YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Vedat Ergin; Veli Küçük'ü tanımam

Uşak E Tipi Cezaevinde 2000 yılında 6 kişinin öldüğü olayla ilgili açılan davada sanıklardan Vedat Ergin, "Veli Küçük ile görüşmüş veya tanışmışsam, anamın sütü helal olmasın" dedi.

Uşak Ağır Ceza Mahkeme Salonunun küçüklüğü nedeniyle Atatürk Spor Salonu'nda yapılan ve Uşak Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ferhat Bursal'ın babasının sağlık nedenleri dolayısıyla izinli olduğu için Hakim İrfan Ege'nin mahkeme heyeti başkanlığı yaptığı duruşmada, sanıklardan ilk olarak Vedat Ergin savunmasını yaptı.

Vedat Ergin, 28 yaşında cezaevine girdiğini, şu anda 38 yaşında olduğunu, eskiden bazı şeyleri flu gördüğünü şimdiyse çok iyi anladığını söyledi.

Fethullah Gülen cemaati, Genelkurmay ve generallerin tezgahladığı bir oyunun içinde olduklarını ileri süren Ergin, cezaevine girmeden önce Ahmet Arif'i tanımadığını, ''33 kuruş'' şiirini bilmediğini ifade etti.

Ergin, ''Bu davada 33 kişi yargılanıyor. 33 rakamı bu davanın şifresidir. Niçin 104 sanıktan 33 sanığa düştü? Çünkü Silivri'nin askeri kanadı, bunu emretti'' dedi.

Kimseye hainlik yapmadıklarını, para için mermi sıkmadıklarını anlatan Ergin, ''Bu ülkeyi, Başbakan Erdoğan yönetiyor. Başbakan, milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili soruya, yargıya tam olarak güvenemediği cevabını verdi. Başbakan Erdoğan'ı zerre kadar sevmem ama mert adamdır. Bize çok şey öğretti'' diye konuştu.

Ergin, Başbakan Erdoğan, Fethullah Gülen ve istihbarat birimlerinden özür dilemesi halinde, kendisini burada bir dakika bile tutamayacaklarını iddia ederek, ''Onlardan bir af dilesem, yedi sülalemin hayatını değiştirecek teklifler geldi. 'Affedin beni' desem, hayatım değişecekti ama bir özür bile dilemedim'' dedi.

Vedat Ergin, Uşak Cezaevindeki isyanla ilgili ise şunları söyledi:

''Uşak Cezaevinde yatarken, bizi öldüreceklerini öğrendik. Cezaevindeki bazı kişileri, işkenceyle konuşturduk. Bizi öldürüp cenazemizi almaya gelecek olan aile fertlerine de pusu kuracaklarını öğrendik. Bizi öldürecek olan kişilerin, Uşak Cezaevinden alınması için valiyle, savcıyla, müdürle görüştük, ancak alınmadılar. Cezaevinde 4 silahımız vardı. Silahı cezaevi müdürüne dayayıp, tüm hapishaneyi rehin aldım. Devlet isteseydi, bu isyanı yaptırmazdı ama bizi öldürecek olan kişileri cezaevinden nakletmedi. Uşak Cezaevi isyanı ve müdahalesi, 19 Aralık operasyonlarının bir provasıdır, devrimci tutsaklara yapılacak operasyonun hazırlığıdır.''

Savcı Zekeriya Öz'ün kendisi ve ağabeyi Nuri Ergin'i ''Ergenekon'' soruşturması kapsamında ifade vermeleri için çağırdığını belirten Ergin, ''Savcı Öz, bizden Ergenekon ile ilgili ifade vermemizi istedi. Veli Küçük ile tanışıp tanışmadığımızı sordu. Veli Küçük ile görüşmüş veya tanışmışsam, anamın sütü helal olmasın. Biz kimseden emir almayız, alırsak kendimizi öldürürüz. Kimseye de talimatla ifade vermeyiz'' dedi.

Vedat Ergin, savunmasını yaptığı sırada arka sıralarda oturan sanıklardan biri, ''Vedat, biraz kısa kes, biz de savunma yapalım. 15 yıldır savunma yapamıyoruz'' diye bağırdı. Vedat Ergin de bunun üzerine ''O da haklı'' dedi ve savunmasına devam etti.

-NURİ ERGİN'İN SAVUNMASI-

Nuri Ergin ise savunmasında kendisinin aldığı cezaları hiçbir suçlunun bugüne kadar almadığını, Abdullah Öcalan'ın bile bu cezaları almadığını öne sürerek, mahkeme heyetine kendisini savunmayacağını, kendisini anlatacağını söyledi.

