"Sevinçliyiz hepimiz
Yaşasın okulumuz!"
Bu Eylül de okullar açıldı. Ülkemizin her yerinde, hazırlık koşuşturmalarının hızı azaldı. Öğretmenler ve öğrenciler hazırlık telaşlarından koşuşturmalarından sonra okulların basamaklarından çıkıp eğitim ortamlarına, sınıflara geri döndüler. Öğrencilerin sesleri, okulların alışılmış kokuları, derslerden girişte ve çıkışta çalınan ziller yeniden pek çok insan için yaşamın bir parçası haline geldi.
Kendilerine göre çeşitli sıkıntıları olduğunu düşünen veliler okul idarelerinin kapılarını aşındırmaya başladı. Her dönem başında yaşanan sorunlar, güncel ve yeni olanları ile birlikte çözümlerine kavuşma yoluna girdi.
Hepimizin hala çok iyi anımsadığı yakın zamanlarda veliler kurallara aykırı olduğunu bile bile kendi yerleşim yerleri dışındaki okullara değişik hilelerle çocuklarını kaydedebiliyorlardı. Bu durum eğitimde dengeleri ciddi anlamda bozuyordu. Başarılı bilinen okullar öğrenci akımına uğruyor, veliler işi kitabına uydurdukları için okul idareleri ciddi bunalımlar yaşıyorlardı. Öte yandan velilerce başarısız görülen kimi okullar da kapasitelerinin altında bir öğrenci kitlesi ile çalıştıklarından başkaca sorunlarla yüz yüze geliyorlardı.
Adrese dayalı kayıt yöntemi ile şu an için kontrol eğitim yönetiminin eline geçmiş durumda. Yine de Milli Eğitim ile Nüfus İdarelerinin eşgüdüm içinde çalışması sürecinde başkaca sorunlar ortaya çıkmakta bunlar da doğru yaklaşımlarla çözüme bağlanmaktadır. Var olan sıkıntılar, başka bölgedeki okula kayıtta ısrarlar, zorlamalar halkın yeni düzeni henüz tam olarak kavrayıp benimseyememesiyle, düzene adapte olamamasıyla ilişkilidir. Yakın zamanda uzun süredir her öğretim yılı başında okul yönetimlerini ciddi anlamda huzursuz eden bu sorun halkın da yeni duruma uyum sağlamasıyla tarihin tozlu raflarına kalkacaktır.
Yeni düzenin de her yerde uyum sorunları olması kaçınılmazdır. Onlar ortaya çıkacak, görülecek ve çözüleceklerdir.
Van'da şu an için geçici çözüm olarak düşünüldükleri için Konteynır kentlerin Valilik talimatı ile birinci adres sayılamaması, ikinci adres halleriyle de okul kaydına esas yerleşim listelerinde gözükmemesi gibi; güçlendirme nedeniyle oturma izinleri kaldırılmış yerlerin gerçekte kullanılmıyor olmalarına rağmen deprem sürecinde başka şehirlere giden ailelerin dönüşlerinde birinci adresi olarak, oturulan yerler olarak gösterilmesi öğrencilerinin adlarının da sadece o adres çevresindeki okul listelerine kaydedilebilir olmaları gibi sık rastlanmayan sorunlar velilerin ve okul idarelerinin iyi niyetli çabaları ile aşılabilmektedir.
*
Van'ımız bu eğitim ve öğretim yılına eğitimin temel yapısı olan okullardaki yenilemelerin neden olduğu kimi başka sıkıntılarla girmiştir. Güçlendirme çalışmaları süren okulların öğrencileri devletin sağladığı taşıma hizmetinden yararlanarak binaları sağlam olan okullarda çalışmaya başlamıştır. Bu durum doğal olarak her iki okul için de yoğunluktan kaynaklanan sıkıntılara neden olsa da, binaların tamamlanması ile son bulacaktır.
Deprem nedeniyle yıkılan okullarımızın bir kısmı yeniden inşa edilmiştir. Okullarımızın yeniden inşa edilmesinde ülkemizin her yerindeki özel sektör firmalarının paha biçilmez katkıları olmuştur.
