Seyahat etmenin bir sanata dönüştürülüp dönüştürülemeyeceği tartışmalı bir konu. Seyahati hangi şartları sağlayarak sanat haline getirebiliriz? Ya da A noktasından B noktasına hareket etmek üzere iki ayak üzerinde duran bir canlıya evrilen insanın bu temel hareketi, sanat olarak yorumlanabilir mi? Peşinde groupie’leriyle şu şehirden bu şehre giden bir müzik grubunun, bu yolculuğu sanat olarak yorumlanabilir mi? Tüm bunların hiçbiri cevaplanabilecek türden sorular değil. Ancak bekleyin, sanatın içine yolculuk yapmanın yollarını bulunuyor!
Müzeler aslında ziyaretçilerine konaklama imkanı vermez. Konaklama işini ziyaretçi halletmelidir. Hatta bienal gibi önemli sanat etkinliklerinde bile bu böyledir. Fakat işler güzel bir gelişmeyle duruyor sanki. Yolculuğu sanatlaştırmak, sanatı yolculukla karıştırıp mükemmel ve yeni bir sos elde etmek... Çağımız, sanatı her şeye entegre edebileceğimiz kadar imkanları geniş bir çağ.
Uzun yıllardır interaktif sanat deneyimlerinin önde gelen isimlerinden biri olan ressam Vincent van Gogh’u, Türkiye de dahil birçok farklı ülkede yaratıcı işlerin arkasında gördük. Tablolarının içinde gezilebildi, kendisinin eserlerinden kendisini anlatan bir sinema filmi yapıldı ve çok daha fazlası hala yapılıyor. Işıl ışıl ve unutulmayan eserleriyle Van Gogh, hala çağdaş kabul edebileceğimiz bir klasmanda. Güncelliğini koruyan ressam, Amerika’daki enfes bir projeye de ilham vermiş.
Van Gogh’un 1888 ve 1889 arasında yaptığı üç resmin ana nesnesi olan bu oda, kendisinin Fransa’daki sarı evinin yatak odası. Bu üç resim, ilk kez Kuzey Amerika’da sergileniyor şu sıra. Tamam peki, buraya kadar her şey normal. Ancak işler işte burada ilginçleşiyor.
Bu sergi, odanın kopyasını da içeriyor. Nasıl yani? Şöyle; bire bir Van Gogh’un resmettiği şekilde tasarlanmış ve her ayrıntısı inceden inceye tasarlanmış bir oda. Sanatseverlerin yola çıkması için yeterli bir sebep. Siz hiç 1888’de Van Gogh’un odasında uyudunuz mu? Hayal değil, yapmışlar. Masadaki testiye kadar her ayrıntının hesaplandığı oda, geceliği 10 dolara tutuluyor. 10 Mayıs’a kadar devam edecek sergi süresince bu oda, ziyaretçilere açık olacak. İnanılmaz zevkli olacak gibi görünüyor.