HABER

Uzmanlardan piyasalara ilişkin çarpıcı yorumlar

Global piyasalarda tedirginliğin getirmiş olduğu panik satışları bu gün itibariyle bir miktar tepki gördü. Başta ABD ve Asya piyasaları, sonrasında Avrupa borsalarında toparlanmalar görülüyor. Yurtiçinde hiçbir iç dinamiği bulunmayan İMKB de tamamen dış piyasalara bağlı seyrini sürdürüyor. 11 gün aralıksız olarak değer yitiren İMKB, güne sert bir tepki hareketi ile başladı. 44000 seviyesinde dengelenmeye çalışan Barsa'da, yukarı yönlü hareketler anında satış baskısı görüyor. Bu nedenle de tepki alımları endekste çıkışı sınırlı kılıyor.

Borsada tepki alımları sınırlı kalıyor

Serbest piyasada dolar tekrar 1.2000 YTL'nin altına indi. Güne bir miktar düşüşle başlayan faizler ise 16.49 seviyesinde bulunuyor.

Tüm bu veriler ışığında, uzmanların piyasaya ilişkin değerlendirmelerini ve öngörülerini derledik.

YİĞİT BULUT : BU DİPTEN TEPKİ VERECEĞİZ

Değerli yatırımcılar, "FED kararına rağmen 42,500-45,000 bölgesi" içinde dip arayışımızın devam edeceğini paylaşmış ve "özellikle dün için iyimser olmakta temkinli olun" ifadesini kullanmıştım.

İMKB'nin son salınımında tam olarak teknik dibi test ettiğini ve 42,500 bölgesi üstünde kapandığını gördük.

Dün geceki DOW yükselişi gelmeseydi dahi "İMKB'nin teknik olarak" tepki vermeden daha fazla düşmesi mümkün değildi. 42,500 bölgesinden mutlaka tepki vermesi ve düşüş devam edecekse sonra yeniden "aşağı dönmesi" gerekirdi.

Bunun ispatı da aslında çok net; dün İMKB 42,000 bölgesini test etti ama DOW o anda düşmesine rağmen kapanırken 42,500 üstüne taşındı. Yani DOW düşerken kapanan bir İMKB'de 42,500 desteği üzerine kadar 500 puanlık bir tepki gördük.

Uzun lafın kısası: Eldeki verileri ve teknik bilgileri de ekleyince bugün karşımıza "42,500 dibinden tepki vermeyi" deneyecek bir İMKB çıkacak.

Peki tepki nereye kadar devam edebilir?

PEKİ BUGÜN NELER OLABİLİR?

Normal şartlarda 42,500-45,000 bölgesi yine referans olmaya devam edecek. Hareketin yukarı devam edebilmesi için 45,000 üstünde taban oluşturması gerekli. Bugün ve yarın DOW'un 11,960 bölgesinden verdiği tepkiyi devam ettirip ettiremeyeceğini de gözlemleyeceğiz. 11,960 üstünde kalabilir ama 12,500 üstünde taban oluşturmadığı sürece "geri dönme" potansiyelini koruyor.

Sonuç 1: 42,500 bölgesinden tepki vermeyi deneyecek ve 45,000'i kırıp kırmayacağı çok önemli olacak bir İMKB göreceğiz. DOW'da yükseliş "finansal sektöre" alım gelmesiyle oluştu, bugün "geri dönüş" gelebilir. 12,500 üstünde bir DOW görmedikçe "FED aşısı tuttu" denemez.

Dolar kuruna gelince, 1,20-1,18 bandında bir kur göreceğiz. DOW'da hareket yeniden aşağı dönerse veya 12,500 üstüne taşınamazsa 1,20 üstüne dönmemiz zor değil.

Sonuç 2: Kurda 1,20-1,18 bandı test edilecek. 1,18 aşağı geçilebilir mi sorusuna cevap arayacağız.

Son söz: DOW'daki yükseliş "FED aşısı" tuttu demek için henüz yeterli değil. 12,500 üstünde kapanışlar görürsek daha rahat nefes alabiliriz.

SALİH NEFTÇİ: VOLATİLİTE SON DERECEDE YÜKSEK

Volatilite genelde korku (ve fırsat) demektir. Ama bazen de sadece büyük belirsizlikten dolayı oluşur. Şu anda yatırımcıların büyük bir korku içinde olmaya yöneltecek bir şeyi biz göremiyoruz. Finansonline okuyanlar piyasaları etkileyen tüm olayları en az birkaç gün önceden öğrenmişlerdir. Bilinen bir şey de yatırımcıyı tedirgin eder. Ama paniğe itmez.

Bu nedenle şu anda yaşananlar bizce büyük bir belirsizlikten kaynaklanıyor. Yatırımcılar bilemiyor. Amerikan ekonomi yönetiminin çabalarıyla yeni bir balon başlar, fiyatlar yine hızla yükselir mi? Yoksa...

Resesyon ve kredi sorunlarıyla borsalar orta vadede göçmeye devam mı eder? Aşağıda Dow endeksinin dün gün içi gidişi var. Muazzam bir volatilite. Sert bir düşüş. Monoline şirketleriyle ilgili açıklama nedeniyle birden sert bir yükselişe dönüyor.

"BUGÜN IMKB YÜKSELİR"

Nobel almış olmaya gerek yok. Eğer önümüzdeki bir kaç saat içinde piyasalara beklenmedik bir haber gelmezse bugün İMKB'nin oldukça iyi bir gün geçirmesi olasılığı var.

