Çağıl Kasapoğlu
BBC Türkçe, Van
Van'da iki seçim arası gözlemlenen en büyük değişim, halkın fikrini açıkça ifade etmekte daha isteksiz olması ve üzerlerinde çelik yelek, bellerinde silahlarıyla polislerin hemen hemen her köşe başında konuşlanması.
Van'a 7 Haziran seçimlerinden birkaç gün önce geldiğimde, seçim havası daha renkli, daha coşkuluydu.
Şimdi o coşku yerini hem halk arasında hem de yetkililerde güvenlik kaygısına ve tedirginliğe bırakmış.
Şehir merkezinde en sık görülen seçim aracı HDP'nin.
Halk da yanlarından geçen HDP araçlarına zafer işaretleriyle karşılık verip seçim şarkılarına eşlik ediyor.
7 Haziran öncesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmalarının yayınlandığı, AKP'nin seçim şarkılarının yankılandığı AKP araçları ise bu sefer çok görünür değil.
CHP'nin de birinci sıra milletvekili adayı Cemal Şen'in sokaklardaki billboardlara asılı afişleri dışında şehir içinde güçlü bir varlığı olduğu söylenemez.
AKP, 2011 genel seçimlerine kıyasla 7 Haziran'da Van'da 70 bin oy kaybetti ve meclise ancak bir milletvekili gönderdi.
HDP ise, partinin eş genel başkanı Figen Yüksekdağ dahil, Van'ı mecliste toplam yedi milletvekiliyle temsil etti. HDP, bu sefer 8'de 8 yapmak istiyor, AKP ise Beşir Atalay'la oy sayısını artırıp milletvekili sayısını artırmayı hedefliyor.
Çözüm süreci tartışmalarıBölgenin başlıca konusu çözüm süreci. Halk, çatışmasızlığın getirdiği huzurun geri dönmesini istiyor. Çözüm sürecinin mimarlarından Beşir Atalay'ın adaylığı da bu süreçte önemli görülüyor.
Atalay, AKP'nin Van'da bu sefer daha güçlü bir kampanya yürüttüğünü söylüyor:
"Bölgeyi çok iyi biliyorum. Bu bölge beni sever ben de bu bölge insanını severim. Van'da o acı deprem zamanında bir yılımı geçirdim. Çalışmaların koordinasyonunu yaptım. Şimdi de çok kapsamlı, çok planlı kampanya yürütüyoruz."
Fakat HDP'li adaylar çözüm sürecinin en önemli aktörlerinden biri olan ve Van depremi sonrası bölgede çalışmalar yürüten Atalay'ın bölgedeki etkisini sorguluyor.
HDP: Atalay itibarını yitirdiHDP'nin üçüncü sıra milletvekili adayı Nadir Yıldırım'a göre "Atalay, Kürtler arasındaki itibarını yitirdi."
Yıldırım, Atalay'ın adaylığıyla ilgili şu yorumu yapıyor:
"Çözüm sürecine ilişkin projeleri yoktu. Oyalamaya kandırmaya dönüktü. Çözüm olarak dillendirdikleri şeyi, aslında oy ve seçim eksenli, politik bir malzeme olarak kullandılar. Oy getirmediği anlaşıldı."
HDP Van milletvekili ve bu seçimde de dördüncü sıra adayı Tuğba Hezer de sürecin toplum için umut olduğunu söylüyor ve PKK'nın Ekim ayında yaptığı ateşkes çağrısının hükümette karşılık bulmamasını eleştiriyor:
"Yıllardır çok fazla öldük, daha fazla ölmemek adına barış diyoruz. Türkiye'de cenazenin gitmediği bir il kalmadı neredeyse. "
**Sınır kapısının kapatılması ekonomiyi vurduSeçim öncesi bölgede çatışmasızlığın sona ermesi ekonomik sıkıntıları da beraberinde getirmiş.
İran ve Türkiye arasındaki Kapıköy sınır kapısının, PKK'nın 21 Ağustos'ta 11 gümrük görevlisini kaçırıp 8 Eylül'de serbest bırakması üzerine yaklaşık 2 ay boyunca kapatılması, esnafın işlerini de zora sokmuş.
Kapıköy çevresinde incelemelerde bulunan HDP'li Yıldırım, "Ekonomik damarlar bilinçli olarak kesilmiş. Sınır kapısı her seçim öncesi 10-15 gün önce kapatılıyor seçimden 10-15 gün sonra kapatılıyor. Tamamen seçim yaptırımı" diyor.
Kapı 19 Ekim'de yeniden açılsa da halk çözüm süreciyle ilgili belirsizlikten şikâyetçi. Bu sürecin sekteye uğramasından da hem PKK'yı hem de devleti sorumlu tutuyorlar.
Oylarını HDP'ye vereceklerini söyleyen fakat siyasi baskılardan çekindikleri için isimlerini vermek istemeyen dört Vanlıdan biri, "Seçim sonrası için de endişeliyiz. 60 bin liram var ama güvenlik ve ekonomik durumun ne olacağını bilemediğimiz için ev de yapamıyoruz" diyor.
