KONYA (İHA) - 2004-2005 eğitim ve öğretim yılının başlamasıyla birlikte öğrenciler de ders çalışmaya başlarken, psikiyatri danışmanları, öğrencinin verimli ders çalışması için ders çalışmanın yollarını bilmesi gerektiğini, çok çalışmanın da bir şey ifade etmediğini dile getiriyor.
Anne, baba ve öğretmenlerin öğrenciden genel beklentisinin, onların derslerine çok çalışıp, başarılı olmaları yönünde olduğunu belirten Selçuk Üniversitesi Psikolojik Danışma Merkezi'nde görevli Psikolojik Danışma Uzmanı Selahattin Avşaroğlu, "Beklenti böyle olunca başarısızlığın nedeni, yeterince çalışmamak olarak görülmekte ve öğrenciden sürekli daha çok çalışması istenmektedir. Oysa gerekli olan bilinçsizce çok çalışmak değil, verimli ders çalışma yollarını iyi bilerek ve bunlardan gereğince yararlanarak etkili çalışmaktır. Verimli ders çalışma yollarını öğrenmek isteyen öğrencinin, önce bu yönde olumlu alışkanlıklar kazanmaya kararlı ve niyetli olması gerekir. Buna karar verdikten sonra ders çalışmasını aksatan ya da kolaylaştıran alışkanlıklarının bir listesini yapmalıdır. Bir yandan listede yer alan olumsuz alışkanlıklarını bırakmaya çalışırken, öbür yandan da olumlu alışkanlıklarını pekiştirmek için çaba göstermelidir. Çalışma ve denemeler, olumsuz alışkanlıklar atılıncaya, olumlu alışkanlıklar iyice yerleşinceye kadar sürdürülmelidir" dedi.
ÇALIŞMA AMAÇLARININ BELİRLENMESİ GEREKİYOR
Her çalışmanın bir amaca yönelik olmasının gerektiğini kaydeden Avşaroğlu, "Bu amaçlar, bir problemin çözümünü öğrenmek, bir yazıdaki ana düşünceyi bulabilmek olabilir. Bunları iyi belirleyerek çalışmaya başlayan kişiler, bu yakın amaçlara ulaşa ulaşa sınıfını geçmek, okulunu bitirmek ve sınavı kazanmak biçiminde özetlenen uzaktaki amaçlarına da ulaşmaktadırlar. Birden çok iş ya da ders üzerinde aynı günde çalışmanız gerektiğinde hangisinden işe başlayacağınızı bilemediğiniz ya da çalışmaya başlamak için karar veremediğiniz anlar oluyorsa, planlı çalışmanın bilinmediği kolayca söylenebilir. Bu tür bir durumla, birden çok dersi çalışmayla yüz yüze geldiğinizde, derslerden her birinin üzerinizde oluşturduğu ruhsal baskı, bunlardan herhangi birine kendinizi tümüyle vermenizi engelleyerek ve verimsiz biçimde işlerden birini bırakıp ötekine atılmanıza neden olacaktır. Bu tür kararsızlık ve karışıklık ancak hangi dersi ne zaman yapacağınızı belirli bir sıraya koymakla yani karar vermekle ortadan kalkar. İşte çalışmada plan nasıl, ne zaman ve nerede çalışacağınıza karar vermek demektir. Günlük çalışma çizelgelerinde okulda geçen saatler, ders çalışma, eğlenme, dinlenme, ev işlerine yardım ve uyku saatleri gösterilmiş olmalıdır. Çalışmaya başlayacağı zaman kendini yorgun ve isteksiz hisseden öğrenci çalışma saatlerini yanlış seçmiş demektir. Beklemeden günlük çalışma çizelgesinde gerekli değişikliği yapmalıdır. Bir ders ya da konu içinde ayrılacak süre öğrenciden öğrenciye değişir. Her öğrenci zamanı kendine göre ayarlamalıdır. Bir saat çalıştıktan sonra araya 5-10 dakikalık dinlenme koymak yararlı olur. Bu sayede bir saatlik çalışma sonunda dağılan dikkat ve azalan verim tekrar kazanılır. Çalışma yeri derli toplu, yalın, elden geldiğince sabit ve sakin olmalı, ayrıca ışık, ısı gibi fiziksel sorunları da çözümlenmiş olmalıdır. Ayrı bir yerin sağlanamaması çalışmadan kaçmanın bir nedeni olmamalı, elverişsiz koşullarda da ders çalışmaya alışmalıdır. Yatakta, koltukta ve divanda uzanarak çalışmak, dikkatin toplanmasını güçleştirecek, öğrencinin çalışmak için daha çok zaman yitirmesine neden olacaktır" şeklinde konuştu.
ÖĞRENCİLERİN BÜYÜK BİR KISMI NOT TUTMA TEKNİĞİNİ BİLMİYOR
Başarılı olmanın yollarından birinin de derslerin işlenmesine etkin olarak katılmak olduğunu ifade eden Avşaroğlu şöyle devam etti:
"Öğrencilerin büyük bir kısmı not tutma tekniğini bilmemektedir. Not tutarken, anlatılanlar öğretmenin ağzından çıktığı gibi değil, anlaşıldığı gibi yazılmalıdır. Öğretmenin anlattığı konunun ana fikri ve anlamları kavranıncaya kadar beklenilmelidir. Zamanın çoğu yazmakla değil, dinlemekle, fikirleri kavramaya çalışmakla geçmelidir. Konu, grafik, şekil, ve istatistik bilgilere dayalı olarak anlatılıyorsa notlar arasına bunlar da alınmalıdır. Önemli fikir ve paragrafların aynen yazılmasında fayda vardır. Yazıların düzgün ve okunaklı olmasına önem verilmelidir. Önce müsvedde yapma, sonra temize çekilme yoluna gidilmelidir. Okuma, öğrenmenin en temel yoludur. Öğrenmede hızlı okuma önemli ve gereklidir. Hızlı okumayla hem okunanlar daha iyi anlaşılır, hem de zamandan kazanılır. Öğrenciler zamanlarını planlamayı ve bunu yazılı hale getirmeyi önemli bulmazlar. Oysa, yapılan çalışmalar derslerdeki başarı ile gerçekçi planlama arasında önemli ilişki olduğunu ortaya koymaktadır. Zamanı iyi planlamak sizin elinizdedir. Zamanı akıllıca kullanmak sizi daha başarılı kılacak ve düşündüğünüzden daha fazla zaman, yapmak istedikleriniz için size kalacaktır."
Öğrencinin sınıfta öğretmenini dinlerken, öğretmenin anlattıklarından yola çıkarak daha sonra neler söyleyebileceğini tahmin etmeye çalışması gerektiğini vurgulayan Psikolojik Danışma Uzmanı Selahattin Avşaroğlu, "Bu, öğrencinin dikkatinin dağılmasını engelleyecek ve öğrenciyi devamlı uyanık tutacaktır. Bir öğrenci ders sonunda, o derste dinlediğinin ancak yüzde 55'ini hatırlayabilir. Tekrar yapılmadığı sürece bu oran bir hafta sonra yüzde 17 azalıyor. Bu yüzden not tutmak önemli. Not tutmanın iki önemli yararı vardır. Bunlarda birincisi eğitimin temel şartı olan, 'aktif katılımı' sağlar. Öğrenci derste pasif durumdan aktif duruma geçer. Not tutma sayesinde derste devamlı uyanık olur, dikkatini derse yoğunlaştırır ve dikkatinin dağılmasını engeller. İkinci önemli yararı ise unutmayı engeller. Unutkanlık düşmanını bizim avantajımıza çevirecek en önemli girişim not tutmaktır. Özellikle alınan notlar eve gelince bir de temize çekilirse hafızaya daha iyi yerleşir" diye konuştu.