HABER

"Verheugen, 'endişeniz olmasın' dedi"

LEFKOŞA (İHA) - Başbakan Mehmet Ali Talat, Kıbrıs'ta varılacak bir anlaşmada Kıbrıs Türk halkının haklarını korumak için istenen ayrıklıkların (derogasyon) Avrupa Birliği tarafından birincil hukuk olarak kabul edileceği konusunda AB'nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Günter Verheugen'den teyit aldığını açıkladı.

Başbakan Talat, Verheugen'in dün kendisini telefonla aradığını ve istenen ayrıklıkların fazla olmaması koşuluyla özellikle Kıbrıs Türk halkının kimliğini korumak için istenenleri kabul edeceklerinden endişe duyulmamasını söylediğini bildirdi.

Talat, Kıbrıs Türk halkının gönül rahatlığıyla "evet" diyeceği bir anlaşma için çalıştıklarını belirterek, bu süreçte Kıbrıs Türkü'nün geleceğine, güvenlik, siyasal eşitlik ve rehabilitasyonuna önem verdiklerini söyledi.

Başbakan Talat, dün akşam BRT televizyonunda canlı yayınlanan Akis programının konuğu oldu ve Mete Tümerkan'ın sorularını yanıtladı.

"YENİ YÖNTEM DAHA İYİ VE YARARLI" "Görüşmelerde neler oluyor" sorusuna sadece yöntem değişikliği olduğunu, zamanın daraldığını gören BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alvaro De Soto'nun al-ver sürecine geçmek istediğini ve taraflarla ayrı görüşmeler başlattığını kaydeden Talat, bu yöntemin daha iyi ve yararlı olduğunu düşündüğünü söyledi.

Talat, Rum tarafında bir öfke ve sorun olduğunu algıladıklarını, De Soto'nun dün bu yüzden görüşme yapmamış olabileceğini belirterek, Türk tarafındaki sorunun ise hazırlanan kurucu devlet anayasası taslağının cumhurbaşkanınca sunulmaması olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanını şu ana kadar ikna edemediklerini belirten Talat, ancak dün görüşme olmamasının bundan kaynaklanmadığını bildirdi.

BM'nin ciddi hazırlıklar ve temaslar yaptığını belirten Talat, yüzyüze görüşmeler sırasında ekibe kağıtlar hazırlayan bir grup olduğunu, bu ekibin çok yoğun çalıştığını ama artık kağıt hazırlama değil, al-ver sürecinin başlayacağını anlattı.

Başbakan Talat, bugüne dek zaman zaman yaşanan uyumsuzlukların aşıldığını ve bugünlere gelindiğini, zaman zaman kendisinin, zaman zaman da cumhurbaşkanının çok duyarlı olduğu konuların masaya getirildiğini, aslında bugüne dek görüşmelerin fena gitmediğini söyledi.

Türk tarafının anayasa taslağını vermemesi üzerine Rum Yönetimi Başkanı Tasos Papadopulos'un da taslağı vermediğini hatırlatan Talat, BM tutumunda esnemeze taslak anayasa konulacağını, eğer bu istenmiyorsa Türk tarafının hazırladığı taslağın verilmesi gerektiğini, cumhurbaşkanının kaygılarına katılmadığını ifade etti.

"POZİYONLAR TEKRARLANDI" Başbakan Mehmet Ali Talat, bugüne kadarki görüşme sürecine yukarıdan baktığında "tarafların pozisyonlarını tekrarlamasından başka birşey görmediğini, bunun doğal olduğunu, tarafların bunu yapmasından sonra adım atılabileceğini" söyledi. Tarafların karşı karşıya oturduğu masada fazla bir ilerleme olmadığını ama BM'yle arka planda yapılan yüzlerce görüşme olduğunu, hem kendisinin, hem Başbakan Yardımcısı Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş'ın hem de Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Ergün Olgun ile Washington Temsilcisi Osman Ertuğ'un temaslar yaptığını, komisyonların çalıştığını, bunun yüzyüze görüşmeden daha etkili olduğunu anlattı.

Yunanistan'ın dörtlü zirveye başbakanlar düzeyinde katılmayı reddettiğini, eğer müsteşarlar düzeyinde bir görüşme olacaksa Kıbrıs dışında bir yere gitmeye gerek olmadığını belirten Başbakan Talat, ancak üst düzeyde katılım olursa adım atılabileceğine inandığını söyledi.

Talat, dörtlü zirve için Bern-Zürih arasındaki küçük bir yerleşim birimi olan Lüzern'e davet yapıldığını, burada sadece 3 otel bulunduğunu ve taraflara 20'şer kişilik yer ayrılabileceğinin bildirildiğini kaydetti ve bu konuda "basından ve dünyadan biraz uzak tutularak terapi yapılabileceği" yorumları yapıldığını anlattı.

Talat, Yunanistan'ın "Kıbrıs Rum tarafı karar versin, biz destekleriz" politikasıyla elini taşın altına koymak istemediğini belirtti ve bunun çok eski bir politika olduğunu hatırlattı.

Ankara'dan resmi bir ziyaret daveti almadıklarını ancak dörtlü zirve öncesi bir değerlendirmenin çok yararlı olacağını belirten Başbakan Talat, Türkiye'yle şu anda bir sıkıntı olmadığını ama son günlere geldikçe sorun yaşanabileceğini ifade etti.
Bulunacak bir çözümü fiilen yaşayacak olanların Kıbrıs Türkler'i ve Rumlar'ı olduğunu kaydeden Başbakan Mehmet Ali Talat, politikacıların hassasiyetlerinin de bundan dolayı farklı olduğunu söyledi.

Kıbrıs Türk halkının gönül rahatlığıyla evet diyeceği bir anlaşma ortaya çıkarmak için uğraştıklarını belirten ve "Benim için en önemli şey Kıbrıs Türkü'nün uzun geleceğidir. Yakın, günlük sıkıntıları tolere etmek daha kolaydır" diyen Talat, en çok önem verdiği konuların "güvenlik, siyasal eşitlik ve rehabilitasyon" olduğunu açıkladı.

"ANLAŞILMIŞ BİR HARİTA YOK" Talat, şu ana kadar görüşme masasına harita gelmediğini, Türk tarafının değerlendirmelerini sürdürdüğünü, basında yer alan haritaların gerçek dışı olduğunu, şu anda sadece Annan Planı'nın ekindeki harita olduğunu kaydederek, "Masaya konulmuş, BM'ye verilmiş, kendi aramızda anlaştığımız bir harita yok" dedi.

Halkın bu konuda rahat olmasını ve kendilerine güvenmesini isteyen Başbakan Talat, halkı (Annan Planı'ndakinden) daha fazla tedirgin edecek bir harita olmayacağını, çok daha iyi bir harita da olabileceğini belirtti.

Görüşmeci ekipte AB'yle yıllardır teması olan kişinin sadece kendisi olduğuna işaret eden Talat, bugüne dek 100'e yakın AB yetkilisiyle görüştüğünü ve "siz nasıl anlatdığı taslağın verilmesi gerektiğini, cumhurbaşırsanız anlaşın, cumhurbaşkanının kaygıları. Biz öyle kabul edeceğiz" dediklerini belirterek, ancak son zamanlarda AB yetkililerinin "sürekli ayrıklık olmaz" diyerek, ayrıklıklar (derogasyon) konusundaki tutum değişikliğinin kendisine hayal kırıklığı yaşattığını, bunu De Soto'yla da konuştuğunu anlattı.

VERHEUGEN'LE, RAHATLATAN TELEFON GÖRÜŞMESİ Dün saat 17.00 sıralarında AB'nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Günter Verheugen'in kendisini telefonda aradığını açıklayan Başbakan Talat, Verheugen'in de kendisine "Siz diğerlerinin söylediklerini bir yana bırakın, bizim söylediklerimize bakın. Biz ayrıklıklarınızı -ama lütfen az olsun- hele sizin kimliğinizi korumak için olanları kabul edeceğiz. O konuda endişeniz olmasın" dediğini bildirdi.

Başbakan Talat, Verheugen'le yaptığı bu telefon görüşmesinin kendisini bir nebze rahatlattığını belirterek, bundan önce "AB çark ediyor" diye düşünmeye başladığını kaydetti.

KKTC'de, yüzyüze görüşmelere ilk kez hükümetin de katıldığına, ilk defa bir başbakanın tüm görüşmelerde yer aldığına işaret eden Başbakan Mehmet Ali Talat, hükümetin uzlaşma ve çözüm hükümeti olarak kurulduğunu ve halkın geleceği için her şeyin Kıbrıs sorununun çözümüne bağlı olduğunu anlattı.

Başbakan Talat, cumhurbaşkanının görüşmelerden çekileceği yönündeki haberlerle ilgili soru üzerine, hem cumhurbaşkanının hem de ona bu çağrıyı yapanların tutumunu beğenmediğini, bunun sorumlu bir davranış olamayacağını söyledi.

"CUMHURBAŞKANI AŞIRI KONUŞUYOR" Cumhurbaşkanının, onaylamadığı şekilde aşırı konuştuğunu belirten Talat, bu konuşmaların ret cephesini etkilediğini belirtti. Cumhurbaşkanının görüşmelerden çekilmesinin Rumlar'ın 1 Mayıs'ı çözümsüz yakalaması anlamına geleceğini kaydeden Talat, "İlla ki her çözümü kabul edeceğiz. Annan Planı kötüleşirse de kabul ederiz" demediğini ama bugünkü şartların 1 Mayıs'tan sonra olmayacağını anlattı.

Cumhurbaşkanına çekil çağrısı yapanların akıllarında, eteklerinde, dağarcıklarında ne varsa dökmelerini ve sürecin birlikte götürülmesini isteyen Talat, Kıbrıs Türk halkının haklarını savunma şansının 28-30 Mart'a kadar olduğuna, bundan sonra BM'nin plana son halini vereceğine işaret etti.

"PAPADOPULOS'A KOZ VERİR" Talat, Rum Yönetimi Başkanı Papadopulos'un masaya iyi niyetle gelmediğini gördüğünü, Cumhurbaşkanı Denktaş'ın çekilmesinin Papadopulos'a büyük koz vereceğini ve "cumhurbaşkanının böyle bir sorumsuzluk göstermeyeceğine" inandığını söyledi.

Metin bitmeden referandum konusunda tavır konulamayacağını belirten Talat, mal-mülk konularında çok kapsamlı bir önerileri olduğunu, bu kabul edilirse belirsizliklerden kurtulunacağını, bugüne dek Rumlar'la birkaç konu hariç anlaşmaya varamadıklarını ama BM yetkililerine haklı gerekçelerini anlatmalarının önemli olduğunu, belki de Rumlar'ın buna öfke duyduğunu kaydetti.
Başbakan Talat, 1 Mayıs'tan sonra bir müzakere süreci başlatılırsa, bugünkü noktada olunamayacağını belirtti.

Talat, referandumda oy kullanacaklar konusunda Rumlar'la tartışma yapmayacaklarını belirtti.

"BRT, KIBRIS TÜRK HALKININ SESİ OLMALI" Talat, BRT'den çok şikayetçi olduğunu, şimdi bunların bittiğini de, hala şikayetçi olduğunu da söylemek istemediğini çünkü BRT'nin yeni bir yapılanma sürecine girdiğini kaydederek, "Arzum toplumun sesi olmasıdır. Eski BRT, yayın politikasıyla toplumdaki bölünmeyi kışkırttı. Çünkü en güçlü yayın kuruluşu olarak diğer tarafa söz hakkı vermedi. Şimdi toplumdaki bölünmenin ortadan kalkması en büyük arzumdur. BRT, Kıbrıs Türk halkının sesi olmalı" diye konuştu.

Bir soru üzerine emekliklerin ve çalışanların haklarının güvence altında olduğunu ve bir sıkıntı yaşanmayacağını kaydeden Talat, Kıbrıs Türk halkını rahatsız edebilecek potansiyel iki konunun yer değiştirme ve mal-mülk konuları olduğunu söyledi. Başbakan Mehmet Ali Talat, halkın geleceğe güvenle bakmasını isteyerek, kimsenin daha ortada anlaşma metni yokken önyargılı davranmaması, hayır kampanyası düzenlememesi gerektiğini belirtti, fikir ve birikimlerle uyarılmalarını istedi. Talat, "Hedefimiz Kıbrıs Türk halkının bütün olarak gönül rahatlığıyla evet diyeceği bir anlaşmaya ulaşmaktır" şeklinde konuştu.

En Çok Aranan Haberler