İMKB dün Monoıline'lar haberi gelmeden önce kapanmıştı.

Wall Street'teki U-dönüşü fiyatlara girmedi. Bugün girer. Ayrıca Asya da yine hızla yükselmiş durumda.

Yüzde 11'lik dünkü büyük sıçramanın ardından Hong Kong yine yüzde 3 yukarı açıldı.

Ama, dediğimiz gibi.

Nobel almış olmayı gerektirmeyen bir öngörü.

DENİZ GÖKÇE: BİR DURUM DEĞERLENDİRMESİ!

Son birkaç günde dünyanın her tarafında borsalar çakıldı, kötümserlik piyasalara hakim oldu. İnternetteki dolaşan yorumlara bakarsanız ölmüşüz de mezarımız yok!

Ancak borsalarda bizce bir sürpriz yok. Borsalar beklentilerin alınıp satıldığı yerlerdir. Borsada dün yükselen bugün düşer! Global internet dünyasında ise beklentiler en küçük bir tetiklemede iyiye veya kötüye gider. Bir küçük piyasa haberi, devlet politikasında bir zafiyet işareti, beklentileri kötümserliğe götürür. Dünyada son günlerde gerçekleşenler, beklentilerin bozulduğunu ortaya koyuyor. Biz zaten medyada sürekli kötü haber üretenlere, felaket tellallığı yapanlar neden kızıyoruz ki? Yaptıkları, beklentileri bozmaya ve dolayısı ile işleri gereksiz şekilde kötüleştirmeye yol açığı için.

Ancak borsa ile reel ekonomi arasındaki bağ ABD gibi ülkelerde çok daha kuvvetli olsa da (gene de etkilenme zaman gerektirir), bizim ülkemizde oldukça zayıftır. Kaldı ki borsada biri kaybederken, diğeri yani ucuza alan, kazanmaktadır. Bu iki gerçeği unutmayalım.

Türkiye'de önemli olan yabancıların ziyanı kabullenip çıkmasının faiz-kur ilişkilerine vereceği zarardır. Burada da birkaç milyar dolarlık hareket felaket değildir. Ülkenin döviz hareketi kaynaklı kırılganlığının çok azaldığı gerçeğini unutmayalım. Şu anda esas panikleyenlerin önemli bir miktarı, ellerindeki pahalı alınmış dolarları satarak ziyan azaltmaya çalışan iç kişilerdir.

Ancak bilinmeli ki, hem ABD'de, hem bizim ülkemizde, hem de Dünya genelinde sonucu belirleyecek olan şeyler borsada olan şeyler değildir. Reel ekonomide gerçekleşecek şeyler önemlidir. Bunlara karşı politika belirleyicilerin verdikleri öncü reaksiyonların kamu oyundaki değerlendirilmeleri ise reel sonuçları esas belirleyecek faktörler olacaktır.

ERDAL SAĞLAM : BU ORTAMDA BÜYÜMEYİ SAĞLAMAK ÇOK ZOR

Dün açıklanan 2007 yılı bütçe verileri, bütçe gelirleri açısından yüksek büyümenin önemini, çarpıcı biçimde ortaya çıkardı. Küresel ekonomideki gerginlik tırmanmaya devam ederken, böyle bir yılda yüksek büyümeyi sağlamak, dolayısıyla da 2008 bütçe hedeflerine ulaşmak çok zor olacak.

Tam düzelmeye başlıyor derken, Avrupa'nın faiz indirimine gitmeyeceğini açıklamasının ardından yeniden karışan piyasalar, kolay kolay sakinleşip rayına oturacak gibi gözükmüyor. FED toplantıları hatta Bush'un iç talebi artıracak önlem açıklamaları da, artık piyasaları sakinleştirmeye yetmeyecek.

Önümüzdeki günlerde G-8 gibi zirveler olağanüstü toplanıp, küresel bazda bir ortak çözüm arayışına girilmesi, kimse için sürpriz olmamalı.

Bu da yeter mi bilmiyoruz ama daha kapsamlı ve radikal önlemlere ihtiyaç olabilir. Bütün bunlar yapılsa bile, yaşanan kargaşanın, artık bu yılın tümünü kapsayacak bir hasara yol açması da kaçınılmaz görülmeye başladı.

Dışarıda önlem çabaları yoğunlaşırken, Türkiye'de hükümetin henüz somut bir adım atma niyetini, pek göremiyoruz.

UĞUR GÜRSES: REGÜLASYONA GİREBİLECEĞİMİZİ TARTIŞMALIYIZ

Bizim asıl dikkat çekmek istediğimiz konu şu; ‘durgunluk olur' ya da ‘durgunluk olmaz' boyutunu bir kenara bırakalım. Bu tartışmaların özünde, liberal piyasa uygulamalarının ciddi biçimde sorgulandığı, tartışıldığı çok açık. Bunların ardından da çok sıkı bir ‘regülasyon dönemine' girebileceğimizi hesaba katmak gerekiyor. Bunun yoğun olarak tartışılması, hâttâ niyeti bile, bizim gibi ülkelere önemli yansımaları olacak değişiklikler getirecek. Bunların başında da, ödemeler dengesinin finansmanında belirgin bir daralma gelecektir.

undefined

En Çok Aranan Haberler