Gülay KUYUCU/VAN, Van’da Elite World Otel'de yapılan toplantıya Van Valisi İbrahim Taşyapan, Van Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Hatice Çoban, TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Onatça, Doğu Sanayi Ve İş Dünyası Federasyonu "VAN'A CAN SUYU LAZIM"
"Bazı kentler varki onları gıptayla izliyorum. Sanayi, tarım, turizm, hayvancılık, enerji, neredeyse her sektörde varlar. Bir de beni şaşırtan kentler var; Van gibi. Van'ın hayvancılık, tarım sektöründe potansiyelini biliyoruz. Turizim de, yenilebilir enerji kaynağına sahip, sınırda olması nedeniyle ihracata da elverişli bir Van var. Bunca imkana rağmen Van, Türkiye'nin kişi başına geliri en düşük kentlerinden biridir. Burada bir terslik var. Van'a 'Can suyu' verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Van'ın büyümesi; Türkiye'nin büyümesi demek. Tüm yatırımları Batı'ya yapmakla Türkiye sağlıklı büyümeyecek. Kişi başına düşen gelirde 10 bin dolar seviyesine çakılıp kalacak."
"BARIŞ SÜRECİNE TARAFIZ"
Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu'yu barış, kardeşlik, sevgi, eğitim ve yatırımla donatmak zorunda olduğunu belirten Onatça, "Barış sürecinin' başladığı günlerde, bir rapor hazırladık. Bu rapor bize şunu gösterdi; Eğer barış süreci sağlıklı bir şekilde çözülürse, bölgede yatırımlar hızlandığı müddetçe buradaki büyüme artışı Türkiye'deki büyümesine 1.5 puan fazladan bir artış sağlayacak. TÜRKONFED olarak Avrupa Birligi üyeliğimize taraf olduğumuz gibi 'Barış Süreci'ne taraf olduğumuzu söylüyoruz" dedi.
Van yapılacak her türlü yatırımı kaldırabilecek potansiyele sahip bir kent olduğunu da anlatan Onatça, ildeki güneş enerjisi potansiyelinin bile tek başına ile muazzam bir ivme kazandırabileceğini anlatırken şöyle konuştu:
"Yine ülkelere olan yakınlığı ile Van 150 milyonluk nüfus yoğunluğuna sahip bir kenttir. Buraya yatırım yapılır, Van gelişirse bu 150 milyonluk nüfus yoğunluğunun tamamı Van’a gelir. Ülkenin her coğrafyasına yapacağınız yatırım ile ancak Türkiye’yi büyütebilirsiniz."
Onatça, 7 Haziran yaklaştıkça, siyasetin hareketlendiğini, bunun ekonominin daha az gündemde kalmasına neden olduğunu ifade ederken, "Seçim ekonomisi ve istikrara yönelik güven endeksindeki düşüş kurlara yansıyor. Ekonominin en önemli enstrümanı kurdaki yükseliş başta KOBİ’ler olmak üzere her kesimi olumsuz etkiliyor. Bilançolarında dövizle borçlu KOBİ’ler, girdi maliyetlerinin artışıyla adeta çapraz ateşte kalıyor. Bu çerçevede gelişmeleri kontrol altında tutacak Merkez Bankası’nın müdahale yerine bağımsızlığının korunması konusunda her kesimin üzerine düşeni yerine getirmesini istemeye devam ediyoruz" diye konuştu.
Van Valisi İbrahim Taşyapan da, 'Çözüm sürecine' değinerek, Türkiye'de çeşitli etnik grupların yaşadığını kaydederek, "Bu ülke hepimizin. Ülkemizin her tarafı değerli. Van ileri teşvik alan bölgedir. Yatırımlar istenen seviyeye gelmiyorsa bazı şeylerin farkında olmamız gerekir. Onun için bu süreçleri hep beraber, toplum, devlet olarak girişimciler olarak destekleyerek belli bir seviyeye getirirsek, sermaye buralara gelecektir" diye konuştu.
Van Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Hatice Çoban ise, ilin tarım ve hayvancılık alanlarında çok büyük bir potansiyel barındırdığını Van'daki mera varlığının Türkiye'nin mera varlığının yüzde 10'una tekabül ettiğini söyledi. Van'ın mera varlığı açısından Türkiye'nin 4'üncü büyük kenti olduğunu vurgulayan Çoban, TÜİK verilerine göre Van'ın, tarımsal, hayvansal ve kişi başına düşen bitkisel üretim değerinde 81 il arasında 79'uncu sırada yer aldığını belirtti. 90’lı yılları öncesi Van'daki küçükbaş hayvan sayısının 4 milyonun üzerinde olduğunu hatırlatan Çoban, "90'lı yıllarda yaşanan zorunlu göç-köy boşaltmaları, mera yasakları ile birlikte bu sayı 2.5 milyona, bugün neredeyse 2 milyonun altına düşmüştür. Van’ın üretim değerinin yüzde 91 hayvancılığa dayalı olmasına rağmen, yaşanan olağanüstü süreçler nedeniyle yeterince bu veri insanların yaşamlarına maalesef sirayet etmemiştir" dedi. Türkiye'de Ağrı ilinin ardından en fazla yeşil kartlı olan ilin Van olduğunu da anlatan Çoban, şöyle konuştu:
"1 milyon 100 bin nüfusu olan Van'da tam 544 bin 659 kişi yeşil kartlı. Yani kentin yüzde 53.28'i yeşil kartlı. Van merkezde hiç bir geliri bulunmayan, dışarıdan gelen desteklerle yaşamını sürdürmeye çalışan aile sayısı 20 bin civarında. Bu oran neredeyse nüfusun yüzde 10'unu aşıyor. Yani nüfusun yüzde 10'una yakını kurumların verdiği yardımla yaşamlarını sürdürüyor. Yoksulluk insanların bir kaderi olmamalıdır. Mutlaka buna dönük çözümleri zorlamalı ve bu tablodan kurtulmalıyız. Kuşkusuz bu tabloyla sadece kentimiz gerilemiyor, bu tablo ülkenin tamamını etkiliyor. Bu kötü tablodan kurtulmanın bir tek yolu var. O da toplumsal barışı sağlamak ve ülkede şuanda yürütülmeye çalışılan barış sürecinin başarıya ulaşmasıdır. Bu sürecin başarıya ulaşmasıyla birlikte, kentimiz çok kısa bir sürede 81 il içerisinde ilk 20'leri, ilk 10'ları zorlayacak bir konuma gelecektir. Bu nedenle iyileşmemiz için tek reçetemiz barıştır. Hepimizin tek umudu budur. Umuyor ve diliyorum, hepimizin çabasıyla bu süreç toplumsal bir barışla sonuçlanacaktır."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz