YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Van'da yaşanan deprem güvenli yaşam alanlarını gündeme taşıdı

TMMOB Mimarlar Odası Giresun Şube Başkanı Serdar Demirkan, "Van’da yaşanan deprem, toplumumuz için ‘güvenli yaşam...

TMMOB Mimarlar Odası Giresun Şube Başkanı Serdar Demirkan, "Van’da yaşanan deprem, toplumumuz için ‘güvenli yaşam alanları’ olmadığını bir kez daha açıkça göstermiştir." dedi.
Demirkan, yaptığı açıklamada, 23 Ekim Pazar günü, öğle saatlerinde merkez üssü Van’a bağlı Tabanlı köyü olan ve rihter ölçeğine göre 7.2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğini, depremin, başta Van il merkezi olmak üzere, Erciş ilçesi ve ilçeye bağlı birçok yerleşim merkezinde yüzlerce binayı yerle bir ettiğini hatırlattı. 1999 Büyük Marmara depreminin toplumumuz üzerinde yarattığı travmanın henüz atlatılmadan, Türkiye’nin yine bir depremle derinden sarsıldığını vurgulayan Demirkan, "Bizler; ülkemizde yaşanan önceki depremlerin yıkımının arasından, kamu yönetiminin ciddi zihniyet ve yapısal bir dönüşüm geçireceğini ümit etmiştik. Ancak, yaşadığımız Van depremi sonrasında da gördük ki, kamu yönetimi deprem olgusunu bir bütünsellik içerisinde ele alarak, kentlerimizin afetlere hazırlanması ve ortaya çıkabilecek zararların en aza indirilebilmesi için yeni yöntemler geliştirememiştir." diye konuştu.
Deprem sonrası yine bildik görüntülerin, yine yetkililerin bildik basın demeçlerinin ortaya çıktığını dile getiren Demirkan, şöyle konuştu: "Oysa halkımızın deprem sonrası verilen “acınızı paylaşıyoruz” demeçlerinden çok, deprem öncesi depremin afet olmasının önüne geçecek ciddi tedbirlere ve mevzuata ihtiyacı vardır."
Oda olarak, depremlerde verilecek can ve mal kayıplarının en az indirilmesi noktasında bazı önerilerinin de olduğunu belirten Demirkan, "Karar süreçlerinde bilimin rehberliğinde kamu ve toplum yararının esas alınması ve toplum katılımı şarttır. Çok otoriteli planlama süreçlerine son verilmelidir. ‘Kentsel Dönüşüm’ adı altında yeni yağma uygulamaları yerine, afetlere karşı kentlerimizin hazırlanması sağlanmalıdır. Yapılaşma ile ilgili mevzuatımızın, bir bütünsellik içerisinde yeniden ele alınmalıdır. İvedi gereksinimimiz olan yaşam çevrelerimizin sağlıklı ve güvenli hale getirilmesi, yapı stokumuz iyileştirilmelidir. Kamu yönetiminin afet olgusunu bütünsel olarak görmesini ve bu doğrultuda ele almalıdır. Yapı denetim sisteminin, kamusal bir hizmet olarak ele alınmasını ve her tür ticari kaygıdan uzak yeniden örgütlenmelidir. Yaşam alanlarımızın pazarlanacak bir meta olarak görülmemelidir. Afetlere yönelik planlama süreçlerinin, yoksulluğun ve eşitsizliğin azaltılması hedefi ile ele alınmalıdır. Sağlıksız ve güvensiz yerleşmelerde yaşamanın kader olmamalıdır.” dedi.
TMMOB Mimarlar Odası Giresun Şube Başkanı Serdar Demirkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kamuoyumuzla pek çok defa paylaşmamıza karşın bu konuların tamamında, geçen sürede yetkililerin olumlu bir yaklaşımını görmek mümkün olmamıştır. Buna karşın uygulanmakta olan ‘yağma-talan politikaları’ ile her geçen gün kentlerimiz afetlere daha açık hale gelmektedir. Kamu yönetiminden sağlıklı ve güvenli bir yaşam çevresi talep etmek, kent, kültür, demokrasi ve mimarlık ortamı için gerekli olduğu kadar, afetler karşısında temel yaklaşımımızı da oluşturmaktadır. Bu bağlamda “sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşama hakkı” toplumsal bir talep haline gelmedikçe, ülkemizde depremlerin yol açtığı yıkımlar kaçınılmaz olacaktır.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler