YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Van Depreminin 2. Yıldönümü

Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Suvat Parin, "Van depreminde, toplumda yardımlaşma ve

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Suvat Parin, "Van depreminde, toplumda yardımlaşma ve dayanışmaya ilişkin çok güçlü bir eğilim ve fotoğraf gördük" dedi. 23 Ekim ve 9 Kasım 2011'de maydana gelen depremlerde binlerce evin yıkıldığı Van'da, yaraların sarılması için Türkiye'nin her yerinden ve her kesiminden insan, yardım seferberliği başlattı. Depremin ilk anından itibaren kentte yaşayan insanların, barınma, beslenme, ısınma ve giyinme ihtiyacına cevap vermek amacıyla tüm imkanlarını seferber eden yardımseverler, ayni ve nakdi yardımlarla Van halkının imdadına koştu. Ülkenin her köşesinden hayırseverin kendi imkanlarıyla toplayıp Vanlı kardeşlerine gönderdiği yardımlar oluk oluk kente yağarken, ortaya çıkan birlik ve kardeşlik ruhu tüm dünyaya örnek, ülke insanına da gurur kaynağı oldu. YYÜ Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Parin, AA muhabirine, depremden sonra yaşanan dayanışmayla ilgili değerlendirmede bulundu. Depremin ilk anlarında herkesin afetzede olması nedeniyle yardımlaşmanın yakın çevreyle sınırlı olduğunu vurgulayan Parin, "Ancak depremin ilk anını atlattıktan sonraki evrede halka genişledi. Diğer şehir ve ülkelerden gelen insanların da desteğiyle kısa sürede depremin yaralarının önemli bir kısmı sarıldı" diye konuştu. Parin, Türkiye'nin, birlik ve dayanışma ruhuna yabancı bir toplum olmadığını ve afet dönemlerinde insanların birbirine büyük destek sunduğunu bildirerek, şöyle konuştu: "Van depreminde, toplumda yardımlaşma ve dayanışmaya ilişkin çok güçlü bir eğilim ve fotoğraf gördük. Van depremi aslında özelde Van'da, genelde Türkiye'de bir bilinç uyarılmasına kapı araladı. Depremle yaşama kültürü, toplumsal hafızada süreklilik gösterecek mi, göstermeyecek mi, bunu zaman gösterecek. Önceki deneyimler göze alındığında depremlerden ders çıkarmadığımızı, depremle yaşama kültürünün yer etmediğini belirtmemiz mümkündür. Her depremde yeni bir milat oluşturmaktansa dersler çıkararak buna göre tedbirler almak artık başta Van olmak üzere Türkiye'de deprem bölgesinde bulunan çok sayıda vatandaşın bilmesi gereken bir konudur." Depremde kentin demografik yapısının ve yerleşim pozisyonunun da büyük oranda değiştiğine değinen Parin, daha önce kent merkezinde yaşayan insanların depremden sonra merkez dışına yayılmaya yönelik bir eğilim ortaya koyduğunu dile getirdi. -Deprem konutlarında yaşam Parin, depremden sonra yapılan 17 bin konuta yerleştirilen ailelerin yaşam alanlarında önemli bir değişim yaşandığına dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Daha önce müstakil, ya da iki, üç katlı yapılarda yaşayan insanlar zorunlu olarak deprem konutlarına yerleştirildi ve bunlar yeni bir yaşam alanına adım attı. Yeni komşuluk ilişkileri, zorunluluğa dayanan bir birliktelik onların yaşamında yeni bir kapı açtı. Bu açıdan aslında kentleşme yönünde Van'daki nüfusun önemli bir kısmının yeni bir değişimle karlaştığını söylemek mümkün. Deprem, toplumsal hafızada her an olacağına ilişkin yeni bir kapı açtı. Bu anlamda yaşadığı evi, çalıştığı iş yerini, yani mekanı merkez alan yeni bir bakış açısı gelişti. İnsanlar artık bırakın yaşadığı konutu, iş yerini, hayvanı için bile barınak yaparken mühendislik hizmeti alma yönünde bir bilince kavuştu. Tüm bunları, depremin beraberinde getirdiği toplumsal yapıda karşılaştığımız yenilik olarak değerlendirebiliriz."

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler