Vazelon Manastırı, dini, kültürel ve ekonomik hayata olan etkisi açısından hayati bir öneme sahipmiş döneminde. Hatta bugün yerli yabancı binlerce turistin görmek için yollar katettiği Sümela Manastırı'nın, Vazelon Manastırı'nın gelirinden elde edilen parayla inşa edildiği söyleniyor. Peki bu kadar önemli bir tarihi değer neden Sümela kadar bilinmiyor? Neden kaderine terk edilmiş? Hadi tarihte bir yolculuğa çıkalım ve bu gizemli manastırın sırrını çözmeye çalışalım.
Vazelon Manastırı’nın tarihi çok eskiye dayanıyor. Şöyle ki burası Sümela’nın tarihinden çok daha eski. 270 yılında inşa edilen Vazelon tarih boyunca bir çok tahribata ve saldırıya uğramış. Bazı kaynaklara göre Sasani devleti askerleri burada 400 keşişi öldürmüş.
Vazelon Manastırı’nın aslında tam yapım tarihi ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmiyor. Vazelon isminin ise kurulduğu yamacın adı olan Zabulon Dağı’ndan geldiği düşünülüyormuş. Burası eskiden Zouvalon diye adlandırılırken sonra Vazelon diye adlandırılmaya başlanmış. Vazelon Manastırı’nın en önemli özelliği buranın İncil’deki Vaftizci Hz. Yahya peygambere adanmış olmasıymış.
Vazelon Manastırı tıpkı Sümela gibi ilk olarak mağaranın önüne kilise şeklinde kurulmuş. Günümüzde ayakta kalan mağaranın önündeki kilise ve keşiş odaları, 19’uncu yüzyıldan kalma. İçerisinde değerli freskler varmış ama o kadar tahribata uğramış ki neredeyse fresklerden eser kalmamış. 4 kattan oluşan Vazelon Manastırı’nın en üst kısmında bir mağara önünde inşa edilen kilise var. Bu kilisenin dış duvarlarında cennet, cehennem ve kıyamet gününü tasvir eden freskler bulunuyor.
Manastırın arşivinden geriye kalan tek parça Leningrad Müzesi’nde bulunmaktadır. 1922’deki son yıkımını takiben, manastırın son papazı Dionysios Amarantidis, Yahya ikonunu kurtarmış ve ikonu Serez, Yunanistan’da bulunan Agia Triada Manastırı’na taşımış. Vazelon Manastırı, 1922 yılında Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesi sonucu Türkiye’den Rum nüfusun sınır dışı edilmesinin ardından terk edilmiş. Bu tarihten itibaren de Manastır tekrar gün yüzüne çıkmayı bekliyor.
Vazelon Manastırı, Trabzon’un Maçka ilçesine bağlı Kiremitli Köyü sınırları içerisinde yer alıyor. Vazelon Manastırı, Trabzon il merkezine 40 km, Maçka ilçe merkezine yaklaşık 10 km uzaklıkta bulunuyor. Vazelon Manastırı’nın nerede olduğundan ziyade buraya nasıl gidileceği daha karmaşık. Google haritadaki Vazelon Manastırı’nın konumunu dikkate alıp gitmeyin ! Aşağıda belirteceğim yolu kullanmanız daha iyi olur.
NOT: Trabzon gezi planınızda Sümela Manastırı varsa ve buraya 1 gün ayıracaksanız Sümela’ya erken gidip sonrasında Vazelon Manastırı’na gitmeniz mantıklı olacaktır.
Sosyal medya ve internette araştırdığımda bir çok kişinin manastırın yerini bulamadığını, epey aradıktan sonra vazgeçerek geri döndüklerini okudum. Trabzon'da sorduğum kişilerden de 'oraya gidilmez, yolu kötü, orası harap halde' gibi cümleler işittim. Ama aklıma koymuştum bir kere, gidip görecektim. :)
Vazelon Manastırı'na yalnızca bireysel aracınızla gidebilirsiniz. Buraya giden herhangi bir toplu taşıma aracı yok.
Vazelon Manastırı’na ulaşım için 2 köy yolu var. Bu köylerden biri Köprüyanı Köyü diğeri ise Kiremitli Köyü. Burada tercih etmeniz gereken yol Kiremitli Köyü’nün yolu. Sümela Manastırı sonrası Trabzon – Gümüşhane yolunu kullanacaksanız Google haritadaki konum sizi Köprüyanı Köyü içerisinden götürüyor. Burada yapmanız gereken ana yoldan Köprüyanı Köyü istikametine dönmeden yaklaşık 3 km sonra (dönüş tabelası var) Kiremitli Köyü yolundan Vazelon’a dönmek. Kiremitli Köy yoluna döndükten sonra köy içinden geçiyorsunuz. Buradan sonra yolda gördüğünüz kişilere yolu sorarak teyit edebilirsiniz.
Aynı yolu takip ederek epey ilerliyorsunuz. Yol toprak ama çok sıkıntılı değil. Sadece yol kenarlarındaki bitkilerden dolayı arabanın hafif çizilme ihtimali var. Yaklaşık 3-4 km ilerledikten sonra Vazelon Manastırı Kapalıdır tabelasını görüyorsunuz. İşte burada aracınızı park edin. Tabelanın bulunduğu iki ağaç arasında sola meyilli bir patika yol var. Bu patikada 1-2 dakika yürüyorsunuz ve karşınızda eşsiz güzellikteki Vazelon Manastırı.
Muhtemelen sizden başka kimsenin olmayacağı bir manastırı tek başınıza gezmek eminim nefes kesici olacak. O tarihe, nasıl harap olduğuna bakarken üzülecek, doğanın özgürlükte sınır tanımadığını, manastırın pencerelerinden ağaçlar fışkırdığını görünce hayrete düşeceksiniz. Yapım yılı bile tam olarak bilinmeyen, döneminde büyük bir öneme sahip olan bu manastırın böyle kaderine terk edilmesi üzücü. Umarım en kısa zamanda restorasyon çalışmaları yapılıp bu özel yapı turizme kazandırılır.