Türkiye Gazetesi yazarlarından Vehbi Tülek yazısında, "Zaruret olmadan dilenmek haramdır ve çirkindir. Zarûret ve ihtiyaç hâlinde mübâh olur. Lâkin, derecenin azalmasına sebep olur" dedi.Vehbi Tülek’in Türkiye gazetesindeki yazısı şöyle:"Şemseddîn Muhammed ibn-i Adlân hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimidir. 663 (m. 1264)’de Mısır’da doğdu. 749 (m. 1349)’de Kâhire’de vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:Bir günlük yiyeceği olmayanın, bunu istemesi câiz olduğuna fetvâ verilmiştir. Takvâ ve azîmet ise, hiç istememektir. Ölüm ve hastalık tehlikesi gibi zarûret hâlinde, mubâh olur. Elbisesi olmayanın, bu şartlarda, giyecek istemesi mubâh olur. Çalışıp kazanabilen kimsenin dilenmesi câiz değildir. Din bilgilerine çalışıp da, kazanmaya vakit bulamayanın, istemesi câiz olur. Yazı yazarak kazanabilenin istemesi câiz değildir. Çalışamayan hastanın, bir günlük yiyecek dilenmesi câizdir. Fazlası câiz değildir. Nâfile namaz ve nâfile oruç sebebi ile çalışmaya vakit bulamayanın zekât ve sadaka istemesi câiz değildir. Bunun için, başkasının sadaka istemesi câiz olur.Sadaka istemekte üç zarar vardır. Allahü teâlânın, nîmeti az gönderdiğini haber vermektir ki, haramdır. Kendini zelîl etmektir. Müminin Allahtan başkasına boyun bükmesi câiz değildir. İstenilen kimseye de eziyet etmektir. Zarûret olmadıkca, bu da haramdır. Bunun için, takvâ sahipleri, kimseden bir şey istememişlerdir.Bişr-i Hâfî, Sırri-iSekatî’den başka kimseden bir şey istemezdi. (Onun mal verince, sevineceğini biliyorum, onu sevindirmek için istiyorum) derdi. Bişr buyurdu ki:"Üç nevi fakir vardır: İstemez, verince de almaz. Bunlar, İlliyyînde melekler iledirler. İstemez, verince alır. Bunlar, Cennetlerde mukarreblerledir. İhtiyâcı olunca ister. Bunlar, sâdıklar olup, Eshâb-ı yemin iledirler."Netîce olarak deriz ki, zaruret olmadan dilenmek haramdır ve çirkindir. Zarûret ve ihtiyaç hâlinde mübâh olur. Lâkin, derecenin azalmasına sebep olur. Ölüm hâlinde vâcib olur. İstemeyip ölürse, günaha girerek ölür. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), Hazreti Ömer’e (radıyallahü anh) hediye gönderdi. Ömer, almayıp geri gönderdi. Karşılaştıkları vakit,(Niçin almadın?)buyurdu. Yâ Resûlallah,(En hayırlınız, kimseden bir şey almayandır) buyurmuştunuz.(O sözüm, isteyip de almak içindi. İstemeden gelen şey, Allahü teâlânın gönderdiği rızıktır)buyurdu. Ömer, cevap vererek, (Allahü teâlâya yemin ederim ki, kimseden bir şey istemeyeceğim ve istemeden gelen her şeyi alacağım) dedi.Bir hadis-i şerifte,(Aç olan veya bir şeye muhtaç olan, kimseden istemeyip, Allahü teâlâdan beklerse, Allahü teâlâ, ona bir senelik rızık kapıları açar) buyruldu."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz