İSTANBUL (AA) - SEFA MUTLU - Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) İstanbul Bölge Müdürü İsmail Gökalp, "Vatan, memleket olmadan bizim insanlığımızın, çoluğumuzun çocuğumuzun, bölge müdürü olmamızın ne anlamı var? Allah bize şah damarımızdan daha yakındır. Oradaki bütün insanların durumu aynıydı. Kalbimizden asla sonumuzun ne olacağına dair bir düşünce geçmemiştir." dedi.
Gökalp, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi esnasında direnişe gittiği Sabiha Gökçe Havalimanı'nda yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Pendik'te ikamet ettiği bilgisini veren Gökalp, akşam saatlerinde bölge müdürlüğünden ayrıldığını kaydetti. Yollarda her zamanki yoğunluğun olmaması nedeniyle kısa sürede ikamet ettiği yere geldiğini aktaran Gökalp, personelinden gelen mesajla darbe girişiminden haberdar olduğunu söyledi.
İsmail Gökalp, televizyon kanallarında dönemin Başbakanı Binali Yıldırım'ın açıklamalarını gördükten sonra dışarı çıktıklarını belirterek, "Aradan biraz zaman geçti. TRT'de korsan bildiri okunduğunda tepemizde aşağı kaynar sular döküldü. O esnada gözümüz hep Cumhurbaşkanımızı aradı. Cumhurbaşkanımızın telefon bağlantısından sonra ortanca kızımla beraber bize en yakın yer alan Sabiha Gökçen Havalimanı'na gittik. Yaydan çıkan ok gibi... Ne bulunduğumuz konumlar ne de görev yaptığımız kurumlar gözümüze gelmedi. O halet-i ruhiyeyi izah etmek mümkün değil. Sokaklarda gece yarısı tekbirlerle yürümeye başladık." diye konuştu.
- "Darbeciler, Türk bayrağını ellerine almak istemedi"
Havalimanına vardıklarında 5-6 tank gördüklerini aktaran Gökalp, şöyle devam etti:
"Tankları orada görünce devlete ait bu tankların millete çevrilmesini anlamlandıramadık. İnsanın idrak edeceği şeyler de değildi. 'Bizim vergilerimizle PKK'ya mı sıkıyorsunuz?' dedik. Bu tepkileri alınca şok içerisinde çevrelerine bakmaya başladılar. Süreç içerisinde kalabalık arttı. İnsanlar bazen darda ve zorda kaldığında yanında birilerini gördüğünde bir genişlik ve ferahlık duyar. Orada 'Allah'ım, şu yaşa kadar geldik. Senin rızan için ibadet ve taat yapmışsak, bu ellerimizle yaptığımız ibadetlerin, Peygamberimizin yüzü suyu hürmetine bize güç ver. Bu hainleri def edelim.' diye dua ediyordum. Bu dualarla beraber tanklara ellerimizle karşı koyduk. Bir saatlik mücadelenin ardından tankların yarım metre geri gitmesi yüreklerimizi ferahlattı. Son bize değişik bir hal geldi. Sonra tankın tepesindesiniz. O tank sanki bir çocuk oyuncağı gibi geldi bize. 02.00-02.30 gibi oradaki duruma hakim olduk. Sonra emniyet mensupları gelerek hainleri teslim aldı."
Gökalp, vatandaşların o şartlarda dahi akl-ı selimle hareket ettiğine dikkati çekerek, hainlere ellerini bile sürmediklerini kaydetti.
Darbe girişimine karışanların ellerine verilen Türk bayrağını kaldırmayı bile istemediklerini aktaran Gökalp, sabaha kadar orada bulunmaya devam ettiklerini anlattı.
Gökalp, TÜİK Bölge Müdürlüğü'ne bağlı 3 koordinatörlükleri bulunduğunu dile getirerek, buralarda görev yapan bütün personelleriyle toplantılar gerçekleştirdiğini anımsattı.
Darbe girişimlerinde bekle-gör politikası izleyenlerin her dönem var olduğunu aktaran Gökalp, bu konuda şu değerlendirmelerde bulundu:
"Biz bu dünyaya Allah'a kul olmaya geldik. Dünya ahiretin tarlasıdır. Hud Suresi 112. ayette 'Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.' deniyor. Vatan, memleket olmadan bizim insanlığımızın, çoluğumuzun çocuğumuzun, bölge müdürü olmamızın ne anlamı var? Allah bize şah damarımızdan daha yakındır. Oradaki bütün insanların durumu aynıydı. Kalbimizden asla sonumuzun ne olacağına dair bir düşünce geçmemiştir. Allah'a şükürler olsun. Böyle bir imtihana bir daha maruz kalmayalım. Vatan için canımızı vermeye her zaman hazırız. Allah için olması gereken bu."
Gökalp, Sabiha Gökçen Havalimanı'ndaki görüntülerini bugüne kadar yayınlamadığını belirterek, tarihe not düşülmesini düşündüğü için kızı Büşra Gökalp'in çektiği görüntüleri de AA ile paylaştı.