MERSİN (İHA) - Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, AB ülkeleri ile bazı gelişmiş ülkelerin vasıflı işgücüne kapılarını açtığını belirterek, "Vasıfsızsan, eğitimsizsen AB ülkelerinde dolaşım hakkı sana ne sağlayacak?" dedi.
Bir dizi ziyaret ve inceleme için Mersin'de bulunan Milli Eğitim Bakanı Çelik, Kültür Merkezi'nde "Küreselleşme Sürecinde Türkiye" konulu konferans verdi. AB-Türkiye ilişkileri, Kıbrıs sorunu ve misyonerlik faaliyetlerine değinen Bakan Çelik, günümüzde devletlerin çeşitli topluluklar oluşturduğunu belirterek, "Türkiye, 40 yıldır AB'ye üye olmayı amaçlıyor. Diyelim ki Kopenhag kriterlerini, Maastricht kriterlerini mükemmel şekilde uyguladık ama AB bizi almadı. Ne kaybederiz? Bir ayağımız milli değerlerimizde olacak ama antenlerimiz hep dünyaya açık olacak" diye konuştu. AB ülkeleri ile bazı gelişmiş ülkelerin vasıflı işgücüne kapılarını açtıklarını ifade eden Çelik, "AB ülkelerinin, Türkiye'nin nüfusunun büyüklüğünden korkmasını yabana atmayın. Bu korkunun nedeni vasıfsız, eğitimsiz işsizlerin sayısı. Avrupa ülkelerindeki vasıfsız işçiler de iş bulamıyor. AB'ye üye olduğumuzda her işsiz iş bulacak diye bir şey yok. Eğitimsizsen, vasıfsızsan AB ülkelerinde dolaşım hakkı sana ne sağlayacak?" şeklinde konuştu. Misyonerlik faaliyetlerinin arttığı yönündeki eleştirilerin, dinle ilgisi olmayan kişiler tarafından dile getirildiğini kaydeden Çelik, "Avrupa'daki camilerin yüzde 90'ını Türkler yapmış. Türkiye'de İncil dağıtılıyormuş. En kaliteli Kuran-ı Kerim baskısı da Almanya'da yapılıyor. Eğer misyonerler, insanların açlığından faydalanarak insanların dinlerini değiştirmeye çalışıyorlarsa bu kabul edilemez. Ama sen Avrupa'da Kur'an dağıtıyorsan o da Türkiye'de İncil dağıtır" dedi.
Konuşmasının son bölümünde öğrencilere seslenen Bakan Çelik, hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmamak gerektiğini vurgulayarak, "Kendi ve ülkenizin geleceği ile ilgili olarak hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmayın. Eğer biz bu genç, güzel ve dinamik nüfusumuzu iyi değerlendirir, demokrasimizi sağlamlaştırır, ülkede hukukun üstünlüğünü tesis edersek ve güzellikleri paylaşan bir toplum haline gelirsek, işte o zaman gerçek anlamda 21. yüzyıl, 'Türk Yüzyılı' olacaktır. Yoksa böyle sloganla, hamasetle, nutuklar atarak hiçbirimiz, hiçbir yere varamayız. Bunun için de çok çalışmamız gerek. Sizler de çok çalışacaksınız" diye konuştu.