Vaskülit, önemli bir damar rahatsızlığıdır. Yazımızda ayrıntılı olarak vaskülit bitkisel tedavi hakkında bilgiye ulaşabileceksiniz. Ayrıca vaskülit tedavisine ne iyi gelir sorusuna cevaplar da bulabileceksiniz. Doğru tanı ve tedavi süreciyle hastalığın olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak mümkün. Siz de vaskülit hangi bölüm bakar gibi bir sorunun cevabını arıyorsanız; yazımız tam da size göre!
Vaskülit en basit anlamıyla damarların iltihaplanmasıdır. Bu iltihaplanma, sanılanın aksine vücudun dışarıdan gelen mikrobiyotik tehditlere verdiği tepki değil vücut içerisinde meydana gelen tahribatlara karşı gösterdiği savunma biçimidir. Bağışıklık sistemi kan damarlarını zayıflatarak iltihap oluşturur ve damar duvarlarının incelmesine neden olur. Hasar gören damarı besleyen dokular sağlıklı kan akışını sağlayamaz ve pıhtıya yol açarak damarı tıkar. Bu tıkanma ile organları besleyen kan damarlarının zarar görmesi sonucunda ciddi hayati riskler doğmaktadır. Damarlarda tıkanma, daralma, yırtılma, anevrizma ve hatta ampütasyona sebebiyet veren kangren bu risklerden bazılarıdır.
Vaskülit bir diğer damar rahatsızlığı olan varis ile karıştırılmamalıdır. Varis, toplardamarların yerçekiminin aksi yönünde pis kanları kalbe taşımak üzere tek yönlü olan kapakçıkların bozulması veya işlevini yerine getirmemesi sonucu oluşur. Bu kapakçıklar çalışmadığı durumda pis kan kalbe doğru hareket edemez ve damarlarda basınç yapmaya başlar. Böylece damarlarda genişleme oluşur. Bu rahatsızlık varis adını alır ve genellikle bacaklarda görülür. Vaskülit ise; damarların farklı sebeplerden dolayı tıkanması ile ortaya çıkar.
Vaskülit 50 yaş ve üzeri kadın erkek tüm bireylerde daha sık görülmektedir.
Birçok çeşidi olan vaskülitin belirtileri de çeşitlilik göstermektedir ancak unutulmamalıdır ki karşılaşılan belirtiler tek başına yeterli değildir. Vaskülit sınıflaması adı altında bu hastalığın birçok türünün olduğunu söylemek mümkün. Vaskülit bulguları, oluştuğu bölgeye göre farklı seyredebilir. Buyrun hep birlikte genel belirtilerine bakalım;
Bu belirtiler hastalığın etkisine göre değişiklik gösterdiği için detaylı laboratuvar ve radyolojik taramalardan sonra teşhis konulmaktadır.
Genetik faktörü en sık rastlanan nedendir. Ailede bulunan herhangi bir damar problemi ya da iltihap öyküsü risk oluşturabilmektedir. Herhangi bir risk olup olmadığını öğrenmek için hastanelerin genetik bölümünde gen testi yapılarak erken teşhis konulmakta ve birçok hastalık önceden belirlenebilmektedir. Bir diğer önemli faktör ise; sigaradır. Kişinin tüm sistemini ciddi derecede tahrip eden sigara, başta damar rahatsızlıkları olmak üzere pek çok rahatsızlığa kaynak oluşturmaktadır. Bunların dışında kişinin yaşam tarzı da vaskülit oluşumunu etkilemektedir. Sağlıksız beslenme, düzensiz uyku ve beslenme, aşırı alkol ve tütün kullanımı, stres vb. birçok çevresel etmenler bağışıklık sisteminde, damarlarda ve buna bağlı olarak organlarda çeşitli tahribatlara neden olabilmektedir.
Vaskülit tedavisi etkilediği bölgeye ve yol açtığı tahribata göre değişiklik gösterebilmektedir. Tedavi süreci uzun ve yorucu olmakla birlikte yüksek oranda başarı ile sonuçlanmaktadır. Vaskülitte bağışıklık sistemi ciddi oranda tahrip olduğu için tedavi sürecinde bağışıklık sistemini baskılayan steroid yada kortizon içerikli ilaçlar oldukça önemlidir. Glükokortikoidler; İnsan vücudunda stres halinde veya normal aktivite esnasında salgılanır. Tedavi aşamasında büyük önem taşımaktadır. Bu hormonlar vücutta yeteri kadar salgılanmadığı durumlarda dışarıdan da alınabilmektedir. Hormon, vaskülitin çeşidine ve şiddetine göre belirlenen dozlarda alınmaktadır. Diğer İlaçlar ise; Vaskülitin oluşturduğu baskıyı azaltmak üzere uzmanlar tarafından tavsiye edilen yöntemlerle uygulanabilmektedir. Cerrahi, çok tercih edilmeyen ve ağır hasar gören damarlar mevcut olduğunda uygulanan yöntemlerden biridir. Her zaman gerekli olmayıp organ nakli yapılan durumlarda da ihtiyaç duyulabilir. Bazı vaskülitler ilaç ile tedavi edilse de bazı vaskülit türlerinin tedavisi uzun bir sürece yayılmakta ve birden fazla uzmanlık alanına ihtiyaç duyulabilmektedir. Vaskülitler bulaşıcı değildir. Kontrol altına alındığında önlenebilir ve tedavi edilebilir.
İlaçların etkileri hastadan hastaya değişiklik göstermekle birlikte çeşitli yan etkiler de ortaya çıkabilmektedir. Bu sebeple tedavi sürecinde düzenli doktor takibi oldukça önemlidir. Vaskülit tek bir nedenle ortaya çıkmadığı için çeşitli uzmanlık alanlarına ihtiyaç duyulabilir. Sürecin etkili ve sağlıklı ilerlemesi için kontroller aksatılmamalı, ilaçlar doktorun belirttiği şekilde ve dozda düzenli olarak alınmalıdır. Şikayetler net bir şekilde anlatılmalıdır. Cerrahi tedavinin yanında kişinin yaşam tarzını değiştirmesi, sağlıklı beslenme ve düzenli spora yönelmesi ayrıca stresten uzak durması tedavi sürecine olumlu yönde katkı sağlamaktadır. Bunun için özellikle benzer hastalığa sahip olan bireylerin oluşturduğu grup terapileri, bireylerin hastalığı atlatma süreçlerinde kolaylaştırıcı ve bireyi güçlendirici etkiye sahip olmaktadır. Bazı vaskülitler belirli bir süreç içerisinde tedavi edilebilir olsa da bazı vaskülit türlerinin yol açtığı tahribatlar ömür boyu etkisini sürdürür. Hastalığın şiddeti azalsa da varlığı tamamen ortadan
kaldırılamadığı için uzun süreli bir tedavi planı uygulanmaktadır. Bu süreç çoğu hasta için yoğun ve yorucu geçmektedir. Özellikle aile, arkadaş gibi yakın çevrenin desteği ile bireyin bu süreci daha kolay ilerletmesi oldukça önemlidir.