Şu an Kazım Karabekir Caddesi üzerinde kızlarımızın çağdaş ve pırıl pırıl bir meslek lisesi olan Vestel Kız Meslek Lisesi'nde, şehrin biraz daha yukarı kısmında da kalabalık bir öğrenci kitlesi ikisinin de isimlerinin Zafer olduğunu öğrendiğim ortak iki işadamının hiçbir maddi fedakarlıktan kaçınmayarak eski İrfan Baştuğ İlköğretim Okulu yerine yaptırdıkları Zaferler İlköğretim Okulunda ders başı yaptıklarını mutlulukla ifade edebilirim.
Elbette deprem sonrası Van'daki inşa faaliyetlerine katkıda bulunan, okul ve başka yararlı binaları yapan firmalar yukarıda ifade ettiğim iki şirketle sınırlı değil. Eski Ticaret Meslek Lisesi yerine yapılan öğretmen evinin Şişli Belediyesi tarafından finanse edildiği önündeki tabelada yazılı bulunuyor.
Şu an inşaatları hızla devam eden ve tamamlanmış olan diğer okulların da ülkemizin güzide özel sektör firmalarının desteği ile yükseldiğini, yükselmekte olduğunu söylemek mümkün.
Tabii bu bütün yapıların özel sektör tarafından yapıldığı anlamına gelmiyor. Devletimiz deprem sürecinde ve deprem sonrasında üzerine düşeni her zaman fazlasıyla yapmış, sağlık ve eğitim kurumları ile diğer devlet binalarının önemli bir bölümünü yenilemiş, güçlendirmiş, güçlendirmektedir.
*
Eğitim bir toplumu güçlü kılan en önemli araçlardandır. Eğitim insanın diğer her türlü araç gereci kullanarak insana yaptığı en büyük yatırım ve katkıdır.
Ülkemizdeki son düzenlemelerle kendine göre sorunları olan Milli Eğitim Sistemimiz elden geçirilmiş, güncellenmiştir. Vaktiyle bir eğitim yöneticisi dostumun "çocuklar ortaokula gitmeden doğrudan liselere geldikleri için ciddi uyum güçlükleri yaşıyorlar ve pek çoğu lise birinci sınıfta iki yıl üst üste sınıfta kalıp örgün eğitimden ayrılmak zorunda kalıyorlar" şeklindeki yakınmasının nedeni ortadan kalkmıştır. Artık dört yıllık ilkokul eğitiminden sonra ortaokula gidecek çocuklarımız orada şekillenecek ve lise koşullarına uyum sağlayacak hale geleceklerdir. Bu açıdan yeni uygulama ciddi kazanımlar getirmiştir.
Bir yıl önce yaşadığımız deprem felaketinde şehit olan fedakar eğitimcilerimizin bir çoğunun ismi memleketlerinde bulunan okullara verilmiştir.
Böyle bir zamanda ben de okulları dolduran pırıl pırıl çocuklarımız için yazdığım, antoloji sitesinde yayınlanmış bir şiiri aşağıda siz dostlarımla paylaşarak aynı zamanda bir etkileşim süreci olan eğitimin verimli, sağlıklı, mutlu sürmesini temenni ediyorum.
*
ÖĞRETMENİN GÜLÜCÜĞÜ
Öğretmenim
Bana bir gülücük verir misin?
Kalbimdeki lekesiz beyazlarla,
Mavilerle,
Yeşillerle süsleyeyim diye.
Çocuk dünyamdaki
Martılarla, sevinçlerle,
Topaçlarla, bebeklerle,
Çoğaltayım diye.
Uçurtmalarla,
Uçsuz bucaksız
Çocuk dünyamın baş köşesine
Hep uçacak şekilde,
Asayım diye.
Yüreğimin o en ışıklı yerine
En canlı ve verimli duyguların olduğu
Zengin köşesine,
Bir gül fidanı olarak dikeyim diye.
Ruhumu
Gülücüğün ardından gelecek
Bilgilerle,
Güzel sözlerle
Doyurup büyüteyim diye.
Senin bana gülümsediğin gibi
Gülümseyebileyim diye,
Senin beni aydınlattığın gibi,
Işık saçabileyim diye.
Senin beni sevdiğin gibi,
Ben de
Bütün insanları,
Sevebileyim diye.
Öğretmenim, bana bir gülücük verir misin?
Önümü görebileyim diye.
28/09/12
13:46
Şahbettin Uluat
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz