde güneş ışınlarını kesti. Atmosferde soğumaya neden oldu. 1994'ten beri bu iklim değişikliği oluyor. Akdeniz havzası ısındı. Soğuk ve sıcak hava Türkiye'nin üzerinde birleşiyor ve bu tip olaylara neden oluyor. Bu durum giderek artan bir şekilde olacak. Bizde küçük tayfunlar da başladı. Hortum çıktı. Çok sıkı bir evreye girdik diyebiliriz."
İTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Orhan Şen:
İklim değişikliğinin nedeni küresel ısınma. Yaz aylarında artık hortumlar, yıldırımlar, yağışlar şiddetlenerek görülecek. Aşırı yağışlar ve kuraklık kardeştir. Kuraklık da olacak. Türkiye'de deniz suyu sıcaklıkları ortalamaların 4-5 derece üstünde. Bu yere yakın seviyede havanın sıcak olduğunu gösteriyor. 3-4 bin metreden soğuk hava gelmek isteyince karşılaşıyorlar ve bu tip durumlar ortaya çıkıyor. Hortumların nedeni de deniz suyu sıcaklığının bu kadar fazla olmasıdır. Önümüzdeki dönemde bunlar daha da fazla olacak.
9 Eylül Üniversitesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar
Küresel ısınma şiddetini arttırdıkça hortumlar artar, büyüklükleri de artar. 90'larda bunu öngörüyorduk. Küresel ısınmanın belirtileri ile en fazla Ağustos ve Eylül aylarında, en çıplak haliyle yüzleşeceğiz. Hortumlar, yağışlar artacak. 2023'ten sonra yeniden soğuma evresine gireceğiz. Şu anda her yönüyle küresel ısınmadayız. Bu yaşadıklarımız şiddetini arttırarak sürecek. Olumsuzlukların nedeni Taktiri İlahi değil, Takdiri İdare'dir. Şu andakiler afet değil biz insan nedeniyle afet yaşıyoruz. Yanlış yapılaşma sellere, ölümlere neden oluyor. 2023'ten sonra tersini bekliyoruz. o zaman çok ciddi bir kuraklık olacak, yağış olmayacak.
Prof. Dr. Nüzhet Dalfez
"Tüm gezegenin iklimi değişiyor. Su döngüsü daha hızlı dönüyor olacak. Daha çok buharlaşma, daha çok yağış. Beklenen bir şey. Önümüzdeki günlerde de hortum gibi olaylar olabilir. Önümüzdeki 30 yılın iklimi öncekinden farklı olacak. Bu yağışlar giderek daha şiddetli yağmur şeklinde düşecek. Su döngüsünün hızlı çalışması sonucunda ani yağışlar, yoğun yağışlar ile karşılaşacağız. Zaman içinde bu tip olayların sayısında ve şiddetinde artış olacak. Önemli olan şehir ortamlarının yağış ile iklim değişiklikleri ile mücadele edemeyecek şekilde yapılanmış olması.
Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, fırtınanın şiddetinden Fatih ve Boğaziçi köprülerinin sallanmasıyla ilgili olarak, "Bu tip darbeli rüzgarlar köprülerde yıkıma sebep olabilir" dedi. Bu tip rüzgarların, özellikle darbeli rüzgarların köprülerde rezonansa sebep olabileceğini belirten Alp, "ABD'de böyle bir köprünün rüzgarın darbeleri sonrası rezonansa girip yıkıldığını biliyoruz. Köprülerdeki rezonansa karşı yapabilecek pek bir şey yok. Rezonansın bitmesi için rezonansı meydana getiren dış kuvvetin değişmesi; artması ya da eksilmesi gerekir" dedi.