Çay ocağı önünde konuştuğum Vanlılar, yaklaşık 90 bin liraya satılan TOKİ evlerinin satış fiyatlarının da yüksek olmasından yakınıyor. İçlerinden biri, "Beşir Atalay fiyatları indirsin oyumu HDP yerine AKP'ye veririm" diyor.
Atalay: Halk beni seviyorBeşir Atalay'ın Van depremi döneminde yeniden inşa sürecine katkısı olduğunu hatırlattığımda ise onlar "Ama deprem döneminde halka tazyikli su sıkışmıştı. İnsanlar o yüzden biraz tepkili" karşılığını veriyor.
Atalay ise bu iddiaları yalanlıyor: "Benim gitmediğim köy ve ilçe yok. Herkes depremde bizi 'Van'ı yeniden inşa eden' diye el üstünde tutuyor. Ama bir iki HDP gazetesinde, 'tazyikli su sıkıldı' diye haberler çıkıyor bunların hepsi yalan."
"Bu millet Van depreminde devletin nasıl çalıştığını gayet iyi biliyor" diyen Atalay, bu söylemlerin seçim ortamından kaynaklandığını söylüyor.
TOKİ'lerin ise "şehrin yüz akı" olduğunu belirten Atalay, deprem sonrası çalışmaların merkezi hükümet tarafından yürütüldüğünü ve belediyenin katkısı olmadığını ifade ediyor.
TOKİ'lerin pahalı olduğu eleştirilerine ise Atalay'ın cevabı şöyle: "Kirada otursa 500 liranın altında oturamaz. Burada ise ayda 350 lira taksit düşüyor. Bunlar siyaset ortamının polemikleridir. Ama sorunlar varsa biz çalışmak için buradayız."
'AKP kadınları hedef alıyor'Van'da seçimin bir diğer meselesi de gözaltına alınan, tutuklanan ve görevden uzaklaştırılan yerel yöneticiler.
Fegiye Teyran parkından geçerken Özgür Kadın Kongresi (KJA) adına düzenlenen bir basın açıklamasına denk geldim.
Son dönemde öz yönetim açıklamaları nedeniyle çoğu kadın, belediye eş başkanları ve yerel yöneticilerin tutuklanmasını, görevden uzaklaştırılmaları protesto edildi. Açıklamalarında da "AKP'nin kadınları hedef aldığı" söylendi.
Basın açıklaması öncesi konuştuğum HDP Edremit ilçe eş başkanı Gülşah Hakan, AKP'nin hiç kadın aday göstermemesine atıf yapıp "AKP, 8 erkek koydu önümüze. Biz, 7'yi garanti görüyoruz. Bir kadın için mücadele ediyoruz" dedi.
Seçim ziyaretlerinde kadınların daha çok destek gördüğünü söyleyen Hakan, görevden uzaklaştırılan ve tutuklanan yerel yöneticiler için de "Halkın içinde olan, en çok çalışan, kendilerini siper eden kadınları aldılar. Bu seçim öncesi korkutma, psikolojik baskıdır" diyor.
AKP'nin hedefi en az dört milletvekiliVan sokaklarında AKP'ye oy vereceklerini söyleyenleri görmek zor. Siyasi baskılardan çekindiklerini söyleyip konuşmayı reddediyorlar.
AKP'nin şehir merkezindeki seçim bürosuna gidiyorum bu sefer.
AKP'nin Tuşba ilçesinde görevli iki genç kadın da isimlerinin kullanılmasını, fotoğraflarının çekilmesini istemiyor.
"Neden bu kadar çekiniyorsunuz?" diye sorduğumda "Bizim üniversitede de öğrenciler arasında baskı oluyor, çoğu HDP'li. Kavga olmasa da siyasi olarak birbirimizi ikna etmek istediğimizde sorun çıkıyor" diyorlar.
İki genç kadın 7 Haziran'daki oy kaybını, AKP'nin aday listesinin halkı memnun etmemesine bağlıyor. Bu seçimlerde ise onlara göre "AKP, Van'dan en az dört milletvekili çıkaracak, ama hedef en az beş."
AKP Van il başkanlığında görevli Halit Bayram da "Van halkı, devlette sözü geçen, ana yönetim kadrosunda bulunan, vaatleri yerine getirecek birinin gelmesini istiyorlardı. Beşir Atalay'ın gelişi o yüzden oyları artıracak" diyor.
AKP seçim bürosundaki yetkililer ve gönüllüler, sözlü saldırıya uğradıklarını söylüyor.
Halit Bayram'a göre "Bu saldırılar HDP'ye çalışan bilinçli kesimden değil, radikal vatandaşlardan kaynaklanıyor."
Seçim bürosunun dışarıdan fotoğrafını çekmek istediğimse ise büronun hemen önünde bekleyen polis ve zırhlı araçtan çıkan bir diğer polis neden fotoğraf çektiğimi sorup ve kimliğimi sorguluyor.
Gazeteci olduğumu ve büronun izni olduğunu söylediğimde ise "İzin varsa tamam, biz de işimizi yapıyoruz" diyorlar.
Van'da genel kanı, 7 Haziran'daki sonuçlarda büyük değişiklikler yaşanmayacağı yönünde. Ama diğer yandan da Beşir Atalay'ın öncülüğünde AKP'nin bir sürpriz yapabileceği de konuşuluyor.**