Vali Oğuz, Mahkeme Kararına İtiraz Edecek

Vali Memduh Oğuz, 7 Mart 2013 tarihli Isparta il sınırları içinde açık alanlarda alkol alınmasını yasaklayan genelgenin yürütmesinin durdurulmasıyla ilgili karara, Antalya İdare Mahkemesi’nde itiraz edeceklerini söyledi. Vali Oğuz, valilik kararının gerekçesinin iyi anlaşılamadığını vurguladı.

Gazetecilere açıklama yapan Vali Oğuz, içki yasağı gibi algılanan şeyin içki yasağı olmadığını belirterek şunları söyledi: “Bize mevzuatın yüklediği vatandaşın can ve mal emniyetini koruma görevimiz dolayısıyla piknik alanlarında, yürüyüş güzergahlarında, zabıtanın denetimin olmadığı serbest alanlarda vatandaşı rahat ettirecek bir düzenlemeydi. Ancak popülist bir yaklaşımla bu içki yasağı gibi algılandı. Biz halkın yoğun bulunduğu yerlerde asayişi tanzim için düzenleme yaptık. Yargı bu konunun gerekçelerini çok iyi algılayamadı. Bir üst yargı merciine gerekçelerimizi daha iyi izah ederek itiraz edeceğiz. Yürütmeyi durdurma kararı bir telafisi mümkün olmayan bir zararın meydana gelmesi halinde deniliyor. Böyle bir durum söz konusu değil. Sosyal hayatı tanzim meselesi değil."

Olayın sadece halkın asayişini bozabilecek davranışlarla ilgili bir düzenleme olduğunu anlatan Oğuz, şöyle konuştu: "Bu düzenlemenin hem Anayasamıza hem özgürlük anlayışımıza uygun olduğunu değerlendiriyorum. Isparta’da alkol alınan yerler var buralarla ilgili bir sınırlama yok. Belediye Meclisimizin içkili yer bölge tespiti konusunda yeni bir düzenlemesi var. Mevzuata uygun ne kadar iş ve işlem varsa vilayette gerçekleştiriliyor. Bizim düzenlememizin halkın asayişi, can ve mal güvenliği ile ilgili olduğu kavranırsa o zaman yaptığımızın doğru olduğu anlaşılır”

ÇAĞDAŞ DÜNYADA DA DURUM BÖYLE

Bu düzenlemenin ardından vatandaştan çok fazla sayıda olumlu görüş aldığını kaydeden Vali Oğuz, Almanya’da yaşayan bir gurbetçiden gelen mektuba işaret ederek şunları söyledi: “Bu mektupta, ‘park ve bahçelerde alkol yasağı uygulamanız yerinde bir davranıştır. Burada park yerinde 8 yıl görev yaptım. Halka açık bu alanda içki içmek yasaktır. İçen olursa ben kendim uyarıyordum. 8 yıl boyunca tek bir vaka gördüm’ yazıyor. Çağdaş dünyada da durum böyle. Çünkü siz çocuklarınızla birlikte çocuk parkına geldiniz. İki kişi bir masa kurdu biri yüksek sesle müzik açtı alkol alıyor. Buna hakkınız yok. Yolda içki içerek gitmeye hakkınız yok. Bunun alkol yasağı ile ne alakası var. Bu gerçek anlamda bir hürriyete saygı durumudur”

Isparta Belediyesi’nin ilde içkili yer bölgesinin tespitini yaptığını anımsatan Vali Oğuz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun rant olduğunu hesap etmeniz lazım. Serbest bıraktığınızda herkes her yerde alkol satabilir deseniz mahallelerde seyyar büfe oluşur. Sosyal hayatı tanzim etmek devletin görevi. Ceza kanununda adam öldürmekle ilgili hükümler var. Muhtemel olayları önlemek için mevzuatta hüküm olur. Biz de yol, arazi emniyeti bakımından alacağımız tedbirleri alıyoruz”

ÖLÇÜLÜK İLKESİNE AYKIRI

Isparta Valisi Memduh Oğuz tarafından 7 Mart 2013 tarihinde yayınlanan ve “İl Sınırları İçinde Açıkta Alkol Almanın Engellenmesine Dair' genelgenin yürütmesi Isparta İdare Mahkemesi’nin kararıyla durduruldu.

Isparta Barosu avukatlarından Mustafa Ecevit Eryılmaz’ın avukatı Mehmet Yalçın aracılığıyla yürütmeyi durdurma ve genelgenin iptali talebiyle açtığı davada mahkeme, 31 Mayıs 2013 tarihli yürütmeyi durdurma kararı verdi.

Mahkeme gerekçesinde şunları bildirdi: “Uyuşmazlık konusu olayda, davalı idarenin açıkta alkol tüketilmesi sonucunda kamusal düzeni ve güvenliği, toplumun sükun ve huzurunu bozan durumların meydana geldiği tespit edilmesi halinde huzur ve güvenliği sağlanması, suç işlemesinin önlenmesi, kamu esenliğinin sağlanması amacıyla gerekli tedbirleri alma hususunda yetkili bulunduğu açık ise de, açıkta alkol tüketilmesinin, belirli bir yerde kamusal düzeni ve güvenliği bozan durumlara yol açtığına ilişkin tespitlere dayanmaksızın ve belirli bir yer ya da bölge ile sınırlı kalmaksızın tüm il sınırları içerisinde yasaklanmasının ölçülülük ilkesine aykırı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Dava konusu işlemle getirilen düzenlemenin, temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasına yönelik hükümler içerdiği sonucuna varılmakla, telafisi güç ve imkansız zararlara sebep olabilecek nitelikte bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin, uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 Sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına karar verildi”