Uşak Cezaevindeki isyanla ilgili gelişmeleri anlatan Ergin, şunları ifade etti:

''Sabancı suikastı işlendi, olayın faili olarak Mustafa Duyar yakalanıp, Afyon Cezaevine konuldu. Bizim ailece milli duygularımız yüksektir. Mustafa Duyar'ın daha önce iki erimizi şehit ettiğini öğrendim. Afyon Cezaevinde yatan kardeşlerime, 'Duyar'ın telefonları dinleniyor, ona söyleyin' dedim. Bu, bir infaz konuşmasıydı. Sabah bu kardeşlerim Duyar'ı infaz ettiler. Olay sırasında küfür eden Selçuk Parsadan'ı da yaraladılar. Cinayetten sonra 'Duyar susturuldu' diye Türkiye ayağa kalktı. Bu olaydan kısa süre sonra Abdullah Öcalan yakalanarak Türkiye'ye getirildi, Duyar olayı örtbas edildi.''

Alaattin Çakıcı ile olan husumetini de anlatan Nuri Ergin, Eskişehir Cezaevinden Kartal Cezaevine nakledildiğinde aynı cezaevinde bulunan Alaattin Çakıcı ile hiçbir sorununun olmadığını, hatta Çakıcı'ya bir cep telefonu hediye ettiğini dile getirdi.

Ergin, bir süre sonra Çakıcı ile ters düştüklerini belirterek, ''Çakıcı, benim hediye ettiğim telefonla, Karagümrük lokalinin taranması talimatını verdi'' dedi.

Daha sonra Uşak Cezaevine naklediklerini hatırlatan Ergin, savunmasını şöyle sürdürdü:

''Uşak Cezaevi, çok farklı bir yerdi. Biz gelmeden önce iki yıl içinde 8 kişi peş peşe öldürülmüş. Cinayetler işlendiğinde cezaevi müdürü hep izinliymiş. Cezaevinde kumar var, koğuşlardan birbirine geçiş var, her mahkumda şişler var, çiftlik gibi yani. Tüm mahkumları topladım, konuştum. Uşak Cezaevine sevgi ve saygıyı biz getirdik. Biz gelmeden önce bu hapishane çok bozuktu. Biz geldik, kardeşlik ve sevgiyi öğrettik.''

Ergin, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası çektiğini, bu cezanın idamın karşılığı olduğuna dikkati çekerek, ''Bu cezayı çekmekten ve yaptıklarımdan şeref duyuyorum. Çok bedel ödedim ama hiç pişman olmadım. Eşimi, annemi kaybettim ama pişman olmadım'' dedi.

''Ergenekon'' soruşturmasında yargılananların bugüne kadar 183. duruşmaya çıktıklarını, kendilerinin ise 11 yılda bu kadar duruşmaya çıkmadıklarına işaret eden Ergin, ''Hapishaneye girdiğimde çocuğum boyumdan küçüktü, şimdi 3 torunum var. Bir suç varsa Nuri Ergin'indir, benimdir. Ben suç işlediğimi inkar etmiyorum ancak diğer sanıklar benim kadar suçlu değildir. Mahkeme heyetinin takdir hakkını kullanmasını istiyorum'' diye konuştu.

Mahkeme heyeti, diğer sanıkların savunmasını almayı sürdürüyor.

Uşak E Tipi Cezaevinde 2000 yılında 6 kişinin ölmesi, 23 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olaylarla ilgili olarak aralarında Nuri ve Vedat Ergin kardeşlerin de bulunduğu 32 sanık Uşak Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmış, yargılamanın ardından sanıkların itirazı üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesi, dava kararının bozulmasına ve yeniden Uşak Ağır Ceza Mahkemesinde görülmesine karar vermişti.

Uşak Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlanan davanın ikinci duruşmasında, mahkeme heyeti, davanın İzmir'de özel yetkili 8. veya 10. ağır ceza mahkemelerinde görülmesine karar vermiş, heyet İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin yetkisizlik kararı vermesi ve Uşak Ağır Ceza Mahkemesinin kararı doğrultusunda ortaya çıkan uyuşmazlığın giderilmesi için Yargıtay 5. Ceza Dairesine başvurmuştu. Yargıtay 5. Ceza Dairesi davanın Uşak Ağır Ceza Mahkemesinde yeniden görülmesine karar vermiş ve davanın görülmesine yeniden başlanmıştı.

Uşak Ağır Ceza Mahkemesinde ikinci kez görülen davada, Uşak E Tipi Cezaevinde 2000 yılında çıkan olaylarla ilgili olarak aralarında Nuri ve Vedat Ergin kardeşlerin de bulunduğu 32 sanık, ''taammüden işkence yapmak suretiyle birden fazla kişiyi öldürme ve öldürmeye teşebbüs, silahlı müessir fiil, görevli memura karşı müessir fiil, hürriyeti tehdit, ruhsatsız silah bulundurma'' suçlarından yargılanıyor.

(YKC-SON-EUB-MV-İU)

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler