Benim kuşağım gibi darbeler ve krizlerle büyüyenler için bile, ezber bozan günler yaşıyoruz. Aylardır davalarla sarsılan gündemi takip etmektense adeta başımız döndü.
Televizyon haberlerinde Balyoz, Ergenekon, tutuklu milletvekilleri, şüpheli, sanık, yargı, yargıç, gözaltına alınan generaller, dendiğinde o habere odaklanmamız bir oluyor.
Son dalgayla birlikte gözaltılar yapılırken, o günlerde yaşananları bir filim şeridi gibi hatırlıyoruz. Ve bin yıl ömür biçilen balans ayarının bugünlerde ömrünün tamamladığına tanıklık ediyoruz.
Ak Parti öncesi böyle bir sürecin yaşanabileceğine hiç kimse ihtimal dahi vermezdi. Ama gelinen noktada demokrasi tarihimiz yeniden yazılıyor ve tarih yine son sözü söyleyecek olan.
Aslında yaşananlar yakın tarihimizle yüzleşmenin sancıları ve geleceğe dönük verilen mesaj niteliği taşımakta. 28 Şubat sürecinde yaşananlar halının altına süpürülemeyecek kadar önemliyse tartışılmaya devam edilsin, ama yarı sürecini etkileyecek yorumlardan kaçınarak.
Her şeyden önemlisi masumiyet karinasını göz ardı etmeden değerlendirme yapmak gerekiyor. Bugün yargı önünde sanık sandalyesinde oturanlara yapılabilecek en büyük vicdansızlık, onları topluma peşinen suçlu gösterme gayreti içerisinde olmaktır.
Birilerinin kalemi kırılacaksa, bunu yazar, çizer takımının değil, bağımsız yargının yapması gerekiyor. Tabii, bu sorumluluk sadece medyanın değil, bütün bireylerin göstermesi gereken yaklaşım olmalı; hatta yargılama süreci içerisinde sadece önemli kişiler için değil, kim olursa olsun bunu yapmalıyız.
Çünkü bu, her şeyden öte vicdan meselesidir.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz